Hesaba Çekilmeden Önce Kendimizi Hesaba Çekmeliyiz

    Müslüman, geçen zamanlarının, yıllarının muhasebesini iyi yapmalı, Allah(c.c.), bizi, hesaba çekmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz. Kendimizi hesaba çektiğimiz zaman, Allah (c.c.) ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.s)’in, haram olarak bildirdiklerini terk etmek, emrettiklerini de gereği gibi yerine getirmek için çalışmalıyız. Çünkü her geçen yıl ölüme ve kıyamete yaklaştığımız bilinen bir gerçektir. Her geçen yıl imtihan dünyasındaki kalacağımız süre azaldığına göre sevinilecek bir tarafı yoktur. Fakat değerlendirilmeden geçirdiğimiz bütün yıllar için gerçek anlamda üzülmeliyiz. Üzülmeliyiz ki, bu pişmanlığımız, bu tövbemiz temizlenmemize vesile olsun.
     İnsanın yaratılıp dünyaya gönderilmesinin ana gayesi kulluk yapması içindir. Bu dünyaya imtihan için gönderilmiş bulunmaktayız. İmtihanda olduğumuzu her zaman hatırlamalı, İbadet ve taatımızı yaparak kulluk görevimizin farkında olmalıyız. Âyet-i Kerimelerde: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat Sûresi âyet:56) “O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.”(Mülk Sûresi âyet:2) buyrulmuştur.
     Hiçbir kimsenin kimseye fayda sağlamayacağı o hesap gününde kurtuluşa ermek istiyorsak, bu imtihan dünyasını çok iyi değerlendirmeli, Allah (c.c.)’ın ve Resulü Hz. Muhammed ( s.a.s.)’ın emirlerini yapıp, yasaklarından da kaçınmalıyız. Ancak, bu sayede huzurlu ve mutlu olup, kurtuluşa erebiliriz.  Kâinat ve bu bütünün parçalarını teşkil eden, zerreden kürreye bütün mevcudat bir hesap ve dengeler manzumesidir. Gökyüzünün uçsuz bucaksız bir şekilde direksiz oluşu, güneşin ve diğer gezegenlerin asla hata kabul etmeyen mili metrik hesaplara dayanması, yoktan var eden, güç ve kuvvet sahibi Rabbimizin varlığını aşikâr göstermektedir. Kâinattaki her şey Cenab-ı Allah (c.c)’ın yaratmış olduğu mükemmel eserlerdir.
    Günlük hayatımızda, ehemmiyetsiz kabul ettiğimiz bir çok şeyi bile planlayıp hesaplamak suretiyle gerçekleştirmekteyiz.  Küçük bir ticarethane sahibi bile elindeki sermayeyi, borç ve alacak dengesini korumak için sürekli muhasebesini yapar. Bunu asla ihmal etmez, bilir ki hesabın ihmali, iflasın işaretidir. O halde, imtihan dünyasında yaptıklarımızdan dolayı, ahirette hesaba çekileceğimizi unutmamalıyız. Ne garip tecelli ve ne acı hakikattir ki, sınırlı olan dünya hayatı için hesaplar yapan bizler, anlaşılmaz bir gafletle nefs muhasebesini terk etmekteyiz. Üzerimize düşen görevlerin mesuliyetini idrak ederek, Müslümanca yaşamaya gayret etmeliyiz. Nefs muhasebesini asla ihmal etmemeliyiz.
     Hz. Ömer (r.a.)’ın “Bugün Allah (c.c.) rızası için ne yaptın?” sorusunu her gün kendimize sormalı, ölmeden önce ölebilmeli ve hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz. Kendimizi hesaba çektiğimizde, yaşayışımızı Allah (c.c.) ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin istediği ölçülere uygun buluyorsak, iyi yoldayız devam etmeliyiz. Bu tavır ve davranışlarımızla imtihanda başarılı olduğumuzu düşünebiliriz. Yaşayışımız; Kur’an ve Sünnet ölçülerine uymuyorsa; o zaman kendimizi, hüsrana uğramaktan ve cehennem ateşinden korumak için hesaba çekmeliyiz. Çünkü imtihan hala devam ediyor. Bu güne kadar noksanlıklarımız, hatalarımız olabilir. Ama önemli olan onların farkına varıp, kesin bir pişmanlık ve tövbe ile yanlıştan dönülmeli, hayatımıza iyilikler hâkim kılınmalıdır. En büyük mücadele nefisle yapılan mücadeledir. En güzel sonuçta, Allah (c.c.)’ın Rızasını kazanmaktır.
     Yeni bir yıla daha girmiş bulunuyoruz. Her geçen gün ölüme hızla yaklaşmaktayız. Yıllarımızın geçip gitmesi sevinilecek bir durum değildir. Acaba, geçen günlerimizi gereği gibi değerlendirebildik mi? Bu anlamda kendimizi hesaba çekerek, yanlışlarımızı terk edip, iyilikleri hayatımıza hâkim kılmalıyız.  Kulluk görevimizi daha iyi yapmak için gayret sarf etmeliyiz. İmtihanda olduğumuz bu dünya hayatın da geçen her günümüzü ve yılımızı hakkıyla değerlendirebildik mi? Sorusuna cevap aramalıyız. Boşuna geçen günler ve yıllarımız için üzülmeli, hakkıyla değerlendirmeye gayret etmeliyiz. Müslüman, kendi değerleri dışındaki inançların etkisine girip onlara göre hayatını tanzim edemez. Çünkü bilir ki; Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.s.):  “Kim bir kavme benzemek isterse onlardandır.” buyurmuşlardır.
     Her birimiz, her an Nefis Muhasebemizi yapmalıyız. Ölmeden önce ölebilmeli, hayatın bir İmtihan olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Rabbimizden hakkımızda hayırlı olacakları istemeliyiz. Hz. Ali (r.a.) :”Rabbim, gönlümde olanları hakkımda hayırlı, hakkımda hayırlı olanları da gönlüme razı eyle” diyerek yaptığı güzel duayı bizlerde yapmalıyız. Başımıza ne gelirse gelsin sabır ve metanetle karşılayıp imtihanda, başarılı olmalıyız. Kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz ve bütün insanlık için faydalı olmaya çalışmalıyız. Nefis muhasebemizi yaparak, İslâm’a uygun bir hayat yaşayıp, bu dünya İmtihanını kazanmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları