Ticari Ahlaksızlık Ve Helak

Ticaret; genel anlamı ile alış-veriş işlemine verilen isimdir. Ticaretle uğraşan kişilere Tacir veya Tüccar denir. Tüccar, insanların ihtiyaç duydukları ürünleri, yurt içinden ve dışından temin ederek, piyasaya halkın isteğine sunar. Bu çalışmasına karşılık, sattığı mallardan, emeği ve masrafları dışında belirli bir kâr alır. Ticareti, İslâm ahlakı kurallarına göre yaptığımız sürece dünyevi ve uhrevi başarılara kavuşacağımız bilinen gerçeklerdendir. Aksi halde Ticari ahlaksızlık, helâki de beraberinde düşündürmektedir.
     Ticaret yapan kardeşlerimiz elde ettikleri gelirlerinden, kendi iş yerlerini geliştirmek için ar-ge çalışmalarına önem vermekle beraber, ihtiyaç sahibi fakir-fukaraya gerçek anlamda sahip çıkması, çalışanlarının haklarını alın terleri kurumadan, hak ettikleri ölçüde vermeleri gerekir. Günümüz, tüccarlarının bir  çoğunun, bu konuda arzu edilen konumda olduklarını söylemek zordur diye düşünüyorum. Kârlarını, çok büyük meblağlara ulaştıranlar çalışanlarına, aynı oranda yansıtmamakta, geçinmesi mümkün olmayan rakamları, çalışanlarına reva görebilmektedirler.
     Dinimiz İslâm, kurallarına uymak şartıyla, ticareti helal kılmış ve hatta teşvik etmiştir. O’nu güzel bir çalışma, bir kazanç yolu saymıştır. Günümüz dünyasında maalesef, insanların bakış açısı dünyevi, maddi olup, dürüst ve insaflı kişilerinde az olmasından dolayı, aldatma, hile yapma, ölçü ve tartıyı eksik yapma, malın bedelini geç ödeme veya inkâr etme gibi haller olmaktadır. Müslümanlar, bu güvensizlik ortamını yok etmek için çok yoğun çaba sarf etmek zorundadır. Bilinmelidir ki, geçmişte, ticareti,  ölçü ve tartıyı düzgün yapmadıkları için helâk olan kavimler vardır.
     Âyet-i Kerimelerde: “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin…” (Nisa Sûresi âyet:29)
“…Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.” (En’am Sûresi âyet:152)
     Toplumu temelinden sarsan, çöküş ve yıkılışına vesile olan, ahlâksızlık türlerinden biri de ölçü ve tartıda, haksızlık yapmaktır. Biz Müslümanlara, dürüst ve adaletli olarak işlerimizi ve ticaretimizi yapmamız emredilmiştir. Bütün davranışlarımızda, haramlardan uzak durarak, helaller dairesi içinde hayatımızı en güzel şekilde yaşamak durumundayız.
     “Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.” (Araf Sûresi âyet:85)  
     “İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler! Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.” (Mutaffifin Suresi âyet:1-6)  
    İbn Ömer, Mudaffifin Sûresini okurken altıncı âyete gelince hüngür hüngür ağlamıştır. Bir bedevî de Abdullah b. Mervân’a, ‘Allah’ın, ölçü ve tartıda hileye sapanlar hakkında ne söylediğini bildiğin halde Müslümanların malını ölçüsüz, tartısız ve zahmetsiz almakta devam ediyorsun!’ diyerek konunun ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır.
      Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır: “Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir Tâcir, Nebîler, Sıddîklar ve Şehitlerle beraberdir.” (Tirmizî, Büyû, 4).O halde bize düşün, ticaretimizi, faize, hileye, noksan tartmaya, yalana tevessül etmeden,  İslâm ahlâk’ı kurallarına göre,  dürüst olarak yapmaktır.
     “Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın. Eğer Mü’min iseniz Allah'ın (helâlinden)  bıraktığı (kâr)  sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bir bekçi değilim.” (Hud Sûresi âyet:85-86)
     “Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın.” (Şuara Sûresi âyet:181-182)
     İslâm ahlâkını, ticaretimizde de tam anlamıyla, yaşayıp, uygulayıp, dünyevi ve uhrevi kurtuluşa erenlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları