Birlik Rahmet, Ayrılık Felakettir

     Dinimiz İslam, insanları kesinlikle ırk, renk, soy ve cinsiyet ayrımına tabi tutmadan aynı anlayışla kucaklamakta, üstünlüğün, ancak takva ile elde edilebileceğini açıkça bildirmektedir. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde, ayrılık vardır. Ayrılık ise felakettir. Tefrika, girdiği cemiyetlerde, itimat ve emniyet, hürmet ve muhabbet, şefkat ve merhamet gibi her türlü ahlaki güzellikleri ortadan kaldırır.
     Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülkemiz Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek için çalışmalıyız.  İçeriden ve dışarıdan hainlik edip, sivillere, güvenlik güçlerimize saldıran teröristlerin her birinin tuzaklarını boşa çıkarmak için, gayret sarf etmeliyiz. Teröristleri görenler mutlaka güvenlik güçlerimize ihbar etmeli ve birliğimizi yok etmek isteyen bu hainlere karşı güçlü bir şekilde karşı koymalıyız.
     Günümüz Müslümanlarının en çok ihtiyaç duydukları konulardan birisi, beklide en önemlisi, birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Onun içindir ki dinimiz, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukunun önemini belirtmiş, ayrılığın, fitne ve tefrikanın da son derecede tehlikeli olduğunu da açıkça haber vermiştir.
     “ Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süreye kadar Rabbinden bir (erteleme) sözü geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra kitaba vâris kılınanlar da onun hakkında derin bir şüphe içindedirler.” (Şura Sûresi âyet:14)
     Ayrılığa düşenlere gelen ilim tabiri, azap haberinin bildirilmesi, Hz. Peygamber’in gönderileceği haberi, peygamberlerin ve kitapların bildirdikleri hususlar şeklinde özetlenebilir. Bu bilgiye rağmen ihtilâfa düşülmüş, inanan ve inanmayanlar çıkmıştır. İnanmayanlara ceza olarak hemen azap verilmemesi ve kıyamet gününe ertelenmesi, Allah’ın bu konuda verdiği bir sözden dolayıdır.
     “Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.” ( Rum Sûresi âyet:32)
     “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.”
     “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.” (Ali imran Sûresi âyet:103,105)
     “Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.” ( En’am Sûresi âyet:159)
       Efendimiz Hz. Muhammed (s. a. s) şöyle buyurdu: Yahudiler yetmiş bir guruba ayrıldı, birinden başka hepsi cehennemdedir. Benim ümmetim de yetmiş üç guruba ayrılacaktır, birinden başka hepsi cehennemdedir. «O kurtuluşa eren gurup kimdir ya Rasûlallah?» sorusuna cevaben: «Onlar benim ve ashabımın gittiği yoldan gidenlerdir» dedi.
     Allah (c. c.) her birimize, hakkıyla, İslam kardeşliğine sarılarak, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzun gereklerini yapmayı, ayrılık, tefrika belalarından uzak durmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları