Belediye Başkanlığı Özveri İster

Adı üzerinde beldeye ait tüm sorumlulukları taşıyan, beldenin sorunlarını mahallinde çözen, halkın imar ve inşa taleplerini karşılayan, beldenin sağlığından, temizliğinden, alt ve üst yapısından, sosyal ve kültürel donatılarına kadar tüm hizmetleri veren kuruluşun adı belediyedir. Belediye başkanı sistemimize göre seçimle gelir ve bir daha seçilebilmek için o halkın talepleri doğrultusunda hareket eder, gayret eder, halkın gönlünü kazanmak için her fedakarlığa katlanır. O yüzden atamayla gelen kaymakam ve validen daha çok halkın içinde, arasında, düğününde, cenazesinde olur, olmalıdır. Halk aradığında bulabilmeli, ulaşabilmeli, yolda, sokakta derdini anlatabilmeli ve belediye başkanını hep yanında, arkasında ve önünde görebilmelidir.

Nedense 18 senedir iktidarda olan Ak Parti, genel seçimlerde yani milletvekili seçimlerinde daha başarılıdır, daha çok oy almıştır. Diğer bir ifadeyle Ak Partinin mahalli seçimlerde oyları hep düşmüştür. Seçilen başkanlar yeni seçmenlerin gönlünü kazanamamış, oy verenleri de memnun edememiştir. Evet, halk eski halk değildir, partisinden kopmasa da belediye başkanı seçerken yeni arayışlara girmekte, denenmemiş adayları tercih etmektedir. Birçok vefalı seçmen genel başkalarının hatırına adayın kişiliğine bakmadan partisinin adayına oy vermektedir. Ama bir yere kadar sabreder seçmen. Ak Parti de seçmenin samimi isteklerine kulak vererek son mahalli seçimlerde büyük oranda başkan adaylarını değiştirmiş, yeni ve yıpranmamış adaylarla mahalli seçimlere girmiştir. Dolayısıyla seçilen başkanlar büyük bir sorumluluk altındadır, dikkatli ve vefalı olmalıdır, şehrini ve partisini bir adım ileriye taşımak için çalışmalı, gücünü halktan ve partisinden aldığının bilincinde olmalıdır.

Bir gözlemci olarak bugünden başkanlarımıza hatırlatmak ve uyarılarımızı yapmak istiyoruz. Unutmayın ki sayılı gün çabuk geçer, bir bakarsınız seçimler kapıya dayanmış. Bir daha seçilmek isterseniz hem halka hem partinize hesap vereceksiniz. Baştan uyaralım ki işler yanlış gitmesin, günler boşa akmasın. Hoca Nasreddin'in fıkrası aklıma geldi: Hoca, testiyle suya göndereceği oğlunu önce döver. Hocaya, "çocuğu niye dövdün” diye sorarlar. Hoca, "testiyi kırıp geldikten sonra dövmenin faydası olmaz, önce dövdüm ki testiyi sağlam getirsin” demiştir. Biz de belediye başkanlarımızı bir dost olarak baştan uyarmak istiyoruz. Seçimleri kaybettikten sonra uyarmanın anlamı olmaz.

Bir Belediye Başkanına kaybettiren sebepler nelerdir?

1-Belediye başkanları seçildikten sonra çok zaman başka bir kişiliğe dönüşmektedir. Seçim sürecindeki o sevecen, sıcak ve herkesi kucaklayan başkan gitmiş, yerine halktan kaçan, uzak duran, topluma karışmayan, sorun dinlemeyen, halkın talebi doğrultusunda iş ve hizmet üretmeyen, sorun çözmeyen bir başkan gelmiştir. İşte bu tavır başkanlarımızın en büyük zafiyeti, dikkat etmelidirler.

2-Belediye başkanının başarısı da başarısızlığı da büyük oranda çalıştığı ekibe bağlıdır. Ekip olarak yanlış insanları seçmişse başkan başarısızlığa ve sevimsizliğe mahkumdur. Çünkü fatura başkana kesilir. Şüphesiz başkan her işi takip edemez. Emrindeki bürokrata, memura güvenmek zorundadır. En az başkan kadar da diğer yöneticiler liyakatli ve gayretli olmalı, siyasi çizgisine halel getirmemelidir. O sebeple yöneticilerini, üst düzey çalışanlarını iyi seçmeli ve sık sık uyarmalıdır Başkan. Yanlış yapanın gözünün yaşına bakmamalıdır.

3- Başkanın başarısı çalışanına da bağlıdır. Çalışanını memnun eden, onlarla iyi iletişimde bulunan ve çalışanlar tarafından sevilen ve sayılan başkanlar hep başarılı olmuşlardır. Başkan çalışanlarını motive etmeli, onlarla sık sık haspihal etmeli, çalışma ortamlarında ziyaret etmeli, gönül almalı, ödüllendirmeli, çalışanın özel dertleriyle ilgilenmeli, herkesi sevdiği işte ve uzmanlık alanında istihdam etmelidir. Zira kişi sevdiği işi yaparsa daha çok üretir ve başarılı olur.

4-Başkan cesur olmalı, yanlış yapana ceza yazmasını da, gönül almasını da bilmelidir. Çumra Belediye Başkanımız Sayın Halit Oflaz'ı özellikle bu açıdan kutluyorum. Kaldırımları işgal eden esnafları önce uyarmış, sonra ceza kesmiş, sonra da ceza kestiği esnafa bir yemek daveti yaparak gönüllerini almıştır. Esnaf zabıta ceza yazdı diye küsmemiştir. Bugün kaldırımlar daha açıktır ve esnaf kamu hakkına daha saygılıdır. Bizim insanımız eşit davranan başkana kızmaz, elle beraber olana uymayı görev bilir. Evet, kaldırımlar kamu malıdır ve yürümek içindir ve esnafın fazla eşyalarını koyma yeri değildir. Yarım metreyi geçmeyecek şekilde tanıtım amaçlı ekmek dolabı vs. koyulabilir. Başkan bu noktada kırmadan, dökmeden iyi bir icraata imza atmıştır, kendisini tebrik ederim.

 


Yazarın Diğer Yazıları