DİLÂRÂ OLABİLMEK
TÜRKİYE’NİN KRİPTO KİMLİKLİ BEYAZ TÜRKLERİ
Bambaşka bir Konya geliyor
Döviz kurlarında dalgalanma (volatilite) yaşanabilir mi?
Akran Zorbalığı Merhametin Kaybı ve Din Eğitiminin Kurtarıcı Gücü
Maçı Beşiktaş kazanmadı, biz verdik
KIBRIS SEÇİM SONUCU VE KIBRIS TÜRK DEVLETİ
Kendi nefsinde ara..!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Her iki taraf da adaletten şikayetçi
ROL MODEL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN AHLÂK’I KUR’AN İDİ
Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
ŞÜPHE
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Son dönemlerde bize Kuran yeter diyerek Sünnete düşman olan, Sünnet’i devre dışı bırakmaya çalışan zavallılar türedi. Kuranı Kerimde beş vakit namazdan bahsedilmekte olup, kaç rekat ve nasıl kılınacağını ise Sünnet’ten öğrenmekteyiz. Sünnet’i devre dışı bıraktığınızda namaz gibi en önemli bir ibadeti bile yerine getirme imkânından insanları mahrum bırakırsınız. Buna hiç kimsenin hakkı da yetkisi de yoktur. Tabiri caizse Kuran-ı Kerim İslam’ın anayasasıdır. Sünnette yasaları hükmündedir. Mütevatir, Meşhur v.b. Hadisleri görmemezlikten gelemeyiz. Sünnet hükümleri tabi ki Kuran hükümlerine aykırı olamaz. Kuranla çelişen zayıf ve Mevzu (uydurma) hadisler bellidir. Bunları iyi bilerek Müslümanların bilgilendirilmesi sağlanmalı, İslâm, ana kaynaklarına uygun olarak yaşanmalıdır. Peygamber ve Sünnet düşmanlığı da asla yapılmamalıdır.
Âyet-i Kerimelerde: “Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!” (Nisa Sûresi âyet:80) “(Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ Sûresi âyet:107)”
“ Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb Sûresi âyet:21) Bu âyet-i kerimede; Hz. Peygamber’in, Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak davranışlarda bulunmak isteyenler için mükemmel ve canlı bir örnek, en büyük fazilet numunesi olduğu anlatılmaktadır. Böylece, Resûlullah’ın, hislerine mağlup insanları memnun etmek ve onlara pratik değerden mahrum birtakım nazarî kaideler öğretmekle görevli olmayıp, onun hedefinin, insanlığa amelî kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmış olmaktadır. Bu gerçekler çerçevesinde, onun hayatı ve sîreti incelenmeli, bu nokta asla gözden uzak tutulmamalıdır.
“Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih Sûresi âyet:10)
Âyet, Kureyş ile Müslümanlar arasında yapılan on yıl süreli Hudeybiye antlaşmasına ve bu antlaşma sırasındaki biata işaret etmektedir.
“Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.” “İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın.” (Enfal Sûresi âyet:20-21)
“Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.” (Necm Sûresi âyet:3-4) buyurulmuştur.
Kuran’ı Kerimi en iyi anlayan ve yorumlayan kişi muhakkak ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) dir. O kendi nefsinden, heva ve hevesinden konuşmaz, vahiyle konuşurdu. Vahiy olmadığı hususlarda şahsi görüşlerini ifade eder, yapılan istişarelerde Sahabelerin ileri sürdüğü görüşlerin de kabul gördüğü ve uygulandığı olmuştur. Hendek savaşı öncesi yapılan istişarede olduğu gibi Selmani Farisinin önerisini kabul edip, hendek kazılarak O’nun gerisinden savunma yapılmıştır. Ben Peygamberim ben ne dersem o olur dememiştir. Bu gerçekleri de çok iyi bilmeliyiz. Allah'a ve Resulüne itaat etmek için öncelikle sağlam bir İmana ihtiyaç vardır.
Veda Hutbesinde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.): "Ey Müminler size iki emanet bırakıyorum ki: onlara sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetin ilki, Allah'ın Kitab-ı Kur'an-ı Kerîm, diğeri ise, benim Sünnetimdir" buyurmuştur.
Allah'a ve Resulüne itâat demek; Can-ı gönülden inanıp onların emrettiklerini yapmak, yasaklarından kaçınmakla olur. Aksi halde, Allah'ı ve Resulünü seviyor ve itaat ediyorum dediği halde, Allah ve Resulünün emirlerini yerine getirmeyip, yasaklarından kaçınmayanlar ancak ve ancak yalan söylemiş olurlar.
Cenab-ı Allah, cümlemize, kendine ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e itâat eden, amel-i Salih kullarından olmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
ROL MODEL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.S.)’İN AHLÂK’I KUR’AN İDİ
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
SİYONİST İSRAİL’İN YIKILACAĞI GÜNLER YAKINDIR
DOĞU İLE BATIYI, MADDE İLE MANAYI, MODERNLE GELENEĞİ, AKILLA VAHYİ, DÜNYA İLE ÂHİRETİ BİRLEŞTİREN YENİ NESİLLER YETİŞTİRMELİYİZ
İNSANLAR, AHİRETTE DÜNYADA YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI BULACAKTIR
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
NUMUNE-İ İMTİSAL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.AS.)’İN DOĞUMU
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL