15 Temmuz ‘dan sonraydı. Sanırım birkaç ay. Köşe yazımda son bir vesayet kaldığını yazmıştım. Ak Parti'nin önce yapısal sorunları çözdüğünü söylemiştim. Yollar, hastaneler, adliye binaları, okullar, spor tesisleri gibi ülkenin ihtiyacı olan tesisler kazandırıldı. Ardından Türkiye'nin en büyük sorunu vesayetleri ortadan kaldırdı. Ülkeyi sadece kendinin gören Kemalistler, kendini iktidar ortağı gören fondaş medya, aklına estiğinde hükümetlere ayar veren asker, her türlü karanlık işi yapıp hesap vermeyen derin devlet - mafya, üstüne vazife olmayan her şeye burnunu sokan iş dünyası, ideolojik kararlarla milletin değerlerini yok sayan yargı ve son olarak yıllarca devletin içine sızmış FETÖ. Yeni Türkiye'nin yol haritasında artık vesayet olmayacaktı. Diğer taraftan sürekli ambargo ile tehdit edilen Türkiye Savunma sanayine el attı. Paramızla aldığımız ne varsa kullanma iradesi yok sayılan, her fırsatta bunu bize karşı kullananlara karşı ayağa kalkma vaktiydi. Öyle de oldu. Savunma sanayisinde ki muhteşem atak, dünyayı hayretler içinde bıraktı. Dış politikada pısırık bir anlayış sona erdi. Kendi kararlarını alan, kendi hakkını koruyan, kendini ezdirmeyen bir duruş sergiledi. Terörle mücadelede yapılanları hepimiz biliyoruz. Pkk Eylem yapamayan, ülke içinden yeni üye kazanamayan, sokakları harekete geçiremeyen, başını mağaradan dışarı çıkaramayan ve lider kadrosu tek tek etkisi hale getirilen bir örgüt oldu. Peki tüm bu yapılanlara karşı eksik ne kaldı? Türkiye tüm vesayetleri savaşarak yıkarken hala ekonomide ki düzenin bize kullanılması son vesayet olarak görüyorum. Elinde ki örgütleri kullanamayan, silah ambargosuyla sürekli tehdit edenlerin elinde ki tek koz ekonomi. Kur ve faiz tehdidiyle bizleri dize getirmelerine karşı yeni bir savaş başladı. Ellerinde kalan son kozlarını da ellerinde alabilirsek işte o zaman tam bağımsız Türkiye olacağız. Alnımızın teriyle kazandığımızı faizle beslenenlere vermeyeceğiz. Bize bu ekonomik sistemi dayatıp, kene gibi bizi sömürmelerini seyretmeyeceğiz. Her istediklerinde doları, kuru, faizi kullanıp bize ayar vermelerine de müsade etmeyeceğiz. Bu savaş sadece Tayyip Erdoğan'ın değil, hepimiz savaşı. Her türlü badireyi atlatmışken bu kurtuluş mücadelesini dolara, yağa, peynire satamayız. Nisan, Mayıs'ta çok daha farklı bir Türkiye olacağına eminim. Hele şu safları bir sıklaştıralım. Bu savaşta biraz sıkıntı çekeceğiz ama emin olun sonu ferahlık, sonu zafer, sonu bereket olacak. Eyvallah…
