Zekat Ve Fıtr Sadakası-1

Zekât; İslam’ın beş temel şartından birisidir. Kelime anlamı; temizlemek, arıtmak, bereketlendirip çoğaltmaktır. Dini anlamı ise; nisap miktarı zenginliğe sahip olan Müslüman’ın Allah (c.c.)’ın emrettiği miktarı ihtiyaç sahibi Müslümanlara vermesidir.
Fitre de denilen Sadaka-i Fıtr (Fıtr Sadakası); Sadaka kelimesi ile iftar etme,Ramazan Bayramı,Yaratılış anlamına gelen Fıtr kelimesinin bileşiminden meydana gelmiştir. Aslî ihtiyaçlardan başka nisab miktarı bir mala sâhip bulunan her Müslüman’ın vermesi gereken, (Hanefi Mezhebine göre) Vacip olan bir sadakadır. Ramazanın sonuna yetişen veya Ramazan’ın son günü Bayramdan önce dünyaya gelen bir çocuk içinde verilmesi gereken bir ibadettir.
Fitre, Orucun ve ibadetlerin kabûlüne, bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, maddi yönden bayram gününe Zenginler gibi hazırlanmalarına vesiledir. Aynı zamanda bayram gününün neş'esinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve İslâmi bir vazifedir.
Zekâtı emreden birçok âyet-i kerime vardır. Bu ayetlerden birkaçını aktarmak istiyorum: Bakara 277: “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât veren var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.”
Bakara 177: “İyilik yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözünü yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır!
Bakara 271: “Eğer sadakaları (zekât ve benzeri hayırları) açıktan verirseniz ne âlâ! Eğer onu fakirlere gizlice verirseniz, işte bu sizin için daha hayırlıdır. Allah da bu sebeple sizin günahlarınızı örter. Allah, yapmakta olduklarınızı bilir.”
Tevbe 11: “Fakat tevbe edip, namaz kılar ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.”
Enbiya 73: “Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, zekât vermeyi vah yettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdir.”
Nur 37: “Onlar, ne ticaret, ne de alış-verişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.”
Beyyine 5: “Hâlbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.”
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Kütübü Sitte olarak bilinen tanınmış en meşhur 6 hadis kitabından; Buhari, Müslim ve Tirmizide bulunan Hadis-i Şeriflerde: “İslam, beş temel esas üzerine kurulmuştur. Allah (c.c.) den başka ilah olmadığına şahadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, ramazan orucunu tutmak ve hacca gitmektir” buyurmuştur.
Ayet-i kerimelerde ve Hadis-i şeriflerde namazla birlikte zekâtın beraber zikredilmesinin birçok sebebi hikmeti vardır.
Namazdan hemen sonra zekât emri bulunmaktadır. Her ikisinin birbirine bağlanmasının en mühim hikmeti, namazın dinin direği, zekâtın ise İslam’ın köprüsü olmasındandır. Namaz, kişiyi kötülüklerden uzaklaştırıp dinini korumasını sağlamakta, Zekât ise veren el ile alan eli, zengin ile fakiri birbirine yaklaştırıp, kaynaştırdığından dolayı da asayişi temin etmektedir.
Zekâtın kelime manasında bereket, arttırmak, temizlemek gibi anlamları olduğunu biliyoruz. Bunu bir örnek ile açıklayalım: bahar döneminde meyve ağaçları, bağlar v.b. budanmaktadır. Budama yapıldığı zaman görünüşte ağacın büyük dalları küçülmekte, bağ çubuğunun uzunluğu kesilerek azaltılmaktadır. Aslında budama, daha çok ve kaliteli meyve için yapılmaktadır. Aynen bunun gibi zekâtını veren Müslüman, görünürde parasının kırkta birini vermekle azalmış gibi olsa da ileriye dönük, servetinin temizlenip, bereketlenip artmasına vesile olacak bir ibadet yapmaktadır. Karşılığı hem dünyada hem de ahirette daha fazlasıyla verilecektir. • Devam edecek...


Yazarın Diğer Yazıları