Eleştirin Ama İnkar Etmeyin

Eleştiride benlik yoksa, şahsi menfaat hesabı yoksa, kibir-gurur yoksa, siyasi rant hesabı yoksa, yalan, iftara ve inkar yoksa onun adı uyarıdır, sakındırmadır, yapıcıdır, hayırlıdır ve iyidir. Bu tür eleştiriden devlet de, hükümet de, muhalefet de, millet de kazanır. Aksi halde eleştiride benlik kokuyorsa, "ben yoksam tufan, en doğruyu ben biliyorum" deniyorsa, onun adı kıskançlıktır, inkardır, iftiradır. Görüyoruz ki son zamanlarda Ak Partinin en üst düzeyinde görev yapmış insanların eleştirileri yenilecek yutulacak cinsten değildir. Bu tür ağır eleştiriler muhalefetten gelse üzülmeyeceğiz. Zaten muhalefetin, özellikle Ana muhalefet Partisi liderinin yaptığı eleştiri değil, düpedüz inkar siyasetidir, "çamur at izi kalsın” gayretidir.” Doğu Akdeniz'de her ülke var, bir tek Türkiye yok” demek bu inkar ve iftira siyasetinin son örneğidir.

Evet, yapıcı eleştirilere Hükümet kulak vermeli ve eleştirenleri de peşinen Ak Parti düşmanı olarak ilan etmemelidir. Hakaret içermeyen eleştirilerde doğru payı var mı diye yetkililer düşünmelidir. Ama bir eleştiri kesin bilgiye dayanmıyorsa, doğrusunu ve çözüm yolunu göstermiyorsa, eleştiri okları direk Sayın Erdoğan'ı hedef alıyorsa kötü niyetlidir, yapma değil yıkma amaçlıdır. Son zamanlarda bu tür yıkıcı eleştirileri hem eski AK Partililerden hem de muhalefetten çokça işitiyoruz, okuyoruz. Muhalefet partilerinin inkar siyasetini biliyoruz, acı acı gülüp geçiyoruz. Ama bizi yaralayan, Ak Patinin eski "en önde”lerinden gelen yıkıcı salvolar.

Sosyal medyada olsun, görsel ve yazılı basında olsun, kahvehane köşelerinde olsun, sokakta olsun Ak Parti ve onun lideri Sayın Erdoğan kıyasıya eleştiriliyor, yerden yere vuruluyor, Hükümet üyelerinin ağzından çıkan ve cımbızla çekilen cümleler başka anlamlara çekilerek, çarpıtılarak servis ediliyor, siyasi rant devşiriliyor. Hülasa hükümet düşmanlığı, Tayyip düşmanlığı aldı başını gidiyor. Bir kesime göre, hükümet hiç iyi şey yapmamıştır; bu ülkeyi 2002'den daha geriye götürmüş, borç batağına sürüklemiş, etrafımızda dost ülke bırakmamış, eğitim sistemini bozmuş, ekonomi ve yargı yerlerde sürünmektedir(!) Bir kesime göre de, AK Parti hükümetleri bu ülkeye çağ atlattı, yüz yıldır görmediğimiz atılımları, gelişmeleri, hizmetleri AK Parti hükümetleri döneminde gördük. Ak Parti hükümetleri kuyrukları bitirdi, yasakları ve yolsuzlukları bitirdi, vesayet odaklarını bitirdi, terörü bitirdi veya bitme noktasına getirdi. Ulaşımda, sağlıkta Avrupa'yı bile geride bıraktık. Hükümetin performansını değerlendirme noktasında bir de ortada duranlar var. Bu kesim bardağın dolu tarafını da boş tarafını da görüyor, biliyor, yeri gelince eleştiriyor, yeri gelince de takdir ediyor. Sayın Erdoğan'ı değil, altta görev yapıp da Ak Partinin kuruluş felsefesinden uzaklaşanları, bu partiyi menfaatine alet edenleri, iktidardan rant devşirenleri eleştiriyor bu ortada duranlar.

AK Parti hükümetleri evet çok hizmetler yaptı, altyapı ve üstyapı noktasında Türkiye'nin çehresini değiştirdi, ulaşımda mesafeleri kısalttı, yolları böldü, yolculuklarda konforu artırdı. Dini eğitimin ve dini yaşamın önünü açtı, dindarların gelemeyeceği görev ve makam kalmadı, kılık kıyafet noktasında bütün yasaklar ve kısıtlamalar kalktı. Yargı ve askeri bürokrasideki vesayetçiler temizlendi, sivil hükümetlerin yetkileri arttı, darbeler önlendi, tarihe gömüldü. AK Partinin ve MHP'nin gayretiyle yeni yönetim sistemine yani başkanlık sistemine geçildi ve kararlar daha hızlı alınır oldu, muhalefetin yersiz engellemeleri ortadan kalktı. IMF'in kapısı çalınmaz oldu, iflas eden banka kalmadı, ihracat arttı, cari açık azaldı, denk bütçe noktasında mesafe alındı, sosyal yardımlarla aç ve açıkta insan kalmadı.

Bu hükümetin eleştirilecek tarafı yok mu? Elbette eleştirecek birçok mesele var. Yanlış giden, aksayan birçok sorun var. Bunların bir kısmı dış kaynaklı, bir kısmı yönetim hatası, bir kısmı da Anayasadan ve muhalefetin destek vermemesinden kaynaklanan eksiklerdir.

Eleştiri yap ama yapıcı olsun, bir belgeye ve bilgiye dayansın. Eleştir ama inkar etme, iftira etme! Evet, Hükümetin aile politikasını eleştir. Erkeği evden uzaklaştırma kanununu, İstanbul sözleşmesini, kadın istihdamına verilen önemi, kadın cinayetlerindeki ve boşanmalardaki artışı eleştir. Hazırlıksız çıktığımız on iki yıllık mecburi eğitim sistemini, eğitimdeki kalite düşmesini, disiplinsizliği, sık sık değişen sınav sistemini eleştir. Yargıdaki gecikmeleri, adaletsiz kararları eleştir. Sık sık değişen tarım politikasını, tarım ve hayvan ürünlerindeki fiyat istikrarsızlığını eleştir. Şehirlerde dönüşüm adına artan betonlaşmayı, çevre duyarsızlığını, tarım arazilerinin ve yaylım alanlarının giderek daralmasını eleştir. İsrafı, makam aracı çokluğunu eleştir. Torpili, yandaş kayırmasını, liyakatsizlerin atanmasını eleştir. Ama terörle mücadeledeki başarıları takdir et. Dini eğitimin önündeki engellerin kaldırılmasını, başörtüsü özgürlüğünü, okullara seçmeli Kur'an ve Siyer dersi konulmasını takdir et. Kırk kişilik sınıflardan yirmi kişilik sınıflara geçişi, her ile üniversite açılmasını, öğretmen atamasındaki artışı ve atamalardaki objektif kriterleri takdir et. Eskiye göre memur maaşlarının iyiliğini, alım gücünün artmasını takdir et. Sağlıkta eriştiğimiz konforu ve şehir hastanelerini takdir et. Otuz bin kilometreye yaklaşan duble yol ağını, yapılan hızlı tren ağını, Türk Hava Yollarının performansını takdir et. Artan sosyal yardımları, öğrencilere verilen kredileri ve bursları, KYK yurtlarının artışını ve konforunu takdir et. Dış politikadaki dik duruşu, silah sanayindeki gelişmeleri, enerji kaynaklarının çeşitliliğini ve yeni enerji kaynakları arayışını, ilçelere kadar uzanan doğalgaz hatlarını, yeni enerji ve maden kaynaklarının keşfini takdir et. Ekonomide ve silahta-güvenlikte bağımsızlık mücadelemizi takdir et. Geçmişe göre faizlerin ve enflasyonun düşmesini takdir et.

O kadar takdir edecek hizmet var ki eleştirileceklerden çok fazla. Lütfen bardağın boş tarafını görürken dolu tarafını da görelim. Buna hakkaniyet denir, vefa denir, adil olmak denir. Bizi üzen, diyanet çevrelerinden ve bu davanın müntesiplerinden gelen yıkıcı eleştiriler. Ak Parti hükümetlerinin din görevlilerine verdiği imkanları ve istihdam artışını hiçbir hükümet yapmadı. AK Parti Hükümetleri, imamları, Kur'an kursu öğretmenlerini, vaiz ve müftüleri bu milletin manevi mimarları olarak gördü ve maaşlarını da, sayılarının da artırdı. İmam hatip okullarının önünü sonuna kadar açtı ama bu okullara akımı sağlayamadı. Bizzat bu okullardan mezun olan kardeşlerimiz bile bu okullara çocuğunu göndermedi. Lütfen bir de kendimize öz eleştiri yapalım, hep Hükümetten beklemeyelim. Unutmadan söyleyelim, önümüzdeki aylarda il ve ilçe kongrelerinde Ömerler aranıyor. Eleştirisinde samimi ve objektif olanlar Ak Partide görevlere talip olsun.

Yazarın Diğer Yazıları