Musul’u Alayım, Siz Beni Asın

Bu necip Türk Milleti içinden sayısız hainler çıktığı gibi, ismini tarihin sayfalarına altın harflerle yazdıran, sayısız kahramanlar da çıkmıştır. Yakın tarihimizin ismi pek bilinmeyen kahramanlarından Medine müdafii Fahrettin Paşa aç kalan askerlerine çekirge yedirmiş ama yine de Medine’ yi düşmana teslim etmemişti.  Yine Edirne Kahramanı Şükrü Paşa, muhasara altındaki Edirne’ yi günlerce zor şartlar atında savunmuş ve Bulgarlar’ a vermemişti. Bu mümtaz şahsiyetler gibi, onlarcasını sayabiliriz. Dedik ya hain çıkarmada da dünya rekoru bizde, kahraman çıkarmada da…
Bu hafta sizlere belki ismini hiç duymadığınız bir kahraman Osmanlı Paşa’sından bahsedeceğim. Gündemde yoğun olarak Musul meselesi yer aldığından, konuyla alakalı olması hasebiyle Musul Kahramanı olan Cafer Tayyar Eğilmez Paşa’ dan bahsetmemek, hem tarihe karşı büyük bir ayıp, hem de bu kahraman vatan evladına karşı hürmetsizlik olurdu.
Malumunuz Musul meselesi Lozan’ da karara bağlanamamıştı ve sanki Cemiyet-i Akvam’ da farklı bir sonuç alınma ihtimali varmış gibi, konu bu cemiyete bırakılmıştı. O dönem de Türkiye bu cemiyetin üyesi olmadığı gibi, hiçbir İslam ülkesi de bu cemiyete üye değildi. Karşılıklı tezlerin tartışmaları ve oluşturulan heyetin incelemeleri devam ederken, İngilizler Hakkari ve civarında bir Nasturi ayaklanması tertip etmişlerdi. Aslen Ortodoks olan Nasturiler, Ağustos 1924’ te durduk yere isyan etmişlerdi. 
İsyanı bastırmak üzere o dönem Edirne mebusu ve aynı zamanda Diyarbakır merkezli 7. Kolordu Komutanı olan Cafer Tayyar Paşa görevlendirilmişti. Cafer Tayyar Paşa bu görevi kendisi istemişti ama bir şartı vardı; Musul müzakereleri devam ederken, Nasturi isyanını bastırmak bahanesiyle, Nasturileri Musul’ a kadar sürecek ve bir oldu bitti ile Muslu’ u işgal edecekti. Bu durumun, Musul konusundaki müzakerelerde devletimizin elini çok güçlendireceğine inanıyordu. Musul konusunda Cemiyet-i Akvam’ da görüşmeler aleyhimize seyretmeye başladığında kendisine şifreli bir haber iletilmesi halinde, bu işi başarabileceğini, bölgede İngiliz kuvvetlerinin pek güçlü olmadığını, Musul’ u bu vesile ile alabileceğimizi ifade etti. Ola ki; İngilizler bu oldu bittiye kuvvetli bir şekilde direnir ve bunu bir harp sebebi sayarlarsa, o zaman ne olacaktı, devlet bu işten daha fazla zarar görmez miydi ? Cafer Tayyar Paşa bunu da hesaba katmıştı, böyle bir durum vaki olursa; “ Cafer Tayyar Paşa bizim emrimizin hilafına olarak, kendi başına böyle bir işe girişmiş deyin ve beni İstiklal Mahkemesinde yargılayıp idam edin” diyerek, büyük bir kahramanlık örneği göstermişti.
Nasturi İsyanı’ nı kısa sürede bastıran Paşa, Musul’ u ilhak için bütün harekat planlarını tamamladı, iki kolorduyu bölgeye sevk etti ve büyük bir ümitle Ankara’ dan gelecek şifreli haberi bekledi ama nafile bekleyişi boşa çıkmıştı. 5 Haziran 1926 Ankara Anlaşması ile Musul İngilizler’ e bırakılmıştı. Cafer Tayyar Paşa bu duruma çok kahretti ama yapacağı bir şey de kalmamıştı. Memleketin selameti ve gelecek nesillerin saadeti için, vatan haini sıfatıyla idamı bile göze almıştı ama olmadı işte…
Cafer Tayyar Paşa’ ya ne mi oldu ? Söyleyeyim; Birinci Harbi Umumi’ de büyük başarılar gösteren, Yunan Harbinde 32 ay boyunca Yunan’ a esir düşen, Musul için hayatını vermeyi bile göze alan Cafer Tayyar Paşa, gerçekten İstiklal Mahkemelerinde idamla yargılandı ama Musul yüzünden değil, 1926 İzmir Suikastına adı karıştığı için… Allah gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun…

Yazarın Diğer Yazıları