Rol Model, En Güzel Örnek, Efendimizin Doğumu

Rol Modelimiz, en güzel örnek, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 20 Nisan(12 Rebiul Evvel) 571 yılında Mekke de dünyaya gelmiştir. Dünya ya teşriflerinden bu güne kadar 1445 sene geçmiştir. Bu sene-i devriyesinde her zaman olduğu gibi O’nu yeniden anmanın hazzını ve şerefini yaşamaktayız. 14–20 Nisan tarihleri arasında Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri yoğun olarak devam etmiştir. Muhammedül Emin Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin örnek ahlâkını ve hayatını öğrenerek hayatımızı O’nun gösterdiği doğrultuda yaşamalıyız.
On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
Medyundur o mâsûma bütün bir beşeriyet...
Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.
Mehmet Akif Ersoy
Âyet-i Kerîmede:“Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab Sûresi âyet:21) buyurulmuştur.
Âyet-i Kerîmede, Hz. Peygamber’in, Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak davranışlarda bulunmak isteyenler için mükemmel ve canlı bir örnek, en büyük fazilet numunesi olduğu anlatılmaktadır. Böylece, Resûlullah’ın, hislerine mağlup insanları memnun etmek ve onlara pratik değerden mahrum birtakım nazarî kaideler öğretmekle görevli olmayıp, onun hedefinin, insanlığa amelî kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmış olmaktadır. Bu gerçekler çerçevesinde, onun hayatı ve sîreti incelenmeli, bu nokta asla gözden uzak tutulmamalıdır.
Hz. Muhammed(s.a.s) Efendimizin doğumu Dünya Müslümanları tarafından hem 20 Nisan da, hem de, Kameri Takvime göre Rebi'ül Evvel ayının 12. gecesinde, Mevlîd Kandili olarak sürekli kutlanmış ve bunun devamı da sağlanmıştır.  Ülkemiz de önceleri sadece camilerdeki etkinliklerle kutlanan Kutlu Doğum günleri, ilk defa düzenli olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında Kameri Takvim, 1994 yılından itibaren de, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Miladi doğum günü olan 20  Nisan tarihi esas alınarak Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede birçok il ve ilçelerde Resmi Kurumlar, Sivil toplum örgütleri Kutlu Doğum Haftası içerisinde Panel, Konferanslar v.b. etkinlikler düzenlemektedirler
Bazı kardeşlerimizin Kutlu Doğum Kutlamalarına eleştiri getirmesini anlamakta zorlanıyorum. Bir zamanlar Efendimizi Kutlu Doğumunda, görev yaptığım okulumuzdaki Öğrencilerimize anlattığım, Konferans verdiğim için soruşturma geçirmiştim. Aradan kısa süre geçmesine rağmen, İnancımızın önündeki engeller bir bir kaldırılmış, kaldırılmaya da devam edilmektedir. İçinde bulunduğumuz günlerde, her şeyi özgür bir şekilde konuşup tartışma ortamının oluştuğunu somut olarak görüş yaşamaktayız. Bu güzel günleri  bizlere ikram eden Âlemlerin Rabbine Hamdolsun. Engelleri kaldırmak için gayret eden herkesten Allah (c.c.), ebeden razı olsun. Efendimizi tabi ki sadece doğum günlerinde hatırlamayacağız. Her zaman O’nun örnek hayatını okumalı, anlamalı ve yaşamalıyız. Böyle müstesna günlerde de en yoğun bir şekilde gündeme getirmeliyiz. Kur’an’ın, Sünnet’in, Tevhid’in, Vahdet’in, Birlik Ve Beraberliğin gündeme gelip konuşulması biz Müslümanları memnun ve mutlu eder. Kutlu Doğum haftası münasebetiyle 2016 yılında; Tevhid ve Vahdet, Gelin Birlik Olalım konu başlıkları merkeze alınarak, bu minvalde programlar gerçekleştirilmiştir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimiz, sözüyle, özüyle bizlere en güzel örnek olmuş büyük bir şahsiyettir. Çocukluk döneminde bile dürüstlük, güvenilirlik ve olması gereken tüm olumlu vasıflara sahip olmuştur. Müşrikler tarafından bile “Muhammed-ül Emin” olarak anılmıştır. Dost, düşman herkes O’nun bu güzel özelliklerle dopdolu olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Bizlerde hayatımızın her döneminde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’i örnek alıp yaşamalıyız. Kısacası; O’na tabii olmalıyız.
Kuran ve Sünnete uygun hayat yaşamalıyız. Allah ve Resulünün emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmalıyız. Kuran’ı Kerimi en iyi anlayan ve yorumlayan kişi muhakkak ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) dir. O kendi nefsinden, heva ve hevesinden konuşmaz, vahiyle konuşurdu. Vahyin olmadığı hususlarda istişare eder, istişare sonucuna uygun hareket ederdi. 
Sözler Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’ i anmaktan ve övmekten acizdir. Biz Efendimiz’den bahsederek O’nu övmüş olmuyoruz. O zaten Allah (c.c.) tarafından övülmüştür. Sözlerimize  O’nun ismini katarak Allah (c.c.)’ın Rızasına ulaşmak istiyoruz. Bunun içindir ki, hayatımızı, Efendimiz(s. a. s.)’i örnek alarak yaşamalıyız. 
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’i gerçek anlamda Rol Model, Örnek alarak yaşayanlardan olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları