Kurumsal Üyelik Erdemi

Geçtiğimiz hafta sonu, Türkiye ve Konya Belediyeler Birliğinin Afyon Oruç oğlu tesislerinde ortaklaşa düzenlemiş oldukları Kurumsal Üyelik Erdemi konu başlıklı, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Recep Bozlağan’ın konuşmacı olarak katıldığı eğitim seminerine katıldım.Çok önemli bilgilerin aktarıldığı bu seminerden aldığım notları siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Bir yönetim ne zaman çöker?
 Kanuni Sultan Süleyman;
en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini merak eder;
“günün birinde Osmanlı Devleti de inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?” diye derin derin düşünmeye başlar…
Bu tür soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi ‘ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder.
Güzel bir hatla yazdığı mektubu, basiretine inandığı Yahya Efendiye gönderir…
 “Sen ilahî sırlara vakıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker?
Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur?” 
şeklinde mektubunu gönderir.
Mektubu okuyan Yahya Efendinin cevabı çok kısa olur:
 “Nemelazım be Sultanım!”
Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mânâ veremez..
Yahya efendi gibi bir zatın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez. Söylenmeye başlar:
 “Acaba bilmediğimiz bir mânâ mı vardır bu cevapta?”
 Nihayet kalkar,Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gider..
Soruyu tekrar sorar:
 “Yahya Efendi bizi geçiştirme, sorumuzu ciddiye al!”
Yahya efendi duraklar:
 “Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi?
Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim.”
 “İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘nemelazım be sultanım’ demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir mânâ çıkarıyorum.”
Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu açıklamayı yapar:
 “Sultanım!
Bir devlette zulüm yayılsa,
haksızlık şâyi olsa,
işitenler de nemelazım, deyip uzaklaşsalar,
sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese,
bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler,
fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese,
işte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır,
halkın itimat ve hürmeti sarsılır.
Asayişe itaat hissi gider,
halkta hürmet duygusu yok olur.
Çöküş de böylece mukadder hâle gelir…”
Bunları dinlerken ağlamaya başlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir âlime sahip olduğu için Allah’a şükreder, bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembihte bulunarak oradan ayrılır…
Mektup bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir…Sultanın,Yöneticinin iyisi alimin ayağına gider,kötüsü ise ayağına çağırır.Kanuni Sultan Süleyman alimin ayağına giderek hem doğru olanı yapmış,hem de ne kadar mütevazı olduğunu göstermiştir.
Hayatın anlamı;hayatın bütününde mutlu ve başarılı olmaktır. Mutluluk, paylaşmasını bilmektir.
Paylaşmasını bilmeyen kişiye, dünyanın yarısını verseniz, diğer yarısında yaşayan insanları kıskanır ve dünyanın tamamına sahip olmak ister.
Mutluluk, almakla değil vermekle başlar. Mutlu olmak istiyorsak, sevgi ve ilgi dağıtmalıyız
Başarı;Ne istediğini bilmek, Gerekli çabayı göstermek ve Başkalarına yardımcı olmaktır.Başarı için erdem şarttır.
Kurumsal Üyelik Erdemi: Kurum çalışanlarının, o kurumda çalışıyor olmanın doğal sonucu olarak sergilemeleri gereken tavır ve davranışlardır. Bilgelik bundan sonra ne yapılacağını, beceri bunun nasıl yapılacağını bilmektir. Erdem ise bunu yapmaktır.
Kapsam; Diğergamlık, Sabır-Fedakarlık, Kurumsal Sadakat, Kişisel-Mesleki Gelişim, Bireysel İnisiyatif
Diğergamlık; Halka ve iş arkadaşlarına empati ile yaklaşmak, sorunlarına önem vermek ve onlara gönüllü olarak yardım etmek.
Sabır Ve Fedakârlık; İşlerin yürütülmesi sırasında ortaya çıkan sıkıntılardan ve imkânsızlıklardan gereksiz yere şikayet edip yakınmamak. Kurum için gerektiğinde fedakârlık yapmaktan çekinmemek. Ağırbaşlılığı, olgunluğu ve tevazuu elden bırakmamak. Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm,
ta ki, sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar.
Kurumsal Sadakât Katılım; Kurumu sevmek, yüceltmek, Kurumun itibarını koruyacak şekilde hareket etmek, Kurumun amaç ve hedeflerine bağlı olmak,
Kişisel-Mesleki Gelişim; Kendini mesleki ve kişisel açıdan geliştirici eğitim etkinliklerine katılmak;
Mesleki gelişmeleri ve yenilikleri yakından takip etmek; Bilgi ve becerilerini iş arkadaşları ile paylaşmak.
Bireysel İnisiyatif; Üzerine düşeni yapmak, Yeni yöntem ve teknikler geliştirmeye çalışmak, Girişimci ve atak olmak, Yenilikçi olmak.
En son olarak Şeyh Edebali’nin Osman Gazi ye vasiyeti aktarılarak seminer tamamlandı.Seminer esnasında sorulan sorulara cevap vermemiz istendi.Bir kaç defa bu konulardaki görüş ve düşüncelerimi aktarma imkanına sahip oldum.
Çok müstefid olduğumuz, özlü ve güzel olan eğitim seminerini düzenleyenlere,emeği geçen herkese kalbi şükranlarımı sunar,sıhhat ve âfiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları