DOLAR
43,02
EURO
50,45
STERLİN
57,98
GRAM
6.174,52
ÇEYREK
10.148,79
YARIM ALTIN
20.198,81
CUMHURİYET ALTINI
40.270,08
Tuğba YILDIZ
Tuğba YILDIZ
tugbayildiz921@gmail.com
31 Aralık 2025 Çarşamba günü yayınlandı

Yeni Yıl Dilekleri Tutarken, Kimleri Hâlâ Hayatımızda Tutuyoruz?

 
Yılın sonuna gelindiğinde takvimde azalan yalnızca günler değildir. İçimizde birikenler de vardır;
kayıplar, tutulmayan sözler, sessizce büyütülen ya da farkında olmadan gömülen keşkeler… Geriye
dönüp bakıldığında, koskoca on bir ayın geride bıraktıkları daha net görünür.
Sevilmiştir, sevildiğini sananlar olmuştur. Hayal kırıklıkları yaşanmıştır; kimi sessiz, kimi gürültülü.
Umutlar edilmiştir. Kimi zaman bir iş için, kimi zaman bir bebek için, kimi zaman adı konulamayan
ama eksikliği hissedilen bir sevgi için… Dualar yükselmiştir. Bazıları cevap bulmuş, bazıları
sessizlikle karşılanmıştır. Yine de umut tamamen bırakılmamıştır. Çünkü insan, umut ettikçe
ayakta kaldığını sanır.
Ama zamanla fark edilen bir gerçek vardır:
Kaybolmak her zaman umudun bitmesiyle olmaz. Bazen umut ederken de kaybolunur.
Yeni yıl dilekleri yazılırken elin durduğu anlar olur. Ne istendiğini yazmak kolaydır; asıl zor olan,
artık neyin istenmediğini kabul etmektir. Oysa geriye dönüp bakıldığında, gerçekleşmeyen dilekler
kadar insanı yoran beklentiler de can yakmıştır. Umut, çoğu zaman gerçekleştiği için değil;
vazgeçildiğinde insanı eksilttiği için taşınır.
Ama mesele yalnızca umut değildir.
Yeni yıl yaklaşırken benzer cümleler tekrar edilir:
"Bu yıl kendime daha çok değer vereceğim.”
"Artık herkesi hayatımda tutmayacağım.”
"Anlam ve değer katmayan insanları sildim.”Bu cümleler güçlü durur. İnsana toparlanmış, sınır çizmiş hissi verir. Ama biraz durup dürüstçe
bakıldığında şu soru ortaya çıkar:
Gerçekten silindi mi, yoksa sadece susuldu mu?
Birini silmek zor değildir. Bir numarayı rehberden çıkarmak, bir ismi listeden silmek mümkündür.
Asıl zor olan, onların hayatın içinde var olmaya devam etmesine izin vermemeyi gerçekten
seçmektir. Çünkü silmek teknik bir iştir; kaçınmak ise kararlılık ve cesaret ister.
Çoğu zaman silinmez.
Sessizleşilir.
Kapı kapatılmaz, aralık bırakılır.
Gidilmez ama geri dönülmesi beklenir.
Şikâyet edilir, yine de yer açılır.
Anlam ve değer katmayan insanlar genelde kendiliğinden gitmez. Onları tutan şey, hâlâ verilen
alandır. Gösterilen sabır, kurulan "belki” cümleleri… Çoğu zaman anlamsız insanlara, hak
etmedikleri anlamlar yüklenir. Kendi boşluklarından bir parça verip onları olduklarından büyük bir
yere koyanlar olur. Sonra aynı soru tekrar eder:
"Niye yine aynı yerdeyim?”
Belki de cevap sandığımız kadar karmaşık değildir. Değişmeyen insanlar değil, onlara açılan
alanlardır. Gitmeyen onlar değildir; bırakmayan bizleriz. Ve bunu fark etmek, birini silmekten çok
daha can yakıcıdır.
Yeni bir yıl geliyor. Yine dilekler tutulacak, yine umutlar fısıldanacak. Ama belki bu kez yapılması
gereken şey yeni insanlar dilemek değil; eskilerin kapladığı alanı gerçekten boşaltmaktır. Herkesi
taşımak zorunda değiliz. Herkese sabretmek her zaman bir erdem değildir.Silmek değil mesele.
Kaçınmak.
Alan açmamak.
Ve en çok da kendinden eksiltmemek.
Yeni bir yıla girerken mesele neyin dilendiği değil; hangi boşluklardan beslenerek, artık bir anlam
katmayan insanların hâlâ hayatın içinde tutulmayı seçildiğidir.
Ve belki de bu yüzden, yeni yıl dilekleri yazılırken asıl itiraf şudur:
Gitmesi gerekenleri göndermeye cesaret yoksa, dilediklerinin hiçbirinin gelmeyeceği de bilinir.
 

Yazarın Diğer Yazıları