BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIK?
Güvenli Araç ödemesi Ertelendi
AKŞENER NEYİ BAŞARDI?
GÜNÜMÜZ SORUNLARINDAN İLETİŞİMSİZLİK
GENÇLİĞİN GELECEĞİ-GELECEĞİN GENÇLİĞİ (TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ)
Dezenformasyonla mücadele ediliyor mu?
Evlilikte Güven
Hardal Tanesi
DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
ULU CAMİİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
Şiir
Gerçekten ‘fahiş fiyat’ var mı?
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ?
RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
Dünya hayatına imtihan edilmek üzere gönderildik. Yaratılış gayemizin amacı kulluktur. Bundan dolayıdır ki; bazen korku, bazen ölüm, açlık, mallarımızın ve ürünlerimizin eksiltilmesi, yok edilmesi, fakirlik, zenginlik, sağlık,hastalık v. b. sebeplerle imtihan ediliriz. Nefsimize zor gelen sıkıntılı anlarımızda isyan etmeden sabır göstermeli, nimetlerin bol verildiği dönemlerde de israf etmeden, Ya Rabbi! Bu güzellikleri imkânları verende alan da sensin diyerek teslimiyet gösterebilmek, şükürle mukabelede bulunmak, gerçek anlamda kurtuluşa erme vesilesidir.
Maddi ve manevi alanlarda başarılı olmak için çok çalışmak ve gayretimizi, çabamızı çok net olarak sürdürmek zorundayız. İmtihan için gönderilmiş olduğumuz dünya hayatında, ebedi hayat kurtuluşunu kazanmakta kaybetmekte bizlere aittir. Kaybedenlerden olmamak ve kurtuluşa erişmek için hem dünya hem de ahiretimiz için çalışmalıyız. Dünya hayatında üretimimizi her meşru alanda artırıp helâl yoldan rızkımızı temin ederek kendimiz, ailemiz, milletimiz ve insanlığın kurtuluşuna harcamalıyız. Aynı zamanda ahiret hayatında kurtuluşa erebilmek içinde imanımızın gereği olarak ibadetlerimizi yapıp, yasaklardan kaçınıp güzel ahlâk sahibi olmalıyız.
Tevekkül sözlükte: ‘Allah'a güvenmek' anlamındaki vekl kökünden türemiştir. Terim olarak Tevekkül:Bir kimsenin kendini Allah'a teslim etmesi, rızkında ve işlerinde Allah'ı kefil bilip sadece O'na güvenmesidir. Kişinin sebeplere sarılarak yapabileceği ve yapması gerekenleri yaptıktan sonra gücünü aşan hususlarda, neticenin hayırlı ve bereketli olmasını Güç ve Kudreti Sonsuz olan Allah(c.c.)'tan dilemesidir. Yüce Allah(c.c.)'ın hikmetli iradesine tam teslim olmak ve hakkımızdaki takdirine rıza göstermek, Müslümanın asli kulluk görevidir.
Kalbin Allah(c.c.)'a tam itimad ve güven duyması bu anlamda çok önemlidir. Güven ve itimad olmazsa, tevekkülden söz edilemez. Kalp, gönül, Allah(c.c.)'tan başkasına açık bırakılamaz. Ancak ve ancak Allah(c.c.)'dan yardım istenir ve ancak O'na tevekkül edilir. Fatiha Sûresindeki âyeti kerîmede: "(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız” buyurulmuştur. Kul olarak her hususta meşru ve helal yoldan üzerimize düşen görevleri hakkıyla yapacağız, sonucunda da sebeplere sarılascağız sonucunda sadece ve sadece Allah(c.c.)'dan yardım dileyeceğiz.
Hiç bir gayret göstermeden tevekkül etmek yeterli ve doğru değildir. Çalışıp, gayret göstermeli,tembellik yapmamalıyız. Sebepler dünyasında yaşıdığımız için sebeplere riayet etme mecburiyetindeyiz. Tarlasını ekmediği halde mahsül kaldıran var mı? Buğday ektiği tarlasından kavun-karpuz toplayan gördünüz mü? Görülmesi mümkün değildir. Yani herkes ektiğini biçmektedir. Ne ekersek, ancak onu bulduğumuz gibi bu imtihan dünyasında iyilik yapanların gerçek alemde mükafat görmeleri, kötülük yapanlarında ceza görmeleri kaçınılmazdır. Herkes yaptığının karşılığını bulacak,İlahi Adalet tecelli edecektir. Onun içindir ki çalışmalı, gayret gösterilmeli sonucunda ürünlerimizin susuzluktan, fazla yağmurdan, doludan, yangın, çekirge istilası v.b. görünen görünmeyen olumsuzluklardan korunması için Allah (c.c.)'a yalvarmalı ve tevekkül etmeliyiz. Ben ekinimi ektim, gübremi-ilacımı attım,yapmam gerekenleri yaptım tevekküle ne gerek var diyemeyiz. Bir öğrencide derslerine en iyi şekilde çalışmalı, gayret göstermeli, girdiği sınavlarda başarılı olması, bildiklerini yapabilmesi için baş ağrısı v.b rahatsızlıklardan korunması amacıyla tevekkül etmelidir. Her hususta bu hassasiyet gösterilmelidir. Felaketlerden korumasını, rahmetiyle lutfetmesi için Rabbimizden istemeliyiz. Çiftçi, tarlasını ekmeden mahsul bekleyemez. Tarlasını ekip de gereken tedbirleri almadan da ‘Allah'a tevekkül ettim' diyemez. Kendine düşen neyse onları yapar, gerisini Allah'a bırakır. Neticeye de razı olur. Sebepleri yerine getirmeden, tevekkül etmek sadece bir aldanmışlıktır. Kur'an, bu önemli hakikati şöyle beyan buyuruyor: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm Sûresi Ayet:39)
Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)'in huzuruna girip de: "Devemi bağlayayım mı, yoksa tevekkül mü edeyim?” diyen kişiye "Deveni sağlam bağla, öyle tevekkül eyle!” tembihinde bulunmuştur.
GENÇLİĞİN GELECEĞİ-GELECEĞİN GENÇLİĞİ (TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ)
KUL HAKKI
İBADETLERİN DEVAMLI OLANI MAKBULDÜR
ARİFE VE RAMAZAN BAYRAMI
FECRE KADAR ESENLİK DOLU MÜBAREK KADİR GECESİ
FİTRE (SADAKA TÜL FITR)
YARDIMLAŞMANIN ÖNEMİ
HAYATIMIZI; KUR’AN VE SÜNNETE UYGUN YAŞAMALIYIZ
RAMAZAN’IN EVVELİ RAHMET, ORTASI MAĞFİRET SONUDA CEHENNEMDEN AZAD OLMAKTIR
ŞERÎAT NEDİR?