Mirac Gerçek Bir Yükseliş ve Rızaya Kavuşma Gecesidir

Bu gün 05/06 Haziran Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece Miraç Kandili'dir. Bu vesile ile Miraç Kandilinizi tebrik eder, her iki cihanda kurtuluşa erenlerden olmamızı Yüce Mevla'dan niyaz ederim.
Miraç'ın lügat manası, yükselmek, yukarı çıkmaktan kinayedir. Recep ayının 27.gecesi Miraç hadisesi vuku bulmuştur. Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.) gecenin bir anında, Mescidi Aksa'dan Cenab-ı Hakkın dilediği yüksekliğe çıkarılması hadisesine Miraç denir. Bir de İsra (gece yürüyüşü) vardır ki, Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.)'in Mekke-i Mükerremedeki, Mescid-i Haramdan, Mescid-i Aksaya kadar olan yolculuğuna, “gece yürüyüşü” denir. Bu, gece yürüyüşü (isra) hadisesi Kuran-ı Kerim ile sabittir. İsra Sûresin 1.âyet-i kerimesinde: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Muhammed kulunu Mescidi Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir” buyurulmuştur.


Miraç, Mescid-i Aksa'dan başlayıp, göklere oradan da Cenab-ı Allah(c.c.)'ın dilediği yerlere Habib-i Edibini yükselterek O'na kudret ve Azametine delalet eden âyetleri göstermesidir ki, meşhur hadis-i şerif ile sabittir. Bu hadiseyi Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.s.) şöyle anlatmaktadır: “Öyle bir müstevaya çıkarıldım ve öyle makamlara yükseltildim ki, kainatın mukadderatını yazan kalemlerin gıcırtılarını işitiyordum”
Merhum Elmalı'nın tefsirinde: Resulü Ekrem, sahradan semaya miraç denilen asansör gibi yukarı çıkma aleti ile çıkmıştır. Burak ile yolculuğunun belli bir bölümünü gerçekleştirmiştir. Semadan sidreye Cebrail(a.s.)'ın kanadı ve daha ileri refref ile gitmiştir.
“Allah(c.c.)'ın huzurunda; Peygamberimiz (a.s.) öncelikle, dil, beden ve mal ile yapılan ibadetlerin hepsi Allah(c.c.) içindir” demiştir. Buna cevaben de Allah(c.c.) tarafından: “Ey Nebi-i Zişan! Sana selam olsun! Rahmetim ve Bereketim de senin üzerine olsun!” buyurmuştur. Resulullah(s.a.s.) Efendimiz, Ümmetinin de bu şereflerden istifade etmesi için: “Rabbimizin selamı, bizim üzerimize(bütün Peygamberlerin üzerine) ve Allah'u Teala'nın bütün Salih kulları üzerine de olsun” diyerek Ümmetini ne kadar çok sevdiğini göstermiştir.


Beş vakit namaz Miraçta farz kılınmıştır. Namaz Mü'minin miracıdır. Peygamberimizin Hz.Muhammed (s.a.s.) miraçta Peygamberlerle görüşmüş, cennet ve cehennemlikler kendisine gösterilmiştir. Hz.Muhammed (s.a.s.) Efendimiz “Miraçta cennet ahalisinin çoğunluğunun fukara, cehennemdekilerin ise kadınlar ve zenginler olduğu gördüm” buyurmuştur. Ayrıca, gıybetçinin kendi kollarını yediği ve bakırdan tırnakla yüzünü yırttığı da görülmüş ve rivayet edilmiştir.
Miraç olayı, gaybe inananlarla, İman etmeyenler için bir imtihan olmuştur. Zira İsra süresi 60. ayette: “Hani sana: “Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o görüntüleri ve Kuran'da lanetlenen ağacı, ancak insanları sınamak için meydana getirdik. Biz onları korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgınlıktan başka bir şey sağlamaz” buyurulmuştur.
Müfessirlerin çoğunluğuna göre, ayetin “görüntüler” ile tercüme edilen “rüya” kelimesi, Hz.Peygamber Efendimiz(s.a.s.)'in, Miraç gecesindeki müşahedeleridir. “Kuranda lanetlenen ağaç” ise, cehennemdeki “zakkum ağacı”dır.


Peygamberimiz (s.a.s.) Miraç haberini verdiği gün, Mekke müşrikleri inanmayıp, Mescid-i Aksa'nın şeklini, yoldaki kervanların durumlarını sormuşlar, Peygamberimiz de hepsini birer birer haber verdiği halde, Müşrikler inanmamışlardır. Miraç olayı Hz.Ebubekir (r.a.)'a sorulduğu zaman hiç düşünmeden ve tereddütsüz olarak derhal kabul edip inanmıştır. “Hz.Muhammed (s.a.s.) söylüyorsa doğrudur” demiştir. Sadakat böyle olmalıdır…
Bu geceye mahsus özel bir ibadet yoktur. Düzenli olarak ibadetlerimizi yapmakla mükellefiz. Ancak böyle müstesna gün ve gecelerde daha çok, Kur'an-ı Kerim okunmalı, nafile namazlar kılınmalı, tevbe istiğfar yapılmalı, Salat -ü Selam getirilmeli, Kelime-i Tevhid çekilmeli, fakir fukara ya yardım edilmeli, kısacası iyi, güzel, faydalı ve yararlı işler yaparak bu geceyi değerlendirmeliyiz. Gündüzünde de oruçlu olmak büyük sevaptır. Böyle müstesna gün, ay ve gecelerin manevi kıymetinden gerçek anlamda faydalanmalıyız. Maddi ve Manevi yönden, elimizden gelen yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıyız.
Cenab-ı Allah (c.c.), Ümmed-i Muhammedi, hakkıyla bu geceyi ihya edip, kurtuluşa ereceklerden eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları