Güneş Dürülüp Katlandığı Zaman

Dünya hayatı doğumla başlamakta,ölümle sona ermektedir.Gerçek hayat ölümden sonra başlamaktadır.Kabir hayatından yeniden diriliş haşr ile birlikte hesaba çekileceğimiz kaçınılmaz bir gerçektir.Zaman zaman hiç ölmeyecekmiş gibi duygu ve düşüncelere kapılıp dünyevileşerek.ahiret için yapmamız gerekenleri, çoklarımızın ihmâl ettiğini üzülerek belirtmek isterim.Bu dünyaya imtihan için gönderildik.Yaratılışımızın yegane gayesi de sadece ve sadece Allah (c.c.)'a kulluktur.İbadet ve taât yapmak için gönderildiğimize göre bu gerçeği hatırlamamızın yararlı olacağına inanıyorum.
Tekvîr ve İnfitar Sûrelerinde, güneşin dürülüp katlanması,ısı, ışığından mahrum bırakılması,yıldızların kararıp dökülmesi,dağların yürütülmesi,gökyüzünün parça parça olması v.b. özelliklerden olan kıyametin kopuşu anlatılmaktadır.Bu hakikatleri yeniden hatırlayıp, nefsimizle yüzleşerek özümüze dönmemiz düşüncesiyle iki sûreyi aktarmak istiyorum.
Tekvir Sûresi Mekke'de inmiştir, 29 âyettir. Sûrenin başında güneşin dürülmesinden söz edilmiş ve adını da buradan almıştır. Sûrenin söz dizisinde, ihtiva ettiği konuya ilişkin anlamları yankılandıran ve güçlendiren mükemmel bir musikî, taklit edilemez bir âhenk vardır.
”Güneş katlanıp dürüldüğünde, Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde, Gebe develer salıverildiğinde, Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, Denizler kaynatıldığında, Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde, Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda, (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında, Gökyüzü sıyrılıp alındığında, Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında, Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır. Hayır! Akıp giden, bir kaybolup bir etrafı aydınlatan yıldızlara andolsun, Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun, Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki, O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür. O orada sayılan, güvenilen (bir elçi) dir. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir. Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür. O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.
(Âyetteki ‘gayb’ kavramı, duyu organlarıyla idrak edilemeyen ve fakat inanılması gereken iman esaslarını içine almaktadır. Allah Resûlünün onlar hakkında cimri davranmadığı, yani herhangi bir şeyi gizlemediği açıklanmıştır.)
O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür. Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” Tekvîr Sûresi âyet:1-29) buyrulmuştur.
İnfitar Sûresi Nâziât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 19 âyettir. Manası ‘yarılmak’tır. Göğün yarılmasından söz ederek başladığı için bu adı almıştır.
”Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar. Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir. İyiler muhakkak cennette, kötüler de cehennemdedirler. Ceza gününde oraya girerler. Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar. Ceza günü nedir bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah'a kalmıştır.( Son bölümü “o gün emir Allah'ındır. Yalnız Allah emreder” şeklinde tercüme etmek de mümkündür.)” (İnfitar Sûresi âyet: 1-19) buyrulmuştur.
İmtihan için gönderildiğimiz dünya hayatımızı; Kur'an ve Sünnette emredilip, yasaklananlara göre yaşayıp,gerçek âlem olan âhiret yurdunda kurtuluşa erenlerden olmamız duâsı ile sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları