NEDEN KAYBEDİYORUZ?

 

Hayatımızı süsleyen, yaşama sevinci veren, mutsuzluğu, umutsuzluğu bir kenara atan, karamsarlığa veda eden, dimdik ayakta durmaya vesile olan ilke diyebileceğimiz hususlar vardır. Bunlardan birkaç tanesini sayacak olursak şunlar çıkar karşımıza;

 

Ne yöne gidersen git, doğu, batı, kuzey ya da güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.

 

"Allah rızası için çalışmak”. Allah rızasını açalım; Yaptığın işi sadece hasbi olarak yap. Hesabi, çıkar amaçlı, menfaat temin edici yöntemlerden uzak kal.

 

İnsanları yargılayıcı olma. Konuşurken; "sen”  sözünü sık sık dile getirme. Parmak sallayarak konuşma. Parmak sallayarak konuşmak, tehdit anlamı taşır.

 

Kimseyi küçük görme. Kendini kaf dağında sanma. Karşındaki muhataplarına hakaret etme. Sevdiklerini, inandıklarını tahkir etme. Unutma ki başkasının tanrısına söversen, o da senin tanrına ve kutsalına söver.

 

Kendin için istediğini başkaları için de iste.

 

Bir kötülük gördüğün zaman; elinle değiştir. Buna gücün yetmezse dilinle değiştir. Buna da gücün yetmezse kalben buüzet (Öfkelen, kız). Bu sonuncusu imanı zayıf olanların işidir.  

Yapmadığınızı söylemeyiniz. İki yüzlü, riyakar olmayınız.

 

 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

 

Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.

 

Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.

 

Hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

 

Dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca, şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.

 

Dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.

 

Kainattatki her zerrede Allah'ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah'ı görüp yaşayan olmadığı gibi, onu görüp ölen de yoktur.

Yukarıda sıralamaya çalıştığım hayat ilkelerine uymadığımız, bu söz ve davranışları kulak ardı ettiğimiz için her zaman kaybediyoruz ve aynı aymazlıkta devam edersek kaybetmemiz daha büyük ve çetin olacaktır.

 

         Bulamayabilirsin!

Vefadan bîhaber dost üzme canı bu darda,

Hasbi olan kulları bulamayabilirsin,

Hıçkırıklar içinde bir gün gelir arar da,

O aydınlık yolları bulamayabilirsin!

 

Dillerini har edip kalbe batırma sakın,

Ağyarları yar edip dostu bitirme sakın,

Nurlarını nar edip kana yatırma sakın,

Muhabbetli dilleri bulamayabilirsin!

 

Canlar canlara muhtaç tek başına olamaz,

Eller ellerden üstün bir kenarda kalamaz,

Hak sevgisi ebedi hiçbir fani alamaz,

Cennet gibi illeri bulamayabilirsin!

 

Güllerini güzel tut dikeni batmasın hiç,

Gülistana sevgi kat kokusu gitmesin hiç,

Gönül dostlarımızla muhabbet bitmesin hiç,

Sevgi dolu halleri bulamayabilirsin!

 

Yedi bölge dört iklim bir bedendir tek bir baş,

Aynı yolun yolcusu her birimiz arkadaş,

Davaya baş koymuşuz vatan için tüm sırdaş,

O samimi elleri bulamayabilirsin!               (18 NİSAN 2024)


Yazarın Diğer Yazıları