Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
90'lı yılların çocukları olarak, gelenekle modernliğin arasında gidip gelirken bazen savrulsak da nerede durmamız gerektiğini her zaman bilirdik. Dalgalandığımız zamanlar olurdu, ruhumuz acır ama yine de ayakta dimdik dururduk. Çünkü bir derdimiz, bir özenimiz vardı. Aile…
Annem üzülmesin, babam benden vazgeçmesin isterdik. Tüm hataları böyle savardık başımızdan. Ailemizin derdi olmak korkuturdu bizleri çünkü bizler onların var olan tüm dertlerini bitirmek isterdik.
Kendimiz için yaşamazdık yani, ne izletilenler ne de toplum bizi biriciklik algısına sıkıştırırdı.
Çocuk psikolojisini yaralayan, yok eden yıllardı kimilerine göre…
Her dönemin ve her neslin yaraları, travmaları olur; bu insanlığın kaçınılmaz sonudur. Cam bir fanusta büyütülen bir çocukta bile hüzün, korku, yalnızlık bulabilirsiniz.
Gözünün içine bakılan, birey algısıyla büyütülen çocuklarımız bugün kendilerini yalnız hissetmekte… Nasıl oluyor da bunun tersinin yaşandığı yıllardan daha güvensiz ve korkak çocuklarımız? Nasıl oluyor da aile değil tüm dertleri, kendi istekleri ve beklentileri…Nasıl oluyor da toplum ve millet bilincinden bu kadar uzaktalar?
Her dönemin doğrusu, yanlışı vardır. Önemli olan elinde tuttuğun değerlere canla başla sahip çıkabilmektir. Bu düsturla yaşamak, büyümek, büyütmektir.
"İfrat ve tefritten uzak dur, vasatı tercih et; çünkü işlerin en hayırlısı orta olanıdır.” der Beyhakî. Doğru olanı terk etmemektir tüm mesele…
Gelecek geçmişin birikimi üzerine inşa edilmelidir, yıkılıp sil baştan değil.
Bizi var eden aile kavramı da sıkı sıkıya sarılmamız gereken en mühim konudur. Toplumu var edecek tek yapı ailedir. Hani insan tırnağı sökülürken derin bir acı yaşar ya aileden ayrılmak da ruhunu kavuran, istemeden içini parçalayan bir sancı gibi olmalıdır.
Çünkü bizi biz yapan en tatlı anılar, yüzleri gülümseten kareler hep ailenin bir arada olduğu zamanlardan çıkıp gelmez mi aklımıza?
Hatırlar mısınız?
Bakkalların defterlerinde hesap biriktirdiğimiz günleri, ay sonu ödenen rakamları? Abur cubur bilmezdik pek, zaten ona verilecek parayla annelerimiz bakliyat, sebze alırdı yemek çıkardı altı kişilik bir aileye … Ama evde annelerimizin reçelle yaptığı elma şekerinin tadını da hiçbir pastane veremezdi bizlere. Ya da süt, nişasta ve şekerin unutulmaz uyumundan çıkan muhallebi, şanslıysak üstüne evde kakao da varsa bir de pudinge döner bu tatlı şöleni…
Akşam ezanından önce evde olması gereken bir nesildik. Hata yaptığında bedelini ödeyen ve sonra o hatayı tekrarlamaya korkan…Ata ne demek iyi bilirdik biz. Bu yüzden toplum ne der diye yaşamazdık, topluma uygun yaşamak isterdik.
Özgürlüğün başkasının alanına gelince son bulduğunu bilir, hiçbir şeyde aşırılığa gitmezdik, gidemezdik; ailenin verdiği erdemlerden biriydi bu.
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen Peygamberimizin öğüdüyle yaşardı anne-babamız; korkarlardı akrabayı, konuyu komşuyu incitmekten, her zaman dikkatli davranırlardı. Acıktık mı hamburgerler, pizzalar verilmezdi, salçalı ekmekti tüm çocukların favorisi.
Zengini de fakiri de orta hallisi de aynıydı…Kimse kimsenin gözünün içine sokmazdı hayatını.
Gösterişten uzak, olanla yetinen, saygının ne olduğunu bilen mutlu çocuklardır biz…
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
İlk Kelimemiz Son Sözümüzdür Türkçe
Dil Giderse Hafıza Susar…
Değişen Gerçeklik Algoritması
Kendi nefsinde ara..!
Asla asla deme yaşam seni o aralığa sıkıştırıverir
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
Yeni Bir Sayfa…
Sessizlik, Kabullenme, Vazgeçiş…