HEDEF TÜRKİYE


On birinci ve on ikinci asırlarda yapılan haçlı seferlerinden bu tarafa Batılının Anadolu toprakları üzerindeki emelleri hiç bitmemiştir, Anadolu'dan Türk  milletini sürüp çıkarma hedefinden hiç vazgeçmemişlerdir. Çünkü Batılının muhtaç olduğu hammadde ve değerli maden kaynakları Anadolu'da. Dinlerinin temsil eden kutsal mekanlar Anadolu'da. Dünyanın muhtaç olduğu enerji kaynakları Anadolu çevresinde ve Doğu Akdeniz'de. Tarihi ipek ve ticaret yolları Anadolu topraklarından geçer.
Evet, Anadolu toprakları, üç denizle çevrelenen, tarihteki bütün medeniyetlerin beşiği, insanlığın dünyaya dağıldığı ilk yerleşim yeri. Konya- Çatalhüyük, Urfa-Göbekli tepe gibi on bin yıl öncesinin yerleşim merkezleri Anadolu'da. Dört mevsimde güneş olan, bir günde dört mevsimin yaşandığı tek bölge Anadolu. Kültür, doğa ve deniz turizminin birlikte yapıldığı bölgedir Anadolu.
Bu topraklar tarih boyunca hep kıskanılmıştır. Gücü eline geçiren ilk önce bu topraklara göz dikmiştir.  "Dünya tek bir ülke olsa, başkenti İstanbul olurdu” der Napolyon. Bütün ilahi dinlerin ortak mekanı, tarih boyunca üç semavi dinin birlikte yaşadığı yer Hatay bu toprakların parçası. Peygamberimize miraçta gösterilen "Belde-yi Muhayyere Konya bu topraklarda. Dünyanın incisi, üç kıtayı birbirine bağlayan ve müjdelenen şehir İstanbul bu topraklarda. Dolayısıyla bu topraklarda oturan ve bin yıldır sahip olan bizler, havadan nem kaparak yaşamalı, her zaman uyanık durmalıyız.
Evet, ABD'nin on bin kilometre uzaktan gelip çevremizde onlarca üs kurması, Ege'de Dedeagaç'ı silah deposu yapması, en büyük uçak ve savaş gemilerini Doğu Akdeniz'de konuşlandırması, Suriye'nin kuzeyinde maşa bir Kürt devleti kurmak için PKK ve PYD terör örgütlerini silahlandırıp beslemesi tesadüfi değildir. Diken üzerinde oturuyoruz, barut fıçısı bir bölgedeyiz. He an her şey olabilir, küçük bir kıvılcımdan üçüncü dünya savaşı patlayabilir. Evet, eninde sonunda büyük bir savaş yaşanacak, hem de bu bölgede. Bu savaşın adı enerji savaşı olacak. Pandemi'de Batılı devletler enerjinin önemini iliklerine kadar hissettiler.
Enerji iletim yollarında ve enerji kaynaklarının başında Türkiye gibi güçlü bir ülkenin olmasını istemiyorlar. Enerji iletim yollarını ve enerji kaynaklarını, daha doğrusu enerji borsasını elinde bulunduran bir ülke dünyaya hükmeder. Üstelik bir de savunma teknolojilerine sahipse bu ülkenin önüne geçilemez. Batı, elindeki teknoloji sayesinde İslam ülkelerine üstten bakmaya devam ediyor. Bugüne kadar İslam ülkelerini hep pazar olarak görmüş, onları sadece sömürmüş ve köle olarak çalıştırmıştır. İslam ülkeleri artık uyanmış, kendi kaynaklarına sahip çıkmaya başlamıştır. Başta Amerika olmak üzere Batı ülkeleri İslam ülkelerine ders vermek için fırsat kolluyor. Bunun için de İsrail'i maşa olarak kullanıyor. İsrail'in güvenliğini bahane ederek önce İran'a sonra Türkiye'ye vurmak istiyor.
Artık NATO'dan çıkmanın ve yeni bir blokta yerimizi almanın zamanı geldi. NATO, bugüne kadar sadece bizi silah pazarı olarak gördü ve bizi güney kanadı diye kullandı. NATO hep bizim kuyumuzu kazdı, kırk senede kırk bin insanımızı katleden terör örgütünü destekledi. Darbelerin hep arkasında oldu. Bizi ekonomik yönden tökezletmek için her şeyi yaptı. Paramızı verdiğimiz halde uçakları vermedi, PATRİOT savunma füzelerini vermedi ve Rusya'dan S-400'ü almak zorunda kaldık. Sonuç olarak bugün Gazzeli'nin başına gelen bizim de başımıza gelebilir. Ön işaretlerini gördük. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyemeyiz. O yılan gün gelir bizi de sokar. Sadece fırsat kolluyor, bahane arıyor. Suçumuz, savunma sanayinde ileri gitmemiz, Filistin davasına sahip çıkmamız ve Afrika'daki bakir kaynaklara el atmamız, Doğu Akdeniz'de hakkımız olan enerji kaynaklarından pay istememiz. Büyük balıkların küçük balıkları yuttuğu bir dünyada büyük balık olmak için hükumetimizin arkasında durmalı, sen- ben kavgasını bırakıp gelen tehlikenin farkında olmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları