GEÇMİŞ OLSUN İZMİR

İzmir'de yaşanan deprem sonrası bir kez daha bu gerçekle yüzleşmek zorunda kaldık. Elazığ ve Malatya'da yaşanan depremin ardından nereden deprem haberi alacağız diye diken üstünde oturuyorduk. Depremin öğle saatlerinde olması bir nebze olsun daha fazla can kaybını önledi diye düşünüyorum. İzmir halkına geçmiş olsun. Evet bu depremlerin yaraları mutlaka sarılır ancak bu süreçte dilden dökülen zehrin yaraları geçmez. Yine acıdan beslenen merhametsiz, ahlaksız, vicdansızların sözleriyle irkiliyoruz. Bunlar nasıl insanlar? Kimi siyaseti, kimi dini kullanarak yaşanan acıları görmeden yaralara tuz basıyor adeta. Emniyet ve yargı sosyal medyada milleti kışkırtanlara karşı mutlaka gereğini yapıyor ancak asıl önemli olan görev bize düşüyor. Çocuklarımızı merhamet ve ahlaktan uzak yetiştirirsek sonuç bu olur. Kendi milletinin acılarıyla beslenenler bizim eserimiz maalesef. Dediğim gibi bu yaralar sarılır, yeniden güzel bir İzmir inşa edilir. Biz sadece bina malzemesinden değil, geleceğimiz çocuklarımızın gönül ve akıl inşasından da çalmayalım. İğne batsa vücudun tüm azaları sızlar ya işte hepimizin yüreği sızladı. Sızlamayan varsa emin olun o kişinin bu milletle bir bağı yoktur. Tüm İzmirlilere tekrar geçmiş olsun. Kaybettiklerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Konya'da son günlerde ciddi asayiş haberleri vermeye başladık. Cinayet, kaza, hırsızlık vs. Konya istatistiklere göre en çok ölümlü kaza olan iller arasında ilk sıralarda. Geniş caddelere, geniş yollara ve düz bir arazi yapısında olan Konya'da neden bu kadar kaza yaşanıyor anlamak güç. Kurallara uymuyoruz, uyarılara kulak asmıyoruz. Geçtiğimiz günlerde kaldırımda yürüyen bir aileye hızla gelen bir aracın çarpmasıyla baba ve 5 yaşındaki oğlu hayatını kaybetti. Anne yaralandı. Yine geçtiğimiz günlerde muhabir arkadaşlarımız anneyle görüştüler. "Bu bir kaza değil cinayettir” dedi. Görüntülere baktım tekrar tekrar. Onca araç geçiyor yoldan ve sonrasında bir araç öyle bir hızla viraja giriyor ki gerçekten şehrin ortasında bu kadar hızla gitmek değil bir kazanın, bir cinayetin habercisi gibiydi. Nitekim bir ailenin iki ferdi oracıkta can verdi. Biz araçları ulaşım için değil de zevkimiz yerine gelsin, heyecanımız tavan yapsın, deli kanlılığımız görülsün diye kullanıyorsak hiç kusura bakmayın ama lütfen gidin insanların olmadığı yerlerde yapın bunu. Hala trafik kültürünü öğrenememiş, hız limitlerine, trafik kurallarına uymayan magandalar var içimizde. Bunlar var oldukça kaç canımızı daha kurban vereceğiz inanın bilemiyorum. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları