Yardımlaşmanın Önemi

İslâm; hem maddi ve hem de manevi olarak dua ile yardımlaşmayı emretmektedir. İçinde yaşadığımız şu Mübarek günlerde çok büyük imtihanlardan geçmekteyiz. Müslüman kardeşlerimiz, dünyanın dört bir yanında Zalimler tarafından acımasızca öldürülmekte, adeta yok edilmektedirler. Bu vahşetlere karşı Kardeşlerimizin yaralarına merhem olmak için, Zekât, Sadak, Fitre, İnfak gibi maddi yardımları en yoğun olarak yapmalı, ayrıca dualarımızla manevi desteğimizi zirveye çıkarıp, kendimizin ve sevdiklerimizin kurtuluşlarını sağlamak için çalışmalıyız.
İNFAK
Zekât; fakirin zenginin malı üzerindeki zorunlu bir alacağıdır. Bu zorunlu verilmesi gerekenlerin dışındaki sadaka, hayır ve hasenat Cami, Okul, Kuran Kursu, Hastahane yaptırma, Öğrenci okutma v.b. amaçlı verilen her türlü yardım infak emri gereğince yapılmaktadır. Onun içindir ki İnfak çok geniş kapsamlıdır. İnfak edenler övülmüşlerdir. Bu konudaki âyet-i kerimelerden bazılarını aktararak konunun önemini belirtmek istiyorum.
“De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe Sûresi âyet: 39)
“Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça «iyi»ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmran Sûresi âyet:92)
“Yine sana iyilik yolunda ne İnfak edeceklerini (harcayacaklarını) sorarlar. «İhtiyaç fazlasını» de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.” (Bakara Sûresi âyet:219)
FITR SADAKASI  VE ZEKÂT
Zekât ; İslam’ın beş temel şartından birisidir. Kelime anlamı; temizlemek, arıtmak, bereketlendirip çoğaltmaktır. Dini anlamı ise; nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslüman’ın Allah (c.c.)’ın emrettiği miktarı ihtiyaç sahibi Müslümanlara vermesidir.
 Fitre de denilen Sadaka-i Fıtr (Fıtr Sadakası); Sadaka kelimesi ile iftar etme, Ramazan Bayramı, Yaratılış anlamına gelen Fıtr kelimesinin bileşiminden meydana gelmiştir. Aslî ihtiyaçlardan başka nisab miktarı bir mala sâhip bulunan her Müslüman’ın vermesi gereken, (Hanefi Mezhebine göre) Vacip olan bir sadakadır. Ramazanın sonuna yetişen veya Ramazan’ın son günü Bayramdan önce dünyaya gelen bir çocuk içinde verilmesi gereken bir ibadettir.
Fitre, Orucun ve ibadetlerin kabûlüne, bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, maddi yönden bayram gününe Zenginler gibi hazırlanmalarına vesiledir. Aynı zamanda bayram gününün neş'esinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve İslâmi bir vazifedir.
Zekâtı emreden birçok âyet-i kerime vardır. Bu ayetlerden birkaçını aktarmak istiyorum:: “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât veren var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.” “İyilik yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır!” “Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.” (Bakara Sûresi âyet:277,177,271)
Zekât: Tevbe süresinin 60. ayetinde belirtilen kimselere verilir. Fakirlere   (nisap miktarı malı olmayan), yoksullara( hiçbir şeyi olmayan) borçlulara (borcundan fazla nisap miktarı mala sahip olmayanlar), kölelere (hürriyetlerine kavuşturmak için), kalpleri İslâm’a ısındırılanlara, zekâtı toplayan görevlilere,  yolculara, (memleketinde malı, parası olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kişilere memleketlerine gidecekleri kadar zekât verilebilir) Allah yolunda   mücadele eden, kendini ilme vermiş kimselere verilir.
Kişinin fitresini verirken kendi malî imkânını ve zenginliğini göz önünde bulundurarak,  yediklerimizden ortalama bedel olarak hesap edip, bu belirlenen rakamdan aşağı olmamak üzere daha fazla vermemiz güzel olur.
KADİR GECESİ
 Malumunuz 23/24 Temmuz Çarşamba gününü Perşembeye  bağlayan gece Mübarek Kadir Gecesidir. Bin aydan daha hayırlı olup, çok önemli olan bu Mübarek Kadir Gecenizi  tebrik ederim. Cenab-ı Allah(c.c.) bu gece hakkında şöyle buyuruyor: “ Biz onu ( Kur’an’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. O gecede Rablerinin izniyle Melekler ve Ruh (Cebrail),  her  iş için İner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin  doğuşuna kadar.” ( Kadir Sûresi Âyet:1-5.)
Bu Mübarek geceyi, ibadetlerle geçirmeliyiz. Kuran-ı Kerimi çok okumalıyız. Okuduklarımızı anlamaya çalışıp, yaşantımıza aktarmalıyız. Namazlarımızı düzenli olarak kılmalı, ihtiyaç sahiplerine yardımları yapmalıyız. Helâller dairesinde bir hayat yaşamalı ve haramlardan uzak durmalıyız. Mazlum ve mağdur olan kardeşlerimize, kendimize, sevdiklerimize Dualarımız da yer vermeliyiz.  
Maddi ve Manevi yardımlarımız, dualarımız vesilesi ile mazlum ve mağdur olan Filistin (Gazze),Mısır, Suriye, Irak, Doğu Türkistan v.b. Ülkelerdeki Müslüman Kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.


Yazarın Diğer Yazıları