KONYA’MIZIN ESKİ VE YENİ EĞİTİM KURUMLARI

Onun için "elli yıl önceki” (1920-25) Konya Belediyesi'nin "gözle görülebilen” iki hizmeti vardır. Biri temizlik (tanzifat) işleri, diğeri zabıta (on kişilik) hizmetleridir. Temizlik hizmetlerinin başında, yol sulamak gelmektedir. Sural, tanzifat hizmetim şöyle anlatır: "İki tekerlekli, üstleri sözde kapalı at arabalarıyla sözüm ona şehrin çöpleri toplanırdı. Yaz mevsimlerinde, ortasında bir varil oturtulmuş yine iki tekerlekli at arabalarıyla çarşılar sulanırdı. Ve bu işlem şöyle yapılırdı: Bir işçi, arabanın atını çeker, bir başka işçi de arkaya doğru meyillice oturtulmuş bulunan varile bağlı, ucu tenekeden yapılmış süzgeçli hortumu, uzunca bir kendirle ve olanca hızıyla sağa sola sallar, süzgeçten akan sular, sokakları, caddeleri böylece sulardı. Ayakları çıplak, kolları sıvalı tamirat işçisinin arabalı varilinde su tükendiği zaman, sulamaya başlama noktası çoktan kurumuş olurdu. Ama yine de bir serinlik sezilirdi. İlk arasözün gelip de o Arnavut kaldırımlarındaki hayvan gübreleriyle toprağı, o zamanın tretuvar kenarlarına iterek uzun mesafeleri sulaması, önceleri şehir halkının şaşkınlığa uğramasına sebep olmuştu. Sonraları alışıldı tabii.”

Türkiye Selçukluları'na uzun süre başkentlik, Osmanlı Devleti'ne ise eyalet merkezliği eden Konya'nın, geldiği nokta için şu söz ne kadar yerindedir: "Türk şehirlerinin genel olarak harap bir görünüşleri vardır. Fakat hiç biri Konya kadar harap değildir. Konya'yı, zamandan çok insan eli harap etmiş. Her asır kendinden öncekinin enkazından anıtlar meydana getirmiştir.”

Konya Vilâyeti, idarî yönden 5 sancak (liva/il), 25 kaza, 33 nahiye ve 2333 köyden müteşekkildir. Başta merkez sancak Konya olmak üzere diğerleri; Burdur, Teke, Hamidâbad (Isparta) ve Niğde'dir. Konya Sancağının 10 kazası ise şunlardır: Ereğli, Ermenâk, Akşehir, Ilgın, Beyşehri, Bozkır, Sultaniye (Karapınar), Seydişehri, Karaman ve Koçhisar'dır (Esbkeşan). Tabiidir ki bu kazaların bazılarında bugünkü ilçelerin birkaçı bulunduğu gibi, bazıları da ayrı il olmuşlardır. 1916'ya gelindiğinde Konya Vilâyeti; Konya, Burdur, Isparta olmak üzere üç sancaktan (liva) oluşmaktadır. Antalya, Niğde müstakil iller içinde (Elviye-i gayri mülhaka) kayda geçmiştir.

1886'da Konya Sancağı'mn toplam nüfusu 337.499'dur (Erkek; 170.177, kadın; 167.321). 1887, 1889'da nüfus aynıdır. Konya'nın merkez nüfusu, 40.795'tir. 1894'teki merkez nüfus, 44.762'dir. Bu miktara 878 Rum, 1.566 Ermeni teba da dâhildir. 1896'da 45.773,1897'de 45.894 olur. Yalnız 1897 merkez nüfusunun azınlık kısmında ilginç bir farklılaşma vardır. Önceleri sadece Rum, Ermeni nüfusu verilirken bu defa Katolik, Protestan ilâvesi yapılır. Rum nüfus 1.024, Ermeni 1.822, Katolik 37, Protestan 42'dir. Şu hal, batılı devletlerin misyoner faaliyetleri ile doğrudan ilişkilidir. Katolik nüfusun ortaya çıkması Fransız, Protestan nüfusun ise Amerikan ve Alman misyonerler ve nüfuzunun sonucudur. Sancak genelinde İslâm nüfus 390.098 iken, Hıristiyan nüfus 12.016'dır. Darkot, 1900'de Konya nüfusunun 50.000 civarında olduğunu yazar. 1906'daki Konya merkez nüfusu, 52.164'tür. Son yıllardaki nüfus durumu, ilk defa kadın nüfus lehinde değişmiştir. Zira bu merkez nüfusun 26.141'i kadın, 26.023'ü erkektir. Gayr-i müslim merkez nüfusunda ise erkek 1.921, kadın 1.814 olarak eski oranı korur. Yani Müslüman nüfusa göre erkek sayısında düşüş yoktur. Sebep, anlaşılır ve basittir. Çünkü son yıllar artık Balkanlar, Yemen, Girit vb. yerlerde Müslüman erkek nüfusta erimeler hızlanmıştır. 1907'de merkez nüfusta bir değişiklik olmamıştır: 52.16422.


Yazarın Diğer Yazıları