YENİ KUŞAK ÇOK FARKLI

Özellikle son 5 yılda tüm kesimler Z Kuşağı denilen yeni nesli çözmeye çalışıyor. Psikologlar, sosyologlar, gazeteciler, siyasetçiler bu kesimin üzerinde çalışma yapıyor. Gençlik ne istiyor? Gençlik nereye gidiyor? Bu sorunun cevapları için her gün yeni yaklaşımlar sergileniyor. Siyasetçiler azımsanmayacak oy potansiyeli olan bu kesim için ciddi çalışmalar içinde. Sosyal medyada sürekli gençler kazanılmaya çalışıyor. Eskisi gibi değil. Aile büyükleri artık eskisi gibi etkileyemiyor çocuklarını. Sosyal medya ile birlikte her biri bir birey oldu. Kendi düşüncesini ifadece edeceği platformalar var. Kendi düşüncesini paylaşan, görüşleri algılarla oluşan bir kuşak var artık. Yeni nesli suçlayıcı, cebindeki telefonuyla örneklendirilen, düşünmeyen, üretmeyen, çabalamayan, fikirsiz bireyler olarak görenler kaybedecek. Gençler ne istiyor? Sorusuna cevap olarak yapılan araştırmalar her geçen gün değişiyor. Halbuki siyasi parti temsilcileri kendi görüşlerine aykırı bile olsa gençlerle konuşup ona göre politikalarını geliştirmeli. Sadece siyaset olarak ta bakılmamalı meseleye. Aileler, öğretmenler gençleri dinlemeli artık. Gençler her şeyden önce dinlenmek istiyor. Biz eskiden şöyleydik, böyleydik, gençliğimizde biz şöyle yapardık gibi konuşmalar söz israfından öteye geçmiyor. Nasihat alan bir gençlikten ziyade davranış ve tavra göre hareket eden bir gençlik görüyoruz. Evet aza kanaat edecek bir gençlik yok. Daha çok isteyen, yetinmeyen bir kuşak var karşımızda. Bunu eleştirmek yerine bunu nasıl kontrol edebiliriz bunun çarelerini aramak gerekiyor sanırım.

Bayram dönüşü özellikle denize kıyısı illerimin ağzına kadar dolduğunu gördük. "Aman efendim millette para var” edebiyatı yapacak değilim. İmkan varsa tabi ki tatile gitmek herkesin hakkı. Sadece şunu anlamakta zorlanıyorum. Sosyal medyasında her ay tatil modunda olanların, lüks araçlarıyla sürekli paylaşım yapanların bir önceki paylaşımlarında ekonomik durumu eleştirmelerini anlamış değilim. Asgari ücretle geçinenlerin, emeklilerin, küçük esnafın bu anlamdaki sitemlerine en küçük bir itirazım yok. Lakin halk tabiriyle yükünü sırtlanmış, tuzu kuru arkadaşlar daha ne istiyorlar anlayamıyorum. Diğer taraftan asgari ücret tespitinde işverenlerin ve ekonominin dengesinin bozulacağı yönünde açıklamaları yapanların Türkiye şartlarında maaşları gayet iyi olan memur ve Devlette çalışan işçilerin taleplerini en üst perdeden dillendirmeleri acaba bu ekonomiyi sadece asgari ücretliler yada emekliler mi bozuyor diye düşündürüyor beni. Ey sendika ağaları. Zor şartlardan geçiyoruz. Sizde biraz merhametli olun da hem özel sektör çalışanlarıyla devlette çalışanların arasında ki makası daha fazla açmak için çabalamayın. Sonra herkes devlet kapısına dayanıyor. Bir gün bu kapı o kadar çok zorlanacak ki kapı da dayanmayacak ona göre. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları