SIRADA Kİ KİM?

Kendi vatanından kaçmaya çalışan insanlar gördük. Trene atlar gibi uçağa atlamaya çalışanları. Çaresizlik öyle boyuta gelmiş ki uçağın kanadında özgürlük arayışına girenlere şahit olduk. Denize düşen yılana sarılır deyiminin yer aldığı görüntüleri izledik. Bir uçağın kanadında umuda uçmak! Ne umut ama. Modern köleliğin yaşandığı yerlerde umut aramak. Ne kadar kötü bir Dünya'da yaşıyoruz. Adaletin, merhametin, anlayışın, saygının olmadığı bir Dünya. Kendi idealleri, menfaatleri, çıkarları için Milyonlarca insanın ölmesini, göç etmesini, zulüm görmesini umursamayacak kadar merhametsiz bir Dünya. Sömürgecilik der geçeriz ancak sömürülen yerlerde yaşanan acıları bilir miyiz? Devletin olmadığı, can güvenliğinin bulunmadığı, çevrenizde her an bombaların patladığı, işsizliğin had safhada olduğu, neredeyse kıtlığın yaşandığı yerlere bakarsanız sömürgeciliğin ne olduğunu görürsünüz. Sadece sömürülen kaynakları olsa. Akılları da sömürülüyor bu ülkelerin. Düşünmeyen, itaat eden toplumlar oluşturur bu sömürgeciler. Alacağını alır ve ardına bakmaz bile. Irak'ta kitle imha silahlarını bulamadan gittiler! Petrolü alarak elbette. Geride Milyonlarca ölü, milyonlarca mülteci, milyonlarca yetim bırakıp gittiler. Libya'da diktatör Kaddafi'yi! devirdiler. Yerine petrolü sömürdüler, parçaladılar, böldüler geriye koskoca bir enkaz bıraktılar. Suriye'ye girdiler. Petrol yataklarını ele geçirdiler. İsteyen istediği kadar öldürsün umurunda olmadan devam ettiler sömürmeye. Yüzyıllardır Afrika'nın insanlarını köle olarak kullananlar sonrasında yer üstündekileri bırakıp yer altındakileri sömürmeye başladılar. Kim kime kıymış, milyonlar ölmüş kimin umurunda. Ölenlerin çocuklarını Avrupa'ya kaçırıp organ mafyalarının bile önünü açtı bu sömürgeciler. İnternetin yayılmasıyla şimdide tüm gençlerin akıllarını, fikirlerini, ideallerini sömürüyorlar. Asla doymayacaklar. Asla bırakmayacaklar sömürmeyi. Şimdi sıra kimde? Hangi ülkeye demokrasi getirecekler! Hangi ülkenin liderini diktatör ilan edip zemin hazırlayacaklar? Bir ülkenin sömürülmesi yakınsa o ülkenin muhalefetine bakın. O ülkenin muhalefeti ne zaman diktatör söylemlerine başlar, ne zaman sömürgecilere kapı aralar emin olun o ülkeye demokrasi götürmeye hevesli sömürgeciler harekete geçecektir.

Büyük felaketleri arka arkaya yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Dünyayı kasıp kavuran virüs belası, çığ felaketi, depremler, yangınlar, seller, derken iyice moralimiz bozuldu. Tüm bunları yaşarken kuraklıkla tedirgin oluyoruz. Tarım arazileriyle birlikte içme suyumuzda tehlike altında. Bu dönemde hayatımızın her anında ve her alanında olması gereken tasarrufu bu dönem daha titizlikle yapmak zorundayız. Özellikle son yıllarda her yaz döneminde bu tehlikeyi yaşıyoruz. Her dönem konuştuğumuz vahşi sulamadan vazgeçtik mi? Mesela tarım politikalarında sulama projelerini gerçekleştirebildik mi? Dışardan bakılınca bir tarım stratejisi göremiyorum maalesef. Hala suyun olmadığı ve yer altı kaynaklarının çekildiği bölgelerde ayçiçeği ve mısır yetiştiriliyorsa kimse tarım stratejisinden bahsetmesin. Anlamıyor muyuz yada anlamak istemiyor muyuz? Sularımız bitiyor. Biz kendimizi kurtarma çabasındayız. Bu anlayışla belki 3-5 yıl daha bu topraklardan verim alırız ancak biz yada çocuklarımız bu tarlaları sulayacak su bulur muyuz bilemiyorum. İçtiğimizden, döktüğümüzden, yıkadığımız arabamıza kadar suyun her damlasından mesulüz. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları