Hiçbir Günahkar Başkasının Günahını Yüklenemez

Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, her insan kendi hür iradesiyle yaptıklarından sorumlu tutulacaktır. Kişi, kendi yaptığı yanlışlıkları başkasına yükleyemeyeceği gibi, başkalarının yaptıklarını da kendine alma imkânına sahip olamayacaktır. Bir günahkâr,  ben batmışım verin günahlarınızı sizi kurtarayım dese bile bir geçerliliği olmayacak, herkes yaptığının karşılığını İlahi adaletin sonucu noksansız alacaktır.
     Nefis ve Şeytan İnsana durmadan kötülüğü önerirler, emrederler. İman eden ve İmanının gereklerini yapan ihlaslı bir Müslüman ise, kendisine kötülüğü emreden düşmanlarının farkında olur. Yanlışlık kimden gelirse gelsin, ona itibar edilmeden Kur’an ve Sünnete uygun bir hayat yaşanmalıdır. Bu konudaki tercih, her ferdin kendisine aittir. Kişi verdiği ve uyguladığı karalardan sorumludur. O’nun içindir ki hayatımızı İnandığımız İslâm dininin hükümlerine uygun olarak yaşamalıyız. Gerçek anlamda kurtuluş da, o zaman elde edilebilir.
    Âyet-i Kerimelerde: “Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.” (İsra Sûresi âyet:15)
     “Gerçekten hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez. Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm Sûresi âyet:38-39)
     “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.” (Fatr Suresi âyet:18)  
     Bu âyet-i kerimede herkesin kendi günahından sorumlu olacağı, hiç kimsenin bir başkasının günahından sorumlu tutulmayacağı ifade edilmektedir. Ancak, kötülükte çığır açanlar hem kendi günahlarından sorumlu, hem de o günahı işleyenlerin kötülüğünden sorumlu olur. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.); «Kim bir kötü âdet çıkarırsa, ona, hem onun günahı, hem de onu işleyenlerin günahı vardır» buyurmuştur.
     “Kâfirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Hâlbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.”
     “(Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.”  (Ankebut Sûresi âyet:12-13)
      Ankebût Sûresinin 12. Âyet-i kerimesinde; kâfirlerin başkalarının günahını yüklenmeyeceği belirtilirken, 13.âyette, doğru yoldan saptırdıkları kişilerin veballerini de taşıyacakları ifade edilmektedir. Burada uyumsuz bir durum yoktur. Zira önceki âyette, kâfirlerin, saptırmak istedikleri kimseleri kandırmak için onlara «Sizin günahınızı biz yükleneceğiz» deyip onların günahlarını kaldırmayı vaad ettikleri anlatılmaktadır. Ankebut Sûresinin 12. Ve 13. âyetleri birlikte incelendiğinde, hiç kimsenin başkasının günahını, bizzat kendisi çekmeyi göze alsa bile, kaldırtmaya gücü yetmeyeceği, bununla birlikte, başkalarını doğru yoldan saptıranların kat kat vebal yüklenecekleri, fakat böylece, yoldan sapanların da kendi günahlarından kurtulmuş olmayacakları anlaşılmaktadır.
     “Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan her şeyi hakkıyla bilendir.” (Zümer Sûresi âyet:7) buyrulmuştur.
     Rabbim, her birimize gerçek anlamda sorumluluklarımızın farkında olarak, İslâm’a göre hayat yaşamayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları