ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

Der. "Bu taife-i serracan ordu-yı İslam- da gayet lazım olmağla sair ehl-i hiref üzre takaddüm (önde) olundu." Açıklamasından sonra, saraçların telatin işlemeler, sim li örtüler, parlak mataralar, kadife eyerler ve daha nice kıymetli işler yaptıklarını belirtir. Saraçlığın diğer dallarını ise şöyle sıralamaktadır: Yüz dükkanda üç yüz kişi olmak üzere deve yününden sanımış Şam işi kaltaklar yapan kaltakçılar, ok torbası yapan tirkeşçiler, kırk dükkan teğelticiler, kırk dükkanda yüz kişi debbeciler, elli dükkanda üç yüz usta kalfa olan ve rengarenk telatinden sımat, sofra ve mum sofraları, başka nice eşyalar yapan sofracılar, kırk dükkanda yüz kişi olan yularcılar, 105 dükkanda 305 usta ve kalfa olarak çalışarak çeşit çeşit sepetler sandıklar yapan sepet-sandıkçılar, on iki dükkanda yirmi kişi olan ve türlü çeşitli sünbüle, örme, çatal ve saka kamçılan yapan kamçıcılar, 500 dükkanda 1005 kişi olan palan-dûzlar. 

 

Evliya Çelebi, esnaf alayındaki sıralarına ve geçişlerine göre anlattığı saraçların, maiyetinde nice askerler ile "küheylan at üzre sırmalara gark olmuş mahbublar" bulunan saraçbaşının yönetiminde olduklarını, ayrıca saraçlar şeyhinin, kethüda ve nakiblerinin, tellallarının, karhane bekçilerinin bulunduğunu da ekler. 

 

O dönemde diğer esnaf zümrelerinin olduğu gibi saraçların da kendilerine özgü gelenekleri; bayraklar açıp Yuşa Tepesine çıkarak helvalı pilavlı zerdeli bir hafta süren teferrüçleri, şed kuşanma törenleri; Saraçhane kapısını besmele ile açıp meydanda dua ettikten sonra dükkanlarına dağılıp işe başlamaları gibi gelenekleri vardı. Divan Edebiyatımızın en büyük şairlerinden Bakî'nin (1526-1599) çocukluk ve ilk gençlik çağında Saraçhane'de çıraklık etmiş olması da ilginçtir. 


Yazarın Diğer Yazıları