REZİLLİK

Gözümüzden sakınacağımız çocuklarımızın geleceğini konuşalım biraz. Z kuşağı, 4. Nesil, yeni jenerasyon bilmem ne tanımlarını yaptığımız gençleri sosyal ortam denen ama içinde rezillikten başka hiçbir şey olmayan sosyal medyada kaybediyoruz. 13-14 yaşlarında ki kız çocuklarının hesap açtığı, tıklanma uğruna her türlü kepazeliğin yapıldığı, küfürlerin, hakaretlerin diz boyu gittiği yerler haline geldi bu ortam. Anne – babalarını, ninelerini ve dedelerini tıklanma uğruna oynatanlar, sövdürenler, çeşitli şaklabanlıklar yaptıran gençleri görünce geleceğimiz adına kaygılanıyorum. Komşu çocuğunda bir sıkıntı görünce kendi çocuğumuza tembih ediyorduk halbuki. "Aman oğlum - kızım şu çocuğa dikkat edin, onla oynamayın”. Bu hassasiyetimiz kalmadı artık. Kimse kendi çocuğunun hesaplarına bakıp bu kim diyecek hali de kalmadı. Çünkü say say bitmeyen bir arkadaşlık listesi. İçinde sapığı da var, hırsız da arsızı da. Kim kendi elleriyle evladını yakmak ister ki? Ama çocuklarımızı ellerimizle ateşe atıyoruz. Bu köşede genelde siyaset ve gündeme dair konuları ele alıyordum ancak ülke gündemiyle, Dünya gündemiyle meşgulken neslimiz elimizden kayıp gidiyor. Gündelik hayatlarımızda da öyle değil mi? Saatlerce siyaset ve futbol muhabbeti yaparken evimizde çocuklarımız kimlerle muhabbet ediyor farkında mıyız? Siyasete yada futbola harcadığımız zaman kadar çocuklarımıza ayırıyor muyuz? Geçtiğimiz hafta bir arkadaşımla bu konular üzerine sohbet ederken youtube ve instagramda dönen bir programı söyledi. Sadece internet ortamında yayınlanan bir şov programında konuşanlar sadece sunucu ve konukları değil bizzat gelen seyirciler. Kızlı erkekli 50 kişilik grup öylesine bir konuşmalar yaşanıyor ki ağzım açık kaldı. Ağzından sövmeler eksik olmayan kızlar ki içinde başörtülüsü bile var. "Ne yani Başörtülü sövemez mi?” Başındakini yaratanın emri diye örtüyorsa kusura bakmayın edepli olmak, ağzından çıkanı bilmekte Allah'ın emridir. Başındakine hassasiyet gösteriyorsan ağzındakine de aynı hassasiyeti göstereceksin. Sadece açığı - kapalısı değil aslında tüm kadınların böyle bir ortamda ulu orta yerde ve bunun milyonlara ulaşacağını bildiği halde ağızlarını bozmalarına yakıştıramadım. Yine erkeklerin sevgililerini, eşlerini nasıl aldattığını gururla anlatmaları ve salonu kahkahalarla inlemesine şahit oldum. Yaptığı dolandırıcılığı anlatanları mı ararsınız, kendi anne ve babasını nasıl kandırdığını anlatanlarımı, hayallerinin insanların özellerini gözetlemek olduğunu söyleyenlerimi ararsınız hepsi var. Eskiden Televizyonlar reyting uğruna olmadık rezilliği yaparlardı. Günümüzden tıklanma uğruna daha fazla rezilliği kendi insanımız yapıyor. Değişiyoruz, bozuluyoruz, kaybediyoruz. Çocuklarımız kötü söz söyleyince ağızlarına biber süren anne – baba gitmiş çocuklarıyla sövme yarışına giren aileleri gelmiş. Ekonomik seferberliği bir kenara bırakalım. Gençlik seferberliği başlatmalıyız. Doğa'nın, hayvanların geleceği kadar tehlikeli boyutlara geldi geleceğimiz. Aklını ortaya koymaktansa bedeniyle para kazanmanın yoluna bakan bir gençlik geliyorsa bu bizim suçumuz. Siyasiler "gençlerden nasıl oy koparabiliriz” derdinde olacaklarına bu gençliği nasıl kurtarabiliriz derdinde olmaları gerekir. Televizyonlar şu toplumun geleceğine bir ışık olsunlar artık. Derdi sadece para kazanmak yerine geleceğin inşasına bir tuğla da medya koysun. Ailelerimiz çocuklarına daha küçük yaşta bu mecraların faydalarını zararlarını anlatsınlar. Eğitimcilerimiz çocuğun sadece öğrenmelerine değil eğitimine de katkı sağlasın. Hükümetimiz değerler eğimi alanında müfredata dersler koysun. Emin olun beden eğitiminden daha çok ahlak, edep eğitimine ihtiyaçları var çocukların. Bu ahlakı aşılayabilirsek eminim bu ortamlardan kısmen de olsa uzak duracaklardır. Eyvallah… Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları