AZERBAYCAN’IN EN GÜZEL ZAFERİ

 

44 gün süren vatan muharebesinden sonra geçtiğimiz günlerde Dağlık Karabağ bölgesine yönelik antiterör operasyonu başlatan Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeni terör yapılanmalarına gereken dersi verdi ve Karabağ bölgesindeki Ermeni güçleri masaya oturmaya mecbur bıraktı. Gerek uluslararası konjonktürde oluşan boşluktan istifade ederek gerekse de Ukrayna sahasında zor günler yaşayan Rusya'nın Kafkasya bölgesindeki gelişmelerden çok yakından ilgilenememesinin yol açtığı durumdan faydalanan Azerbaycan, yanına Türkiye'nin de desteğini alarak Karabağ'da barış ve huzur iklimini inşa etmeye yönelik kalıcı bir adım daha atmış oldu.

 

Türkiye-Azerbaycan stratejik müttefikliğinin en önemli nişanesi konumunda bulunan Dağlık Karabağ meselesinin tarihsel arka planı, 30 yıla dayanan işgal, katliam ve etnik temizlik sürecine işaret etmektedir. Bir takım Batılı güçleri de yanına alan Ermenistan, Azerbaycan toprakları olan Karabağ bölgesini uzunca yıllar işgali altında tuttu. Azerbaycan'ın ulusal güç kapasitesindeki artış, bölgesel ve küresel gelişmeler, Ukrayna Savaşı, enerji krizi gibi gelişmelerin etkisiyle 44 gün savaşında yarım bıraktığı işi böylece tamamlamış oldu. Azerbaycanlı kardeşlerimize hayırlı olsun. Şehitlere rahmet, gazilere ve arkada kalanlara selamet dilerim.

 

Azerbaycan'ın Karabağ zaferi, bir çok yönden önem arz ediyor. Uzunca yıllar Ermenistan'ın bölgedeki işgaline sessiz kalan ve her türlü desteği veren Batı'nın haklı bir mücadele karşısında uğradığı yenilgiye işaret ediyor. İkincisi uluslararası hukukun son derece tutarsız ve adaletsiz yaklaşımlarına karşın Türkiye desteğiyle Azerbaycan'ın kendi adaletini güç unsurları ve diplomasiyle bölgede inşa etme serüvenini anlatıyor. Üçüncüsü ise Türkiye ve Azerbaycan gibi iki Türk/men ülkenin aralarındaki kinetik enerjiyi potansiyel hale getirmesiyle oluşan zafer sinerjisine karşılık geliyor. Özetle; Karabağ meselesi, haksız eylemlerin adaletin ve hukukun tecellisiyle sonuçlanması sürecini bize anlatıyor.

 

Türkiye ve Azerbaycan halkları, etnisite, tarih, dil ve kültür yönünden kardeş halklardır. Gerek 15 Temmuz süreciyle başlayan terörle mücadele operasyonlarına gerekse de 6 Şubat depremleri gibi ulusal felaketlere Azerbaycan'ın verdiği destek Türk halkı nezdinde kardeşlik bağlarını konsolide ederken, Karabağ'ın yeniden Azerbaycan oluşuna Türkiye'nin verdiği destek, Azerbaycan halkı indinde kalıcı tarihsel barış köprülerini kurma yolunda çok önemli adımlar olmuştur. "2 devlet 1 millet” paradigmasını demirleyen bu süreç, iki ülke devletleri ve halkları açısından çok önemli iş birliklerinin kapısını aralamıştır. Enerji, ticaret, savunma, diplomasi, terörle mücadele bu iş birliği alanlarının başında gelmektedir.

 

Bilhassa Zengezur ve Laçin koridorlarının açılmasının iki ülkenin iş birliğinde sağlanması, Azerbaycan'ın Batı; Türkiye'nin ise Doğu dünyaları ile ticari ve siyasi ilişkilerini çok daha büyük ufuklara taşıması açısından önem arz ediyor. Burada ABD, Rusya ve İran gibi faktörlerin etkili olduğu göz önüne alındığında, iki ülke diplomasisi ve ulusal gücünün oluşturacağı sinerjinin bu güçleri de dengeleyici mekanizmalar oluşturabileceğini öngörebiliriz. İki ülkeyi bölgede ve uluslararası ilişkilerde daha güçlü yapacağı ifade edilen bu koridorların hayata geçmesi, sadece iki ülkeye değil, Ermenistan başta olmak üzere üçüncü taraf ülkelerin de lehine olacağı iddia edilebilir. Bu noktada Azerbaycan'ın en güzel zaferi, Türkün gücünü bir kez daha dünyaya göstermek ve iki ülke kardeşliğinin neleri başarabileceğini ispat etmektir. Yeni zaferlere dileğimle…

 

 


Yazarın Diğer Yazıları