ORTA ASYA’DAN ANADOLU’YA BÜYÜK HUN’DAN OSMANLI’YA TARİHTEKİ TÜRK DEVLETLERİ

II. GIYASEDDİN KEYHÜSREV (1237-1246) 

Keykubad'ın büyük oğlu 2. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hatun'dur. Mahperi Hatun Kyr Vart'ın kızıdır ve babasının ölümünden sonra müslüman olmuştur. 2. Keyhüsrev tahta çıktığında 16 yaşındaydı. Kılıçarslan ve Rükneddin adlarında kendisinden küçük iki kardeşi daha vardı. Keykubad, veliahd olarak Kılıçarslan'ı vasiyet etmişti. Fakat ölümünden sonra, başta Sadeddin Köpek olmak üzere, Keyhüsrev taraftarları kendisini tahta çıkarmaya muvaffak oldular. Sadeddin Köpek, göreceğimiz gibi, çevirdiği entrikalarla, 2. Keyhüsrev döneminde önemli rol oynamıştır. Adı beklenebileceği gibi bir hakaret içermemektedir, çünkü kendi inşa ettirdiği bir kervansarayın kitabesinde de aynen böyle geçmektedir. Kılıçarslan taraftarları, Keykubad'ın vasiyetini yerine getirmek istedilerse de muvaffak olamadılar.

Keyhüsrev, Melik Nasır'ın kızı Gaziye Hatun ile evlendi. Kız kardeşi Melike Hatun'u da Melik Nasır'a verdi. Haleb hükümdarı Melik Nasır böylece Selçuklu tabiiyetine geçti ve Haleb'de Keyhüsrev adına para bastırdı. Keyhüsrev Urfa ve Suruc'u Melik Nasır'a, Harran'ı Melik Muzaffer'e, Hapur'u Hums hükümdarı Melik Mücahid'e, Nusaybin ve Sincar'ı da Mardin Artuklu hükümdarı Artuk Arslan'a ikta etti. Buralarda da Keyhüsrev adına hutbe okundu ve para basıldı. Birçok Eyyubi ve Artuklu Hükümdarı'nın Keyhüsrev'e tabi olmasıyla, bunlara hakim olmak isteyen Mısır Sultanı Melik Kamil'e karşı büyük bir ittifak oluştu. Melik Kamil Haleb üzerine yürüdü. Keyhüsrev önemli bir orduyu Haleb'e yardıma yolladı. Fakat Melik Kamil'in yolda vefatı üzerine bu mesele kapandı (1238).

Yassı-Çimen zaferinden sonra Selçuklu hizmetine giren Harizm beyleri ve başka bazı önemli komutanlar, Keykubad'ın vasiyetinin yerine getirilmemesini, birtürlü hazmedemiyorlardı. Keyhüsrev'in yanından ayrılmayan ve onu avucunda oynatan Sadeddin Köpek, bunlara karşı çeşitli tertipler uyguladı. Bunun üzerine birçok Harizm beyi Kayseri'den ayrılıp, geçtikleri yerleri talan ederek, Harran, Urfa ve Suruc bölgelerini ele geçirip buraları aralarında taksim ettiler. Sadeddin Köpek, daha sonra, Keykubad zamanında önemli hizmetleri olan, Kemaleddin Kamyar'ı da bertaraf etti. Keyhüsrev döneminde Selçuklu Devleti'nin sarsılması bu olaylarla başladı. Saraya bir kere fitne ve fesad girmişti ve arkası da geldi. Sadeddin Köpek, Sultan'ın bir fermanı ile Kılıçarslan'ın annesi Melike Adiliyye'yi Ankara'ya yolladı ve bir süre sonra burada boğdurttu. İzzeddin Kılıçarslan ve Rükneddin'i de Borgulu'da hapsettirdi. Keyhüsrev'in henüz oğlu olmadığından şehzadelerin hayatına dokunmadı. Daha sonra, Keyhüsrev'in hristiyan karısı Berduliye'den, İzzeddin Keykavus, Rum cariyesinden Rükneddin Kılıçarslan ve Gürcü prensesinden de Alâeddin Keykubad adında üç oğlu oldu. Keyhüsrev, kendi oğulları olduktan sonra, üvey kardeşlerini öldürtmek istedi ise de, bu iş için görevlendirdiği kişi, emri yerine getirmeyip bunu da Keyhüsrev'den sakladı. Köpek bilahare, Taceddin Pervane hakkında dedikodular çıkartıp kendisini öldürttü. Fesadın iyice ilerlemesi, ve bu arada Keyhüsrev'in de liyakatsizliği nedeniyle, huzursuzluk büyüdü. Sadeddin Köpek giderek, kendisin de Selçuklu soyundan geldiği iddiası ile bizzat tahta çıkmayı bile planlamaya başladı. Sıranın kendisine geldiğini nihayet anlayan Keyhüsrev, bir karşı tertiple, Sadeddin Köpek'i öldürttü (1238). Takiben, sözlüsü olan, Rosudan'ın kızı Thamara ile evlendi. Keyhüsrev'in Thamara'ya çok düşkün olduğu rivayet edilir. Hatta bastırdığı paralardaki arslanın kendisini ve onun üzerindeki doğan güneşin Thamara'yı temsil ettiği söylenir. Thamara Selçuklu ülkesinde Gürcü Hatun olarak tanındı ve bir süre sonra müslüman oldu. Gürcü hatun, Mevlana Celaleddin Rumi ile de dostane münasebetler kurdu.

Sadeddin Köpek'in ortadan kalkması ile, Selçuklu Devleti tekrar toparlanmaya başladı. Bu sırada Eyyubi Melikleri, Trabzon Rumları, Kilikya Ermenileri ve hatta İznik'te kurulan Bizans Devleti'nin, Selçuklu Tabiiyetleri devam etmekteydi. Köpek yüzünden kaçıp Güneydoğu Anadolu'ya yerleşen Harizm beyleri, bölgede asayişi bozmaktaydı. Artuklu ve Eyyubi Melikleri de bu durumdan şikayetçi idiler ve Keyhüsrev'den yardım istediler. Bunun üzerine tertip edilen Selçuklu ve Eyyubi kuvvetleri, Harran'da Harizm kalıntılarını mağlup ettiler. Harizm beylerinin bazıları Bağdad'a kaçıp halifeye sığındılar. Bundan sonra Selçuklu ve Eyyubi kuvvetleri Diyarbakır'ı kuşatıp teslim aldılar.


Yazarın Diğer Yazıları