KISA VE UZUN VADELİ PLANLAR

Uzun zamandır bir makale üzerinde çalışıyordum, Türkiye'nin geleceğe nasıl güçlü girebileceği değişik senaryolar ve tahminleri, teori ve başka yazarların makalelerini inceleyerek çok hoş bir öngörü yazmıştım. Tam bitiyor derken, Kazakistan da büyük bir darbe yedik. Yeni bir makale yazmaya başladım, bu sefer de Ukrayna krizi cereyan etti, ve ben pes ettim. Tüm başladığım makaleleri kısa kısa yazmaya karar verdim.

 

TB2 ve Bayraktar'ın gücü

 

ABD Massachusetts Institute of Technology (MIT) görevli bir hoca Selcuk Bayraktar bey hakkında düşüncelerini paylaşmış. Herkes kızgın bir reaksyon verirken, bu konuyu doğal olarak görüyorum. ABD Afganistan rezalet dolu hezimetinde son yaptığı şey sivil vurmak oldu. Zaten geri çekilme de, Vietnam andıran seviyede bir rezaleti yansıtıyor. Tesadüf de olabilir veya tarihten ders çıkarmama, ki iki savaşta çok fazla sivil öldü ve sonunda onur kırıcı bir geri çekilme ile sonlandı. Hatta ABDnin Afganistan'da yaptığı son atış, yedisi cocuk on kişilik bir masum aileyi öldürdü. Bunu da yapan ABD'nin dronuydu.

 

TB2 Bayraktar Azerbaycan'ın Karabağ'ı özgürleşmesinde çok önemli bir rol oynadı, ve ön plana çıkarıldı.

 

TB2 Libya'nın koloniyal kontrölündeki güçleri, baskent Trablusun içinden geri püskürtülüp yüzlerce kilometre çekilmesine yardımcı oldu ve BM tarafından tanınmış hükümeti zafere taşıdı.

 

TB2 Etiyopya'da Libya'ya benzer bir durumu tersine çevirdi , ve başkenti tekrar kurtardı. Kurtardığı hükümet ise, yine Libya'ya benzer bir koalisyona karşı mücadele ediyordu.

 

TB2 NATOnun hayal ve cesaret edemeyeceği kadar Rus savaş malzemesi vurdu ki, Rusya'dan çekinen Polonya ve Ukrayna hemen Türk araçlarını tedarik etti.

 

TB2nin önemi öyle ki, koloni olan, veya olacak milletlere özgürlüğünü kazandırma şansı veriyor. Özgürlük getiren silahını, Kaleşnikofu bayrağına koyan Mozambiki düşünün , yakında milli sembollerde TB2 görme ihtimalimiz yüksek. İlk defa Rus veya Amerikan silahları ile savaş kazanılmadı. Bunun sembolik degeri paha biçilemez yüzlerce sene koloni veya köle olmuş milletler için .

 

Bunlari bir araya getirdikten sonra, MIT'de bir hocanın Selcuk Bayraktar beye ettiği hakareti anlıyor musunuz? Bence bu Selcuk Bey'e bir onur madalyası.

 

Kazakistan'da aldığınız yara

 

ABD - Amerika Birleşik Devletleri, 50 eyalet

 

AB - Avrupa Birliği, 27 üye ülkesi

 

Rusya Federasyonu, 85 federal bölge, 22si özerk cumhuriyet ve 120 fazla değişik etnik grup

 

Çin Halk Cumhuriyeti, beş özerk bölge ve 56 değişik etnik grup

 

Türk Konseyi, bes üye ülke ve iki gözlemci.

 

Kazakistan, Türk ülkelerinin gelecek vizyonuna çok büyük bir darbe vurdu malesef. Cumhurbaşkanı Tokayev, Soviet baskısını özlemiş gibi, kargasa esnasında Rus askerini ülkesine davet etti. Bu gelişmeden sonra ne Kazak dilini öne cikarma, ne latin alfabesine geçiş ne de Türk Konseyi manşet oldu. Türk birliğinin gelişmesi, tüm üyelerin geleceğini garantiye almasi ve diğer dört aktörlerden korunmak için en önemli birlikti, ve Kazakistan bu birliğin önemli bir üyesi. Çin'in ipekyolu buradan gececek, Rusya Türk devletlerine istediği gibi karışmayacak, ABD dini gruplari teşvik ve yönlendiremiyecek ve birlik icinde üyeleri zenginleştirecek açık bir pazar oluşacaktı. Bu planın geleceği ertelenmiş görünüyor malesef, çünkü Kazakistan'dan alınan haberler hiç de parlak gelmiyor bu aralar. Gelecek, çok kutuplu bir sistem icin hazırlanıyor. Türkiye ve kardes ülkeler, bir kutup mu olusturacak, yoksa soğuk savaş zamanı gibi birinin kutupuna mı dahil edilecek?

 

Ukrayna krizi

 

Ukrayna krizi tüm bölgeyi telaşlandırdı. Rusya sınırı boyu asker yerleştirdi. Nato buna karşılık hem Ukrayna'ya silah destegi verdi hemde sınıra yakın üye ülkelere asker gönderdi. Türkiye NATO üyesi olarak, üye ülkeleri korumak ile zorunlu olsada, aynı zamanda hem Ukrayna ve Rusya ile de İlişkileri gayet iyi. Bunu göz önünde bulundurarak tartışmayı yine emekli askerler ve gazeteciler yapıyor. Diplomat veya akademisyen, ki bu konular uzmanlık alanları ve var olma nedenleri, görünürde yok. Harp hali olsa askerin fikri en önemli, ama savaş önlemeyi ve diplomasiyi askerle yapmak abes. Her dış poltika konusunu militarize etmek hiç verimli değil , ve ileride çok büyük sorunlar dogurur.

 

Ukrayna NATO ülkesi değil , yani bir savunma yükümlülüğümüz yok. Bize saldıran veya hedef gösteren yok. Boğazları ve hava sahamızı, tarafsızlık pozisyonundan müdafaa edersek, bizi direk ilgilendiren bir askeri konu yok. Peki ne bu heyecan? Krım tatarlarını unutmuş değilim , ama onlarin durumu bir savaşı gerektirecek ne de savaş ile çözülecek bir durum degil.

 

 

 

Dogu/Batı çizgisi

 

Türkiye son zamanlarda bir diplomatik atağa açıldı, ve Israil , BAE, Suudi Arabistan vs. İlişkileri stabil bir pozisyona koymaya çalışıyor. Bunu bir dostluk daveti olarak görmemek lazım, çünkü yapılan aslında sadece diplomasinin sınırlarını çizmek. Buna gerginlik sınırları da denilebilir , çünkü diplomasiyi çıkarlarımız çatışan ülkelerle yapıyoruz. Denilen kısaca: "bu konularda ortak olabiliriz" ve "bu olmasın, olursa kafani kirarim". Bir maks ve mini ciziliyor, çünkü çatıştığımız önemli ve bazı konularda ortaklık gerektiren ve aynı zamanda da hic güvenilmez ve hareketlerini kendi kontrolünde olmayan ülkeler. ABD güdümlü ve onay almadan ne dış ne de iç politika üretemeyen ülkeler. Türkiye doğu ve batıyı birleştiren ülke olarak görülüyordu eskiden, bugün ise iki kutupun sınır çizgisi, ki iki taraftanda güvensizlik ve kuşku ile bakılıyor.


Yazarın Diğer Yazıları