NEREDESİN DJALMAAA!

Lig başlamadan T.Konyaspor’un hedefinin beşincilik ve onunculuk arası olması gerektiğini yazmıştım. Doğrusu hedefin hala bu yönde olması gerektiğini düşünüyorum. Bu hedefi gerçekleştirmeyi kolaylaştıracak haftaları ise hunharca harcadık. Bu haftalarda alınacak puanlarla sıralamada yükseklerde kalmak ve hatırı sayılır kredi oluşturabilme imkanlarını ıskalamış bulunuyoruz. Bir şey daha varki arka arkaya alınacak iki-üç galibiyet herşeyi değiştiriveriyor.

Maçın ilk yarısında rakibini sahasına hapseden ve daha etkili oynayan bir T.Konyaspor vardı. Bunun yanında net gol pozisyonlarından ziyade karamboller ile gol bulmaya çalıştık. Rakibin uzun boylu stoperleri kendi ceza sahalarını iyi kapatıp fiziksel mücadelelerden çoğu kez üstün ayırılıyordu. Kaleye atılan şutlarda kaleciden ziyade stoperlerinden dönüyordu. Yine de bu şutlardan gol gelmeliydi. Gelmemesinin sebebi topların gol olacak kadar etkili kullanılmamasından kaynaklandı.

Duran toplarda ve korner atışlarında futbolcularımız rakibin fizikli futbolcuları karşısında üretken olamadılar. Kale içine yapılan ortalardan gol üretmek çok güç gözüküyordu fakat sürekli zoru denedik durduk. 

Maç içinde maçın gerilimini yükseltmeye çalışan Erciyesli futbolcular vardı.karşılarında ise bu gerilimi kendileri için avantaj haline getiremeyen T.Konyasporlu futbolcular ve buna seyirci kalan hakem vardı. Sporcu sağlığı kesinlikle önemlidir. Ama bu durumu haksızca kullanmaksa sahtekarlıktır. Hakemlerde böylesi sahtekarlıkları görmelidir.

Golü Marica ile penaltıdan bulduk. Penaltı pozisyonu çok tartışılcak bir pozusyon değildi. Ama bir penaltı kullanmak bu kadar uzamaz sanırım. Bu dakikalarda bir hakem acziyetini izliyorduk.

Hakem demişken bu sezon sanırım faul standartları çok tartışılacak. Bir hakemden başka hakeme değişkenlik bir yöne fakat aynı hakemin kendi içinde faul standardı olmayışını pek çok hakemde görüyoruz. Süleyman Abay da faul standardın koyamadığı gibi Bu standardın T. Konyaspor aleyhine işlediğini izledik.

Yediğimiz gol ise kabul edilir türden olmayan hatalar zincirinin eseri idi. Rakip ceza sahasının önünde topu kaybediyoruz, akabinde Murat Yıldırım’ı karşılayan Ali Turan pozisyon hatası yapıyor ve içeri kaçırıyor. Ağır olmasından dolayı yetişmesi imkansız faul yapma imkanı dahi olmuyor. Akabinde Kalecinin yanlış çıkışı… Rakibin gol atması için herşey yapılıyor.

Bir de kaleci Gökhan’ın Selim’e girişinin karşılığı penaltı olmalıydı. Bir kaleci topun nerde olduğunu bilmeden, toptan alakasız, el, kol, diz kullanarak oyuncunun devam edemeyecek kadar sert girmesinin karşılığı başka ne olabilirdi ki? Penaltı vermemesinden çok hakemi  faullerdeki standartsızlığını daha kabul edilemez bulduğumu belirmeliyim.

Maçta en iyi oyuncumuz olarak Mehmet Uslu’yu görüyorum. Torje çok etkili oynamasına rağmen biraz kendi çaldı kendi oynadı türündendi. İlk yarı mükemmel oynayan Mehmet Güven’in ikinci yarı kaybolmasını anlayamadım. Marica beklenenin çok uzağında kalıyor. Bir de neredesin Djalma diye haykırasım geliyor.

Bu beraberlikte hakem bahanesinin altınada sığınamayız. Ne kadar hakem değerlendirmesi yapsak da, futbolcularımızın ve teknik ekibimizin böyle bir bahane üretmelerini de yadırgarım. Galip gelmeliydik. Olmadıysa en büyük sorumlusu Mesut Bakkal’dır. Oyunu okuyamayan, takımın geri çekilmesine sebep olan veya önleyemeyen, takımı on bir oyuncudan ibaret sanıp yedek kulübesini yok sayarak oyuncu değişikliklerini çok geç yapan Mesut Bakkal yaptıklarını iyi irdelemeli.

Selam ve dua ile…

 


Yazarın Diğer Yazıları