İbadetlerimizde Devamlılık Ve Önemi

Mübarek Ramazan-ı Şerfi ay’ını geride bırakmış bulunuyoruz. Ramazan da kazandığımız çok güzel alışkanlıklarımızı, Ramazan dışındaki ay’larda da devam ettirmeliyiz. İbadetlerimizi en iyi şekilde her zaman yapmakla yükümlüyüz. Ramazan gibi müstesna dönemlerde ise, Kulluk görevimizin, sorumluluğumuzun zirve yapması da arzulanan bir husustur.Önemli olan,amellerin en sevimlisi, azda olsa devamlı yapılanıdır. İbadetlerin kabulünde devamlılık esastır. Cenab-ı Allah(c.c.):“Namaz kılanlar ki, onlar namazlarında devamlıdırlar.” (Meâric Sûresi âyet: 23) buyurmuştur.
İbâdetlerdeki devamlılık o kadar mühimdir ki, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) bir Hadîs-i Şerîflerinde:
“Amellerin Allah Teâla’ya en sevimli olanı, az da olsa devamlı yapılanıdır.” (Müslim, Müsâfirîn, 218., Buhârî, Rikâk,(18)buyurmuştur.
 Ramazan-ı Şerif te, Oruç tutup, namazları kılıp, Kur’an-ı Kerim Okuyup v.b. ibadetleri yapıp nefislerimizi terbiye ettik. Ramazan ayı boyunca sabrı, yardımlaşmayı, paylaşmayı, dayanışmayı ve kardeşliği en iyi bir şekilde öğrendik. Dünya nimetlerinin gelip geçici olduğunu, ahiret nimetlerinin ise kalıcı ve gerçek olduğunu anladık. Ramazan ayında yaptığımız ibadetleri ve kazandığımız güzel hasletleri Ramazan sonrasında da devam ettirmeliyiz. İbadetler sadece belli bir süre yapılıp sonra terk edilen şeyler değildir. Allah’a ibadet ömür boyu sürmelidir. Cenab-ı Allah (c.c.): “ Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine itaat et.”(Hicr Sûresi âyet:99) buyurmuştur.
İnsanın yaratılış gayesi Allah’a ibadet etmektir. Allah’u Teala; “İnsanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”(Zariyat Sûresi âyet:56) buyurmaktadır. Ramazan ayında oruç tuttuk, namazlarımızı da genel olarak cemaatle beraber kılmaya büyük gayretler gösterdik. Cemaatle beraber namaz kılma alışkanlığımızı ömür boyu devam ettirmeliyiz. Zira cemaatle namaz kılmanın tek başına kılınan namazdan Yirmi yedi derece daha faziletli olduğunu unutmamamız gerekir. Ramazanda kazandığımız bir diğer alışkanlık da sabırdır. Hayatımızın tamamında olması gereken özelliklerden birisi de sabırdır. İbadetlere devam etmede sabırlı olacağımız gibi günah işlememe noktasında da sabırlı olmalıyız.


Yağmur nasıl yeryüzünü temizler ve Allah’ın izniyle toprağa bereket verirse, Ramazanda insanı kötülüklerden ve günahlardan öylece yıkar ve temizler. Yapılan ibadet ve taatlarla Allah (c.c.)'ın sevgisine mazhar olan Müslümanlar, bu güzel durumlarını devam ettirmelidirler. Ramazan bitti diye İbadet ve taat'tan uzak durmamak gerekir. Güzel davranışlarımızı devam ettirerek, her türlü kötülüklerden gereği gibi kaçınmalıyız. Ramazan-ı Şerif dışında da Kur'an ve Sünnet çerçevesinde hayatımızı yaşamaya özen göstermeliyiz. Allah(c.c.)'a ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e karşı görevlerimizi hiç bir zaman aksatmamalıyız. Bilmeliyiz ki, ibadetlerde devamlılık esastır.


Cenâb-ı Hak, Mübarek günleri ve bilhassa Ramazân-ı Şerîfi, kulluk hayatımızı gözden geçirerek eksiklerimizi telâfî etmemiz, iyiliklerimizi daha da artırmamız için hususi fırsatlar olarak lütfetmiştir. Aslında bu gibi zamanlara verilen bu İlâhi teşvikler, Allah(c.c.)’ın biz kullarına ömrümüz boyunca yaşamamızı emrettiği makbul bir ibâdet hayatının temelini teşkil edecek mahiyettedir. Mübârek zamanlarda kazanılan ibâdet vecdini ve çok ulvi kulluk kıvamını bütün bir yıla yayabilmemiz gerekmektedir.


Ramazan-ı Şerîfte eda edilen ibâdetler ve taâtlar ile erişilen müstesnâ kulluk derecemizin durumu, ekilen bir tohum gibidir. Bu tohumun verimli veya verimsiz olması, yılın her gününde de aynı anlayışla ibadetlerin yapılıp yapılmaması ile doğrudan ilgilidir. Yani Ramazan’da kazandığımız güzel hasletleri ve kalbî olgunluğu, Ramazan’dan sonra devam ettirmemizle mümkün olur. İbâdetlerimizin Allah (c.c.) katındaki makbuliyet seviyesi devamlılığı sayesindedir.
Unutmamak gerekir ki İslâmi bir yaşam, belli zamanlara has bir özellik değildir. Esasen ömür boyu devamı istenen bir takvâ hayatıdır. Ramazan-ı Şerîften sonra ibâdet hayatımız hususunda rehavete kapılmamak, o ayda kazanılan güzel hasletleri ve manevi hatıraları unutmamak, halisane niyet ve amelleri terk etmemek gerekir. Böylece Ramazanda elde ettiğimiz manevi iklimi muhafaza ederek Ramazan dışındaki aylarda da devam ettirmiş oluruz ki gerçek anlamda kurtuluş o zaman elde edilebilir.
İbâdetlerde devamlılık Müslüman’ın asli görevidir. Sabır ve Sebat ile devam edildiği takdirde, neticede çok büyük birikimlerin meydana geleceği muhakkaktır. İbadetlerimizde devamlılığın önemi çok büyüktür. Deryaları derya yapan yağmur damlalarının sürekliliğidir. Damlalar birike birike umman olur. Bizler de, İmtihanı kazanmalı ve kendi Ummanımızı oluşturmalıyız.
Bu itibarla sadece mübârek gün, gece ve ayları ihyâ edip diğer zamanlarda, İbadet ve taât’tan uzak kalmak çok büyük bir yanlıştır. Ramazan ayında kazandığımız güzel alışkanlıklarımızı sürekli olarak yapalım ve gerçek kurtuluşa erelim. Sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları