Yardımsever Olup, Yalan, İftira Ve Kötülüklerden Uzak Durmalıyız

  İyilik yapmak ve yardımsever olmak her Müslüman’da bulunması gereken güzel hasletlerdendir. İyi bir insan olmanın şartı, başkalarına iyilik yapmayı ve yardımcı olmayı ilke haline getirmekle mümkündür. Fertlerin maddi ve manevi alanda gelişmesi ancak iyilik sayesinde olur. 
      Allah(c.c.), âyeti-i kerimelerinde şöyle buyurur: “Hayırlı işlerde birbirinizle yarışınız” (Bakara Sûresi âyet:148) “Onlar (inananlar) Allah’a ve ahiret gününe inanır, kötülükten men eder, iyiliklere koşarlar” (Al-i İmran Sûresi âyet: 114) “İyilikte ve fenalıktan kaçınmada birbirinize yardımcı olunuz. Günah işlemek ve aşırılığa düşmekte yardımlaşmayınız” (Maide Sûresi âyet: 2)
     Yalan, İftira ve Yalan yere Şahitlik v.b. kötü davranışlar, Müslüman da bulunmaması gereken özelliklerdendir. Yalan ve İftira ile gerçekler gizlenmekte şahsi menfaatler ön plana çıkarılmaktadır. Olmayan bir şey sanki olmuş gibi anlatılmaktadır. Hayatta insanoğlunun çeşitli arzu ve beklentileri vardır. Bu beklentilerine bazen erişemeyebilir. Böyle bir durumda, bazı İnsanlar kendi kaderlerine razı olurken; bir kısım insanlar da arzu ettiklerini zorla elde etmeye çalışırlar.Yalan ve iftira, bir makamı, bir şeyi elde etmek veya elde etmek istediği şeyi başkalarından kıskanıp, zarar verme düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Her halükârda, dünya için önemli görülen bir şeylere sahip olma düşüncesinin neticesinde yalan söylenip, iftira yapılmaktadır.
       Yalan ve İftira son derece kötü ve tahrip edici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir tutumdur. İftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları zayıflar; dayanışma gücü ortadan kalkar. İnsanlar birbirine güven duymaz olurlar. Bu güvensizlik, bir toplumun sosyal hayatını tamamen felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Yalan ve İftira, toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir. Bununla beraber yalan yere şahitlik yapmakta en büyük günahlardandır.
 
     Kur'an-ı Kerimde de meâlen: “Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.” (Nahl 105) “Ey İman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhi nede olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun.(Haklarında şahitlik ettikleriniz)zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara(sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın,(şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” buyurulmuştur. 
 
     Yalan, İftira ve yalan yere şahitlik konularında, Müslüman’ım diyen herkesin bu davranışlardan uzak durması emredilmiştir. Birçok âyet ve hadislerde; yalan söylenmemesi, iftira atılmaması ve yalan şahitliği yapılmaması gerektiği kesin olarak bildirilmiştir. Müslüman’a düşen görev, daima iyilik ve yardımseverlikten yana olduğunu davranışında göstermeli, asla yalan, iftira ve yalan şahitliğe tevessül etmemelidir.
 
     Hakkında somut bilgi ve belge bulunan konular da ise, yanlış yapanlara hak ettikleri cezalar verilmelidir. Ancak hiçbir bilgi ve belge yokken yalan ve iftira atanların bu olumsuzlukları da görmezlikten gelinemez. İslam’a göre, bir Müslüman’a iftira edipte ispat edemeyen müfteriye bu suçunun bedeli karşılığı, haddi kazf (yalan ve iftiranın cezası) olarak seksen sopa vurulur. Burada belirtilen ceza çok önemlidir. Her önüne gelen dürüst, ahlaklı, kişilik sahibi insanlara iftira atıp onları rencide etmesinler diye koruyucu bir önlemdir. Yanlış yapan kim olursa olsun asla himaye edilemez. Somut bilgi ve belgeler onun cezalandırılmasını sağlar.
 
  Günümüz Müslümanlarının birçoğunun bu konuda hastalıklı olduğunu görüyor, duyuyor ve öğreniyoruz. Birçok yerde fitne ve fesadın kaynatıldığı, şahsi menfaat ve beklentiler uğruna nasıl yalan söylenip, iftiraların atıldığı bilinen vaka-i adiye dendir. Özellikle Sosyal Medyada insanlarımız çok dikkatli olmalıdır. İsmini, cismini gizleyip, hayali, çakma hesaplarla, güzel ahlak sahibi kaliteli insanlarımıza, iftira atmaya çalışan kendini bilmez zavallılar bulunmaktadır. Ama şu, kesinlikle unutulmamalıdır ki; Yalan ile İman kesinlikle bir arada bulunmaz. Bu konuda da çok hassas olmalıyız. Yalan, İftira ve Yalan yere Şahitlik gibi İslam’ın yasakladığı davranışlardan kaçınmalıyız.
 
     Müslümanlar gerçek manada kardeş olduklarını bilerek hareket etmelidirler. Bir binanın parçaları, bir bedenin uzuvları gibi olduklarını hatırlamalıdır. Müslüman, Müslüman kardeşinin elinden, dilinden v.b. özelliklerinden emin olduğu, bir kişi olmalıdır.
    Allah(c.c.); her birimizi, Yalan, İftira ve benzeri kötülüklere uğramak ve uğratılmaktan korusun. Gerçek manada güzel ahlak sahibi, iyilik ve yardımsever olarak yaşamayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları