 
                                    Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
 
                                    Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
 
                                    Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
 
                                    BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
 
                                    Değişen Gerçeklik Algoritması
 
                                    SADREDDİN KONEVİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI
 
                                    Münafıklık kötü müdür?
 
                                    KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
 
                                    Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
 
                                    İSLÂM DİNİNDE ZORLAMA VAR MI, YOK MU?
 
                                    KALİTE
 
                                    Dinin Geleceği
 
                                    TÜRKİYE’NİN KRİPTO KİMLİKLİ BEYAZ TÜRKLERİ
 
                                    Bırakmanın İnceliği
 
                                    Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
 
                                    Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
 
                                    Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
 
                                    Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
 
                                    TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
 
                                    Efsanelerin Yemişi
 
                                    Rakamlarla Otomobil Piyasası
Burada medrese hayatı ve işleyişinin iyi kavranabilmesi için İslâm'ın ilk günlerine; Suffa ehline, özetle bile olsa gitmekte fayda vardır.
İlk ayeti, ilk emri "Oku” olan İslâm inancının; ilmin öğrenilmesi, araştırılması, yaygınlaştırılması konularından bahseden bütün ayetleri de ilk devresine aittir. Buradan ilmin, doğruların araştırılıp-öğrenilmesi olayının, rahat demlere ait bir hobi gibi algılanmadığını çıkarabiliriz. Hatta tam tersine ilim; hayatı tümüyle kavrayan yaşayış tarzını kurmada bir çeşit "ön şart” olarak kabul edilmiştir. İlim öğrenmenin icraattan (amel) önce gelmesi, davranışların bilinçli olmasını sağlar. Zira bilince intikal etmeyen hiçbir dünya görüşü ve inanç, kalıcı olamaz.
Bilenleri üstün tutan, ilmi teşvik eden, araştırma ve düşünmeyi isteyen onlarca âyet ve hadisin varlığı bilinmektedir. Kendisine bildirilen doğrultuda, diğer peygamberler gibi İslâm Peygamberi de insanlardan her hangi bir beklentisi olmaksızın vazifesini yapar. İnsanları dünya ve ahiret mutluluğuna erdirecek hükümleri, bilgileri öğrenir, yaşar ve başkalarına yayar. Onun içindir ki eğitim-öğretim, İslâm Dini ile birlikte gelişen ilk sosyal müesseselerdendir. Mekke Devri'nde Erkam'ın evi, nasıl Müslüman yetiştiren bir eğitim kurumu ise, Medine Devri'nde Suffa, çok daha geliştirilmiş, legal eğitim yuvasıdır. Onun için İslâm Peygamberi'nin, Medine'ye geldiği zaman ilk inşa ettirdiği bina Medine Camii olur. Kendisi, sadece "basit bir işçi gibi” çalışmaz. Kıblesini doğru olarak tespit eder, bölümlerini, plânını kurar. Buna göre camii üç bölümden oluşmaktadır: ibadet vb. toplu çalışmalar için büyük bir salon, mektep vazifesini görmek üzere suffa veya zulle ve Hz. Peygamber'in aile fertleri için bir kaç ayrı küçük oda. Suffa, İslâm'ın ilk üniversitesi olmuştur. Ama bu "Cami ve Cami bitişiğindeki mektepte” ders veren, sadece kendisi değildir.
Ubâde't-ibnü's-Sâmit, okuma-yazma, Kur'ân tedris ettirmekte; Sa'îd ibnü'l-'As, hattat olarak "Hikmet Muallimliği” göreviyle Hz. Peygamber tarafından tayin edilmiş bulunmaktadır7. Peygamberimiz ayrıca Abdullah b. Mes'ud, Salim, Muâz b. Cebel, Übey b. Kâ'b gibi âlim sahabelerini Kur'ân-ı Kerim öğretmekle görevlendirmiş, Abdullah b. Saîd'i Medine'de yazı öğretmem olarak vazifelendirmiştir.
Bunlar Suffa'nın "Sahabe”den hocalarıdır. Ama Müslümanların bu devirde, İslâm'ı kabul etmeyen, hatta Müslümanlarla fiilen savaşanlardan "Müşrik Muallimleri” de vardır. Bedir Harbi esirlerinden, okuma-yazma bilen her birinin, Medine'de on Müslüman çocuğa okumayı öğretmesi karşılığında hürriyetlerine kavuşabilecekleri tespit edilmiştir. Hâlbuki diğer esirlerden, kişi başına dört bin dirhem, kurtuluş parası alınmaktadır. On çocuğa okuma-yazma öğretenden bu meblağ alınmamıştır. Zeyd b. Sabit, bu şekilde okuma-yazma öğrenen çocuklardandır.
75. YILLIK GAZETECİLİK İLGİM VE YENİ KONYA GAZETESİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
YILDIZ PORSELEN FABRİKASI (ÇİNİ FABRİKA-İ HÜMAYUNU)
YILDIZ ŞELALE
KONYA’DA MODELİSTLİK – STİLİSTLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI
KONYA VE ANADOLU’DA ÇİNİ ve LÜLECİLİK SANATI