Aslında Neler Oluyor

Türkiye özellikle son on yıldır dünyanın gündeminde. Bunun nedeni ise gittikçe artan jeopolitik önemi ve bu üstün konumunu avantaja çevirme potansiyelini ortaya koymaya başlamasıdır. 
Dünya soğuk savaş döneminden sonra tek kutuplu hale gelmeye başlamış ve ABD adeta dünyanın yegane jandarması olmuştu. Ancak ABD’ nin bu göreceli üstün gücü zirveden sonra aşağı yöne doğru değişmeye başladı. Kimileri Rusya ve Çin’ in yükselişini, dünyada tek kutupluluktan çok kutuplu bir yapıya doğru kayış olarak değerlendirse de, ben aksini düşünenlerdenim (benim gibi aksini düşünen var mı bilmem ama). Dünya kutupsuzlaşmaya başladı. ABD, özellikle Ortadoğu, Doğu Avrupa, Kafkaslar ve Balkanlarda etkisini iyiden iyiye kaybetti. Bu coğrafyalarda yeni lider arayışları şu sıralarda had safhada. Sadece Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerde değil, Hristiyanların yaşadığı bölgelerde de liderlik sorunu var. ABD, son on yıldır (Obama ile birlikte liderlik etmeme anlayışı ivme kazandı) bu bölgelere liderlik yapamıyor. Suriye, Irak, Ukrayna, Kuzey Afrika ve diğer istikrarsız yakın coğrafyaların temel sorunu tam da bu işte; Pusula Kaybolması ve Önderlik Arayışları… İşte böyle pusulasız ve öndersiz bir coğrafyada, potansiyel kutup yıldızı Türkiye… Bunu ben söylemiyorum. Dünyaca ünlü strateji uzmanları söylüyor.
Ülkemizin birlik ve beraberliğine yönelen tehditlerin bu denli artmış olması ve bu kadar karmaşık bir bilmeceye dönüştürülmesi de, işte bu geleceğin korkulan Türkiye’ sinin önünü almaya çalışma çabalarının bir ürünü. Rahmetli Özal; “Eğer ciddi hatalar yapmazsak 21. Yüzyıl, Türk Yüzyılı olacaktır” sözünü boşuna söylemedi. 
Ünlü Yahudi gelecek bilimci George Friedman tarafında kurulan ve dünyanın önde gelen liderlerine strateji konularında danışmanlık veren “Stratfor” isimli düşünce kuruluşunun küresel istihbarat ve araştırma raporunda; “ Türkiye’ nin 2020’ de dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasına gireceği, 2040’ da Arap coğrafyasında, Balkanlarda, Kuzey Afrika’ da, Asya’ da ve Kafkaslarda etkili liderlik yapacağı, 2050 yılında ise Polonya, ABD ve Japonya ile birlikte dünyanın süper güçleri arasında yer alacağı” açıkça belirtiliyor. Yine ünlü stratejist David Passig’ de ( Dünya liderleri kendisinden randevu alarak destek alıyor) Türkiye’ nin 2050 de dünya’ da süper güç olacağını belirtiyor.
Friedman, düşüncelerinin bir kehanet ürünü olmadığını, tüm göstergelerin buna işaret ettiğini belirterek, bu beyanlarının gerçekleşmesi için tek şartın Türkiye’ nin kendi iç sorunlarını çözmesi ve bütünlüğünü koruması olduğunu, eğer Türkiye bütünlüğünü koruyamazsa, öngörülerinin gerçekleşmeyeceğini ve çöpe atılması gerektiğini belirtiyor. Bir anlamda günümüz küresel güçlerine şunu söylüyor; “ Ya Türkiye’ nin iç bütünlüğünü bozmanın ya da yeni küresel lider Türkiye ile iyi geçinmenin yollarını bulun… “
İşte ülkemizi hedef alan artan terör olaylarının da, yabancı ülke parlamentolarındaki soykırım kararlarının da temelinde yatan, küresel güçlerin ilk etapta Türkiye’ nin bütünlüğünü bozma seçeneğini deneme kararı almış olmalarıdır. Rahmetli Özal’ ın dediği de budur işte; eğer birlik ve bütünlüğümüzü bozmak gibi ciddi bir hata yapmazsak, 21. Yüzyıl bizim yüzyılımız olacaktır.  Bazen bir şeyler bozulmadan düzelmiyor. Annem her zaman “oğlum dert çekmeden, bal yenmez” der, yani çile çekeceğiz, sıkıntı çekeceğiz ki, hem dünya, hem de bizler huzura erelim. Gecelerimiz çok karardı ama kararan gecelerin sabahı da yakındır. Yeter ki, dik duralım, eğilmeyelim…

Yazarın Diğer Yazıları