Birlik, Beraberlik Ve Kardeşlik Hukuku

   Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Onun içindir ki dinimiz, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukunun önemini belirtmiş, fitne ve tefrikanın da son derecede tehlikeli olduğunu da açıkça belirtmiştir.
     Müslümanlar olarak dinimizin bu husustaki emirlerine uyup, yasaklarından kaçınırsak milletçe huzur içinde yaşayabiliriz. Bu sayede hem dünyada, hem ahirette mutlu oluruz. Cenab-ı Allah (c.c.) Hucurat suresindeki 10. ayet-i kerimede mealen “Şüphesiz, Mü’minler birbirleri ile kardeştir; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan sakının ki size acısın.” Yine aynı surenin 13. ayet-i kerimesinde, “Doğrusu biz sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki; birbirinizi kolayca tanıyasınız, şüphesiz Allah (c.c.) katında en değerliniz; O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır” buyurmuştur.
     Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) veda hutbesinde: “Ne Arap’ın Aceme (Arap olmayana), ne de Acem’in Arap’a (Acem olmayana) üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. Takva ise yaşayıştır. Bu yaşayış ise; Allah(c.c.)’ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınmaktır” buyurmuştur.
     Dinimiz İslam, insanları kesinlikle ırk, renk, soy ve cinsiyet ayrımına tabi tutmadan aynı anlayışla kucaklamaktadır. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde tefrika vardır. Tefrika, girdiği cemiyetlerde, itimat ve emniyet, hürmet ve muhabbet, şefkat ve merhamet gibi her türlü ahlaki güzellikleri ortadan kaldırır. Bu hususu İstiklal Marşımızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy, ne güzel dile getirmiştir.
 Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
 Sen! ben! desin efrat, aradan vahdeti kaldır.
Milletler için işte kıyamet o zamandır.
     Al-i İmran suresinin 103. ayet-i kerimesinde: “Hepiniz toptan Allah’ın ipine (İslam’a) sarılın, ayrılmayın, Allah’ın size olan nimetini anın; düşmandınız, kalpleriniz arasını uzlaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar” buyurmuştur.
     Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz, bizlere şu emirleri vermektedir: “Sakın, birbirinize düşman olup, buğuz etmeyiniz. Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinizden yüz çevirip ayrılmayınız. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.”
     Din kardeşliği, kan kardeşliğinden daha çok önemlidir. Müslümanlar dünkünden daha çok bugün, kardeşlik dayanışma, birlik ve beraberlik içerisinde maddi ve manevi unsurları seferber ederek, güzelim Ülkemiz Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek zorundadırlar. İçeriden ve dışarıdan güzel Ülkemiz Türkiye’ye düşmanlık eden hainlerin tuzaklarını boşa çıkarmak için, birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşlik hukukumuzu muhafaza etmek zorundayız.
    Hadis-i Şerifte belirtildiği gibi, Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir. O azalardan biri rahatsız olduğu zaman bütün vücut rahatsız olur. Aynen bu durum gibi İslâm kardeşlik hukuku,  ihtiyaç duyulması halinde birbirimize maddi ve manevi bütün destekleri sağlamamızı zorunlu kılar.
     Allah (c.c.) herbirimize, hakkıyla, İslâm kardeşliğine sarılarak, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzun gereklerini yaparak,  ameli Salih kullarından olmamızı nasip eylesin.


Yazarın Diğer Yazıları