DİRENİŞ POSTUNA BÜRÜNEN İHANET
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
VİCDAN YELKEN AÇTI
Amerika’nın FETÖ’sü: İsrail
Aile Yılı ayrılık yılı olmasın
İSLAM KÜLTÜR VE EDEBİYATINDA SEYAHATLER ÜZERİNE KISA BİR SEYAHAT 3
Yüksek enflasyon gelir dağılımını allak bullak etti
MADLEEN GEMİSİ
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
ÇINAR VE PINAR
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Malumunuz 11 Eylül 2018 salı gününden itibaren hicrî 1439. yılı tamamlayıp 1440. yıla girmiş olacağız. Bu vesile ile hicrî yılımızı tebrik eder, Âlem-i İslam'ın kurtuluşuna vesile olmasını Allah (c.c.)'dan niyaz ederim. Peygamberimizin Hz. Muhammed (s.a.s) ,Mekke-i Mükerremeden Medîne-i Münevvere ye hicret ettiği 622 Mîlâdi yılı Hicretten 17 yıl sonra Hz. Ömer(r.a.)'ın halifeliği döneminde, Hz. Ali (r.a.)'ın teklifiyle bu yolculuk, hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiş ve isim olarak "Hicrî Yıl” denilmiştir. Mîlâdî takvimde güneşin hareketleri esas alınmış, hicrî takvimde ise kamer (ay)'ın hareketi esâs alındığı için , "Hicrî Yıl, "Kamerî Sene” veya "Sene-i Kameriyye” olarak da isimlendirilmiştir. Hicrî yıl da, Mîlâdî, Rûmî Yıllar gibi 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ile sona erer. Kameri aylar: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Receb, Şâbân, Ramazân, Şevvâl, Zil-kâde, Zil-hicce'dir.
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamber olarak gönderilmesi sonucu, karanlık yerini aydınlığa, zulüm yerini adalete, kararan gönüller, vicdanlar, merhamete, İman nuruyla kavuşmuşlardır. Ancak bu nurdan rahatsız olan Müşrikler, Efendimizi öldürmek istediklerinden dolayı ve her geçen gün Müslümanlara eza ve cefalarını artırmışlardır. Müşriklerin, Müslümanlara karşı uyguladıkları eza ve cefaları arttırmış olmalarından dolayı Miladi 622 yılında Müslümanların, Mekke'den Medine'ye hicret etme izni Allah (c.c.) tarafından Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)'e verilmiştir. Öncelikle Müslümanlar Medine ye gönderilirler. Son olarak da en yakın sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile beraber Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Mekke'den Medine'ye hicret etmişlerdir. Hicrete karar veren Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), öncelikle üzerinde bulunan Müşriklerin emanetlerini sahiplerine teslim etmesi için Hz. Ali (r.a.)'a bırakmıştır. Bu husus gerçekten çok anlamlıdır. Üzerinde önemle durmamız gerekir. Efendimiz kendisini öldürmek isteyen Müşriklere karşı onların mallarını yine kendilerine teslim etme noktasında gerekeni yapmıştır. Efendimiz, müşrikler tarafından bile Muhammedül Emin olarak tanınmıştır. Peygamberler güvenilir kimselerdir. Bu özelliğini hicrette, Peygamberimiz uygulamaları ile düşmanlarına bir kez daha net bir şekilde göstermiştir.
Hicret'ten çıkaracağımız çok önemli dersler vardır. Hicrete en sadık yol arkadaşı Hz Ebubekir(r.a.)'la beraber çıkan Peygamberimiz (s.a.s.) Medine'ye gidecek olmasına rağmen, önemli bir taktik uygulayıp tam tersine öncelikli yolculuk yapmış, yolu çok iyi bilenlerden destek almıştır.Malumunuz örümcek ağı çok dayanıksızdır. Koruyan ve kollayan Allah (c.c.), sevdiklerini en zayıf örümcek ağıyla da korur. Müşrikler evinin etrafını sarmış beklerken onların gözleri önünde Yasin Sûresini okuyup çıkıp gitmelerine rağmen görünmemişlerdir. Yolculuğun her aşamasında zahmet çekerek Medine'ye ulaşmışlardır. Allah(c.c.)'ın gücü her şeye yeter. Bir şeye ol dedi mi o hemen oluverir. Yeter ki kul Allah'a samimi olarak teslim olsun. Âyet-i Kerîmede: " Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.” (Saff Sûresi âyet:8) buyrulmuştur.
Hicret; maddi ve manevi her türlü fedakârlığın yapıldığı, gerekirse anne-baba, eş, evlâtların ve mülklerin, terkedilebildiğini açıkça gösteren kutlu bir yolculuktur. Hicret; halis bir niyetle, samimi olarak Allah (c.c.)'a bağlılık, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e muhabbetin ta kendisidir. Hicret; keyfi bir göç değildir. Gerektiğinde hakkın ve hakikatin yeryüzüne hâkim olması çabasıdır. Hicret; Allah (c.c.)'a imanın, sadakat ve teslimiyetin, sabır ve sebatın ta kendisidir. Hicret; Allah (c.c.)'ın rızası, insanlığın huzur ve mutluluğa kavuşturulup barış içinde yaşanılmasına yönelik gerçekleştirilen bir harekettir. Hicret; Allah (c.c.) rızası için her şeyden vazgeçmenin, fedakârlığın zirvesidir. Hicret; İnanca yapılan baskıya, işkenceye ve her türlü zulme direnmenin, boyun eğmemenin adıdır. Hicret; hakkın batıla, iyinin kötüye galip gelmesidir. Hicret; Tevhid inancının kalplerde kökleşmesinin göstergesidir.
Allah (c.c.) Rızası için hicret edip, yine O'nun Rızası için hicret edenlere yardım edenler Kur'an-ı Kerimde övülmektedirler. "İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek Mü'minler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” (Enfal Sûresi âyet:74) "Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz' içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır ve karşılığın en güzeli O'nun katındadır.” (Ali İmran Sûresi âyet:195)
Rabbimiz, her birimize nefsimizle, şeytanla, zalimler, kâfirlerle, batılla gereği gibi mücadele etmeyi, Ensar ve Muhacir kardeşliği ekseninde şuurlu bir Mü'min olarak yaşamayı nasip eylesin.(Âmin). omerlutfiersoz@gmail.com
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
KURBAN VE MERHAMET
ŞÜKÜR İLE NİMETLER ARTAR, NANKÖRLÜĞE İSE ŞİDDETLİ AZAP VARDIR
TEADDÜD-İ ZEVCÂT, POLİGAMİ, ÇOK EŞLİLİK
İNSANIN KONUŞMALARI, DAVRANIŞLARI YA CENNETİ YA DA CEHENNEMİDİR
MÜ’MİN; KİN DUYDUĞU DÜŞMANINA KARŞIDA ADALETLİ OLMAK ZORUNDADIR
ÖLÜMSÜZLÜK ÖLÜMLE BAŞLAR
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
SAKIN ALLAH’I ZALİMLERİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ SANMA!
RAMAZANDA KAZANDIĞIMIZ GÜZEL ALIŞKANLIKLARI HAYATIMIZIN TAMAMINA HÂKİM KILMALIYIZ