YAĞMUR
Yaşamın pek de anlaşılabilir olmayan bir dengesi var. Tahterevalli gibi bazen aşağıda, bazen yukarıda.. Havaya çıktığın an düşmemek ,aşağı indiğin an toza bulanmamak senin elinde. Olaylarda olmayan adalet de belki sana bırakılan bu irade de…
Bir yağmur yağar; çiftçiler bayram eder, tarlalar neşelenir . Evinin penceresini açanlar; önüne oturup düşen damlaları seyrederken, mis gibi havayı içine çekip bir bardak çayını içer.
Tam o sırada bodrum katta oturan birinin tıkanan borulardan yağmur nedeniyle evine su basar. O an birine nimet olan birine zahmettir ama o zahmetle yanına yardıma gelen, senin için çabalayan komşuların olur. İşte o; darlığın içinde varlık bilincidir.
Hayatı yaşarken dengeyi korumak zordur. Bulunduğumuz yerden olayın tamamını , manzaranın bütününü göremesek de herkesin menfaatine olan işlere, o anda bize zararı dokunsa bile düşman olmamak, sevinebilmektir hüner.
Evini su basanın yağmura düşman olmaması gibi. Ülkeye faydası olan bir şeye;” özelde bana ne faydası var?” diye sevinememek çorak bir düşüncedir.
Savunma sanayimiz beşinci nesil Kaan uçakları ile şu an dünya basınında konuşuluyor. Business Insider ‘da "Türkiye; Amerika , Rusya ve Çin'in tahtını salladı. Kaan ; sadece bir savunma aracı değil, Türkiye'nin bağımsızlık vizyonunun sembolü. Hava sahasında müthiş bir güç” diye haber yapıyor.
Haberin altındaki bizdeki yorumları okuyorum. Yazmış birileri:
" Ee biz Kaan mı yiyeceğiz?.”
Bu düşüncenin acizliği yağmur meselesi gibi de değildir. Ülkenin tüm dünyada itibarının artması, gücünün büyümesi sana özel de nasıl zarar verebilir?.
Sadece sığ düşünceden dolayı hiçbir hizmeti görememek, ışığa gözlerini kapatıp;” göremiyorum” diye ağlamaktır.
Yazarın Diğer Yazıları