RUSYA-AVRUPA BİRLİĞİ GERİLİMİNİN ENERJİ BOYUTU

Rusya'nın geçtiğimiz günlerde Kuzey Akım 1 boru hattındaki gaz akışında bakım ve onarım nedeniyle -yaptırımlardan gerekli malzemelerin bulunamamasını gerekçe göstererek- kesintiye gitmesi, küresel piyasalarda enerji fiyatlarında yukarı yönlü dalgalanmalara neden oldu. Moskova'nın bu hamlesinin ise enerjinin "siyasi bir silah” olarak kullanıldığı şeklinde yorumlara sebebiyet verdi.

Boru hattında meydana gelen arızada yaptırımlar nedeniyle gerekli parçaların tedarik edilememesi iddiası dile getirilse de uluslararası kamuoyunun genel kanaati, Rusya Lideri Putin'in, kışın yaklaşmakta olduğu Avrupa'ya gaz fiyatlarının manipülasyonu üzerinden baskı kurma manevrası şeklinde gelişti.

Doğal gaz başta olmak üzere enerji konusunda çok önemli oranlarda Rusya'ya bağımlı durumda bulunan Avrupalıların, karartma-söndürme-kapatma gibi tasarruf önlemlerini aldıkları ve çok ciddi sorunlar yaşadıkları bir süreçte Amerikan hegemonyasının peşine takılmalarıyla Ukrayna krizinde takındıkları tavrı sorgulamanın eşiğinde oldukları anlaşılıyor.

Avrupa içinde yükselen seslere (Prag gösterileri örnek olarak verilebilir) bakıldığında, Ukrayna savaşında Avrupalıların Amerikan çıkarları uğruna takip ettikleri siyasetin meşruluğunun Avrupa halkları tarafından sorgulandığı görülüyor. "Avrupalılar ne zaman kendi geleceklerini kendilerini tayin edecekler?” sorusu ise tabii olarak burada makes buluyor.

Uluslararası ilişkilerde "karşılıklı bağımlılık” olarak gelişen olgunun ne kadar hayati ve ontolojik güvenlik kaygılarına yol açtığı, Avrupa enerji krizinde bir kez daha gündeme gelmiş durumda. Dengesiz ve alternatif tedarik kanallarının sağlanamadığı bir bağımlılık ilişkisinin, devletler açısından ontolojik güvenlik kaygısına yol açtığı ise bariz ortada.

Güvenlik kaygısından çıkma planlarınınsa yoğun bağımlılık ilişkisi olunan aktörün hasmına yanaşma şeklinde gerçekleşmesi ise ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulma' olarak yorumlanabilir. Yani; Rus tehdidine karşı Amerikalılarla silah anlaşması yapma hamlesinin garabeti gibi…

İşte bu noktada; ülkemizin son zamanlarda sıklıkla terennüm ettiği milli ve yerli üretimi teşvik, yer altı kaynaklarında tam hakimiyet, ‘Deniz Vatan' sahasında enerji tedariği arayışları, burada bahsettiğim bağımlılık ya da muhtaciyet durumunun üstesinden gelinmesinde yaşamsal önemde.

Milli ve yerli silah sanayii hamlesinin tamamlanması, bugün Avrupalıların Rusya karşısında yaşadığı sorunları bu şekilde tecrübe etmeyeceğini ortaya koyuyor. Bunun içinse halkımız, bekası ve selameti açısından devletinin ve ülkesinin yanında olmalı; milli ve yerli kalkınmasını en üst boyutlarla gerçekleşmesi için yoğun çaba sarf etmelidir.

Bağımlılıkları minimize etmek, bağımsızlığımızı maksimize etmek anlamına gelecektir.

 


Yazarın Diğer Yazıları