TEVEKKÜL, SABIR VE ÇALIŞMAK

Maddi ve manevi alanlarda başarılı olmak için çok çalışıp gereklerini yaptıktan sonra tevekkül etmeli, başımıza gelen sıkıntıları da sabır ile karşılamalıyız. İmtihan için gönderilmiş olduğumuz dünya hayatında hem dünyamız hem de ahiret hayatı için çalışıp mutlu, huzur olarak kurtuluşa ermeliyiz. Dünya hayatına imtihan edilmek üzere gönderildik. Yaratılış gayemizin amacı kulluktur. İmtihan edildiğimiz dünya hayatında bazen korku, bazen ölüm, açlık, mallarımızın ve ürünlerimizin eksiltilmesi, yok edilmesi, fakirlik, zenginlik v.b. sebeplerle imtihan edilmekteyiz. Nefsimize zor gelen sıkıntılı anlarımızda isyan etmeden sabır göstermeli, nimetlerin bol verildiği dönemlerde de israf etmeden, Ya Rabbi! Bu güzellikleri imkânları verende alan da sensin diyerek teslimiyet gösterebilmek, şükürle mukabelede bulunmak, gerçek anlamda kurtuluşa erme vesilesidir.

Tevekkül, kişinin sebeplere sarılarak yapabileceği, yapması gerekenleri yaptıktan sonra gücünü aşan hususlarda, neticenin hayırlı, bereketli olmasını güç ve kudreti sonsuz Allah(c.c.)'tan dilemesidir. Yüce Allah (c.c.)'ın hikmetli iradesine tam teslim olmak ve hakkımızdaki takdirine rıza göstermek, Müslüman'ın asli kulluk görevidir. Kalbin Allah (c.c.)'a tam itimat ve güven duyması bu anlamda çok önemlidir. Güven ve itimat olmazsa, tevekkülden söz edilemez. Kalp, gönül, Allah(c.c.)'tan baş‏kası‎na açık bırakılamaz. Ancak ve ancak Allah (c.c.)'dan yardım istenir ve ancak O'na tevekkül edilir. Fatiha Sûresindeki 5. âyeti kerîmede: "(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız” buyurulmuştur. Kul olarak her hususta meşru ve helal yoldan üzerimize düşen görevleri hakkıyla yapacağız,sonucunda da sadece ve sadece Allah(c.c.)'dan yardım dileyeceğiz.

Hiç bir gayret göstermeden tevekkül etmek mümkün değildir. Çalışıp, gayret göstermeli,tembellik yapmamalıyız. Sebepler dünyasında yaşadığımız için sebeplere riayet etme mecburiyetindeyiz. Sizler hiç tarlasını ekmediği halde mahsul kaldıran birini gördünüz mü? Buğday ektiği tarlasından kavun-karpuz toplayan gördünüz mü? Görülmesi mümkün değildir. Yani herkes ektiğini biçmektedir. Ne ekersek, ancak onu bulduğumuz gibi bu imtihan dünyasında iyilik yapanların gerçek alemde mükafat görmeleri, kötülük yapanlarında ceza görmeleri kaçınılmazdır. Herkes yaptığının karşılığını bulacak, İlahi adalet tecelli edecektir. Onun içindir ki çalışmalı, gayret gösterilmeli sonucunda ürünlerimizin susuzluktan, fazla yağmurdan, doludan, yangın, çekirge istilası v.b. görünen görünmeyen olumsuzluklardan korunması için Allah(c.c.)'a yalvarmalı ve tevekkül etmeliyiz. Ben ekinimi ektim, gübremi-ilacımı attım, yapmam gerekenleri yaptım tevekküle ne gerek var diyemeyiz. Bir öğrencide derslerine en iyi şekilde çalışmalı, gayret göstermeli, girdiği sınavlarda baş ağrısı v.b rahatsızlıklar olmadan başarılı olabilmesi için tevekkül etmelidir. Çiftçi, tarlasını ekmeden mahsul bekleyemez. Tarlasını ekip de gereken tedbirleri almadan da ‘Allah'a tevekkül ettim' diyemez. Kendine düşen neyse onları yapar, gerisini Allah'a bırakır. Neticeye de razı olur. Sebepleri yerine getirmeden, tevekkül etmek sadece bir aldanmışlıktır. Kur'an, bu önemli hakikati şöyle beyan buyuruyor: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm Sûresi Ayet:39) Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.)'in huzuruna girip de: "Devemi bağlayayım mı, yoksa tevekkül mü edeyim?” diyen kişiye "Deveni sağlam bağla, öyle tevekkül eyle!” tembihinde bulunmuştur.

Mü'min, her hususta, kendine düşen görevi yapıp, neticeyi Allah(c.c.)'tan beklemelidir. Allah (c.c.) âyet-i kerimelerde şöyle buyuruyor: "Bir kere de azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et!” (Âl-i İmran Sûresi Ayet:159) " Eğer, Allah'a iman edip, O'na tam teslim olduysanız artık O'na itimad edin.” (Yunus Sûresi Ayet: 84) "Mü'minler ancak Allah'a dayanıp güvensinler.”(İbrahim Sûresi Ayet:11) Tevekkül eden, bütün korkulardan emin olur. En kritik anlarda bile Allah(c.c.)'a İmanı ve tevekkülü sayesinde sahil-i selamete çıkar ve kurtulur.

Sabır nedir? Sözlük Manası: Tahammül etmek, zorluklara karşı dayanmak, belâ ve musibetler anında şikâyetçi olmamak gibi anlamlara gelmektedir. Dini anlamda Sabır ise; Allah (c.c.)'tan gelen, belâ ve musibetlere karşı isyan etmeden şükür ve Rıza ile karşılayabilmektir. Ayrıca ibadetleri yaparken, nefsin ve şeytanın yanlışa yönlendirmelerine karşı durabilmek demektir. Âyet-i Kerimelerde:"Ey iman edenler! Sabredin;(düşman karşısında) sebat gösterin,(cihat için) hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki başarıya erişesiniz” (Ali-İmran süresi. Ayet:200) "Onlar öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer, başlarına gelene sabrederler, namaz kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcarlar” (Hac süresi. Ayet: 35) "Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber) sabredenleri müjdele!” (Bakara süresi: Ayet: 155) "Ey iman edenler: Sabır ve Namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah, muhakkak sabredenlerle beraberdir” (Bakara süresi. Ayet: 153) "And olsun ki senden önceki Peygamberlerde yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti…” (En-am Süresi. Ayet:34) "Sabret! Senin sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme, kurmakta oldukları tuzaktan kaygı duyma!” (Nahl süresi Ayet:127) buyrulmuştur.

Evlâtlarımızın çok iyi eğitim almaları için uğraştığımız gibi, dürüst, ahlâklı olarak yetiştirmeye gerçek anlamda özen göstermeliyiz. Gençlerimize öz güvenlerini vermeli, tarihimizin derinliklerinde kalan, birçok buluşa imza atan ecdadımız gibi, yarınlarda da çok değerli icatlara sahip olacak, güzel ahlâk sahibi Asım'ın Neslini yetiştirmek için çalışmalıyız. Arzu ettiğimiz şekilde nesilleri yetiştirmeye çalışırken, her türlü kötülükle mücadele etmeliyiz. Gençlerimizi sevgi, saygı, birlik beraberlik, kardeşlik duyguları ile dopdolu bir şekilde değerlerimize bağlı olarak yetiştirmeliyiz. Karanlığı, aydınlığın yok ettiği gibi, bizler de kötü, çirkin ve zararlı olan davranışlardan evlâtlarımızı kurtarmalıyız.

Rabbimiz, her birimize gerçek anlamda İmanımızın gereği olarak çalışmayı, salih amelleri işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, ibadetleri yapmayı, her hususta üzerimize düşenleri yaptıktan sonra Tevekkül etmeyi, başımıza gelen sıkıntılara Sabır ile karşılık verebilmeyi nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim. omerlutfiersoz@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları