ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
Carry Trade gibi yöntemlerle gelen sıcak para girişleri felakettir
İç sahada alınan net galibiyet
Kimlik Değiştiren Konyaspor
OLMAK MI GÖRÜNMEK Mİ?
Temizlik
Yaşlanmaktan ve Yorgunluktan Hızlı Çıkış (Lenf Sisteminin Esrarı)
Rakamlarla Otomobil Piyasası
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
KORKU İLE YÖNETİLEN DÜNYA – Nankörlük Çağının Kıskacında
EMEĞİ TÜRKİYE ÇEKTİ, YEMEĞİ ABD YEDİ.
Konya’nın Hayat Kurtaran Yolları
Bağırarak suç bastırmak
Kommagene’nin Kalbi PERRE
ERİNMEDEN
Yakan kim, kavrulan kim?
BASIN DİLİ
Tarihi seyrine baktığımız zaman kısasın, eski Yunan ve Roma toplumları ile İslâm öncesi Arap cahiliye toplumlarında da var olan bir ceza sistemi olduğunu görmekteyiz. İlk dönem toplumlarındaki uygulamasında kısas, suçtan zarar gören veya mirasçıları tarafından doğrudan suçluya uygulandığını, zaman zaman bazı toplumlarda sadece suçluya değil, suçlunun mensubu bulunduğu kabilelere karşı uygulandığı bilgisine de ulaşılmaktadır. Ceza, suçu işleyene uygulanması gerekirken, failin mensubu bulunduğu kabilelere de uygulanmasında, suçun şahsiliği prensibi göz ardı edilmektedir. Öte yandan bu tür kısas uygulamalarında suçun manevî unsuruna da dikkat edilmediği söylenebilir. Yani failin fiili işleyiş maksadı, kastî mi yoksa gayrı iradî mi yaptığı araştırılmamaktadır. Çeşitli Dinlerdeki uygulamalarda farklılıklar olmakla birlikte, işin özünde kısasın gerekliliği benimsenmektedir.
Avrupa Birliğinde idam yoktur diye onların yanlışına ortak olmak zorunda değiliz. Amerika, Rusya, Çin, Japonya gibi bir çok ülkede idam cezası halen uygulanmaktadır. İdam cezası gereksiz çağ dışı demek esasen işin özünü anlamamak demektir. O halde şimdi soruyorum, Amerika, Avrupa Birliğin 'den daha mı geri? Hayır. İdam cezası var ve gerektiğinde uygulanıyor. Bizde İdam cezasını mutlaka geri getirmeliyiz. Canileri, tecavüzcüleri, hainleri beslemeden hak ettikleri ceza ile cezalandırmalıyız.
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 'ın partisinin Kızılcahamam kampında, “Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin diyor” şeklindeki sözleriyle konu bir kez daha tartışılır hale gelmiştir. Bu açıklama bence hayırlı olmuştur. Vicdanlarda konu yeniden yankılanmış ve bir an önce gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği, halkın büyük çoğunluğunun idam cezasının geri getirilmesine taraftar olduğu görülmüştür.
İslâm fıtrat dinidir. Aslında kısas da fıtratımıza en uygun olan cezadır. İdama, Kısasa karşı çıkanların bir yakını bir cani tarafından öldürülse, eline geçirdiği ilk yerde yargılanmasına bile müsaade etmeden kendi öldürmeye kalkmaktadır. Artık ikiyüzlü davranmaya gerek yoktur. İdam cezası çağ dışıdır diyenler, şeytanları bile şaşırtacak şekilde işlenmiş olan vahşet, cinnet, tecavüz ve terör olaylarını masum görmektedirler. Hâlbuki esasen bu fiiller çağdışıdır. Bu fiillerin failleri de insanlıktan nasibini almamış zavallılardır. İdam cezası talebi, mağdur olanların, kan döken canilere karşı meşru müdafaa girişimidir. Kamu vicdanını tatmin etmeyen hiçbir ceza da adalet değildir. Her hak sahibine hakkını vermek adaletin gereğidir.
İdam cezasının yeniden geri getirilmesi demek, öldürmelerin azaltılmasına yönelik bir durumdur. Esasen herkesin yaşatılmasına yönelik bir caydırıcı ceza biçimidir. Öldürmezsen öldürülmezsin. Öldürürsen sende öldürüleceksin. İdam cezasının geri getirilmesi halinde genel olarak caydırıcı etki yapacağı aşikârdır. Allah(c.c.)'ın bizlere bildirdiği yasalarında hayat vardır. İslâm'ı gerçek anlamda anlayıp yaşamayı her birimize Rabbim nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL
ÖZELLİKLE SON AYLARDAKİ HUTBELER; MÜKEMMEL
KESİNTİLİ ZORUNLU EĞİTİM 4+4 ŞEKLİNDE 8 SEKİZ YILA İNDİRİLMELİDİR
HARAM VE HELÂL HASSASİYETİNE SAHİP ŞUURLU MÜ’MİN OLMAK
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
EĞİTİME YAPILAN MADDİ VE MANEVİ DESTEKLERİN ÖNEMİ