Dil Giderse Hafıza Susar…
YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
Faiz dışı fazla vermeye daha fazla odaklanmalıyız
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
DÜNYA İMTİHAN YERİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
SANDWİCH -EKMEK ARASI
Ağaların Arasında Bir Maraba
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
İnsanoğlu değişmiyor sadece nesiller yenileniyor; neticeler de hep aynı.
6 ile 10 yüzyıl arasında Türkçemiz; bağımsız, saygın, egemen bir dildi.
Peki bu hangi dönem: Göktürk ve Uygur Dönemleri; Türk dilinde ve tarihinde yeri yadırganmayacak kadar kıymetli iki Türk devleti.
11. yüzyıl ise; Arap ve Fars kültüründen etkilenmeye başladığımız ama dil yönünden hakimiyeti koruduğumuz Karahanlı Dönemi…
İşte tam da bu noktadan sonra ipin ucu bizde biraz kaçıyor.
…Yıl 2025 …
Doğu etkisinden uzaklaşan Batı etkisine giren bir algıya dönüveriyoruz.
Ama ne yazık ki netice yine aynı:
"Ana dilinden kaçıp, başka dillere sığınarak modern ve eğitimli olduğuna inanma yanılgısı tüm toplumumuzu sarıyor.”
-Neden diye sorduğunuza kulak kesilmek istiyorum; çünkü bu soru, yönümüzün Türkçe olduğunu göstermesi bakımından mühimdir.-
Ancak yüzyıllar öncesinde de algı hep aynıydı: Modern olmak için önce kendi dilini bir kenara itmek gerekiyordu.
Bugün ise aynı durum, İngilizcenin küresel baskısıyla kendini göstermeye devam ediyor.
Hatta şu an bu konuda öyle bir noktaya gelindi ki…
İnsanlar, Avrupa'da bir kafede sipariş verir gibi İngilizce konuşma yarışına giriyor, bu esnada kimin İngilizcesi en mükemmel bakışları da etrafta gezinmiyor değil…
Üstelik biri bu adların telaffuzunda hasbelkader bir hata yaparsa, vay o kişinin hâline! Kırk yıllık İngiliz vatandaşı gibi değerlendirilip alay konusu oluyor.
İşte bu manzara, kendi diline yabancılaşan bir toplumun en açık resmidir.
Çünkü kendi dilinde kelime bulamayanlar, yabancı telaffuzla hava atarken aslında köksüz bir yaprak gibi savrulduğunu fark edemiyor.
Bu durumlara hepiniz şahit oluyorsunuzdur, ben şahit olduğumda kendi kendime diyorum ki:
Bu anı yaşayan ve yanındakilere zorbalık eden herkese, yalnızca ana dilleri olan Türkçe ile -üstelik kelimeleri özenle seçmek kaydıyla- en az 10 dakika konuşma zorunluluğu getirilmeli…
Görelim bakalım, kimler ait olduğu asıl kökün hakkını verebiliyor!
Bu noktada yabancı kelimelerin varlığından dolayı Türkçe konuşamıyoruz ki!
Diyenlere de seslenmek isterdim, o da bir sonraki sohbet konumuz olsun…
Değişen Gerçeklik Algoritması
Kendi nefsinde ara..!
Asla asla deme yaşam seni o aralığa sıkıştırıverir
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
Yeni Bir Sayfa…
Sessizlik, Kabullenme, Vazgeçiş…
Sancımız GAZZE…
Mutluyduk…