Komşu Ve Kul Hakkı

Sosyal dayanışma ve yardımlaşma açısından,insanların ailesinden,akrabalarından sonra en yakın sosyal çevresi komşularıdır.Toplumu ayakta tutan,fertler arasındaki birbirini düşünebilen,üzerine düşün görevleri yapan, çevresine zarar vermeyen, varlığından huzur duyulan insanların sorumluluk bilinciyle bir arada bulunması arzu edilen en önemli özelliklerdendir.
Bahsettiğim görevlerin yapılmasındaki en önemli fertler; en yakın akraba,arkadaş ve komşulardır.Birbirinin hakkına riayet etmeyen fertlerin olduğu mekanlar yaşanmaz hale gelir.Halbuki herkes sorumluluğunu bilerek hareket ederse, mutlulukların en güzeli tesis edilmiş olur.
“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.Ana-babaya,akrabaya,yetimlere,yoksullara,yakın komşuya ve uzak komşuya,yakın arkadaşa,yolcuya,ellerinizin altındaki bulunanlara iyi davranın”.(Nisa Sûresi âyet:36) buyrulmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.) hadislerinde:”Cebrail bana durmadan komşuya iyilik yapmayı tavsiye etti. Komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim.” (Riyâzü’s sâlihîn,C.1,No:300)
 “Komşusu aç iken kendi karnını doyuran kimse (tam) Mü’min değildir.” (Ahlâk Hadisleri,C.1 No:112)
Ebû Hureyre (r.a.) aktarıyor“Peygamberiğmizin üç defa:”Vallahi gerçek Mü’min olamaz” diye tekrarladığını işittim.”Ya Resûlallah! Kim Mü’min olamaz?” diye sordular.”Şerrinden komşusu emin olmayan kimse” (Rîyâzüs Sâlihin,C.,No:303).
 “Geniş ev,iyi komşu ve rahat binek Müslüman kimsenin saâdetindendir.”(Ahlâk Hadisleri,C.,No:116) buyurulmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), hiçbir kimseye haksızlık yapmamış,kul hakkı yememiş olmasına rağmen  hutbede:”Kimin bende bir hakkı varsa gelip alsın!” buyurması çok önemli bir örnektir. Müslümanlar bu güzel örnek doğrultusunda hayatını yaşamalı kimseyi incitmemeli,kimsenin hakkını çiğneyip yememelidir.Şayet kişi komşu ve kul hakkına girmişse haklarını ödeyip helallik dilemelidir.Gerçek ve tek önderimiz olan Hz. Muhammed(s.a.s.)’in Allah (c.c.)’ın huzuruna kul hakkı ile gitmek istemeyişi,inanmış insanlara numune-i imtisal teşkil etmelidir.
Geçtiğimiz aylarda komşu ve kul hakkı konularında fetva hattına sorduğum soru ve verilen cevaplarını aktarmak istiyorum. “Dinimiz İslam komşu hakkına çok büyük önem vermiştir. Hadisi şeriflerde:"Cenab-ı Allah komşu hakkı üzerinde o kadar çok durdu ki neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."  "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir."buyurulmuştur. Ayrıca kul hakkının da büyük günahlardan olduğunu biliyorum. Bütün bu bilinen dini gerçeklere rağmen komşulardan da aynı bilgilere sahip olanlar, ortak kullanılan elektrik,yakıt, v.b.hususlar ile ortak kullanım alanlarının bakım onarım giderlerini ödemezlerse, İslam'a göre hükmü nedir? Birde ortak kullanılan kaldırımları ve  bina önünü, ortak alanlarını bir işyeri kiracısı  izin almadan keyfi,kendi menfaatine uygun görüp işgal ederse, Dinimiz İslam, bu kişilere ne gibi yükümlülükler yüklemektedir.? Bu hususlarda gerekli bilgileri verirseniz sevinirim.” diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı fetva hattına sorduğum soruma açık ve net olarak;” Kesinlikle her biri için kul hakkına girilmiş olur.Kul hakkını ihlâl ettiği Müslüman kardeşi ile helalleşmediği sürece, bu sorumluluktan kurtulmaz cevabını vermişlerdir.”Bu konulara gereken önemi göstererek kimsenin hakkına,hukukuna aykırı davranmamamız gerektiğini hatırlatmak istedim. Ümit ediyorum ki yanlış yapanların yeniden düşünüp vaz geçmelerine bir vesile olur.
Hakikaten, cadde,sokak,kaldırım ve ortak kullanım alanlarını, bir çok esnaf şahsi malı gibi kullanmaktadır.Ortak kullanım alanlarını,yaya kaldırımlarını iş yerine dahil etmekte veya satacağı mallar için,reklam panolarını v.b.araç-gereçlerini  ammeye ait olan yerlere teşhir,reklam amaçlı koymaktadırlar.Sonucunda büyük bir vebale girmektedirler.İnsanların haklarını bu anlamda gasp edip çiğnemek haram işleyip günaha girmelerine vesile olmaktadırlar.Bu örnekler çoğaltılabilir.Bu işgalleri yapanlar;hem komşu,hem de çok sayıda insanın haklarına kastettiklerinden dolayı,kul hakkına sebep olmaktadırlar. Allah (c.c.) kesinlikle şirki ve muhatapları ile helalleşilmediği sürece,  kul hakkını affetmemektedir.
Rabbim cümlemizi, komşu ve kul haklarına gerçek anlamda riayet eden, haksızlık yapmaktan korkarak titiz davranan, İslâm’a uygun hayat yaşayanlardan eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları