Ateş Düştüğü Yeri Değil Ülkeyi Yaktı

Akıl alacak gibi değil, üç, beş değil sayısını devletin bile veremediği kadar şehidimiz vardı hafta başında, dağlıca denen o malum yerde, ne oluyor, nasıl oluyor da sayısı verilemeyecek kadar ana kuzusu şehidimiz oluyor. Nedir bu, bunun adı Katliam mı, tedbir alınamamış mı, bir ihmal mi var, kim biliyor bunun ne olduğunu ve aslını. Yanlış bir şey yazmayalım ama yol güvenliği diye bir şey yok mu, daha önce alınacak bir tedbir yok mu acaba.
Tabi bunları şimdi bizim yazmamız hiçbir şey ifade etmez, olan olmuş, bunca şehidimizin naaşları memleketlerine geliyor, uzun zamandır olduğu gibi yine analar ağlıyor, henüz babasını görememiş çocuklar yetim kalıyor, ocaklar sönüyor ve biz ateş düştüğü yeri yakar diyor arkasından alışılmış modası geçmiş bir takım laflar ediyoruz. Ateş artık sadece düştüğü yeri yakmıyor, ateş düşüyor ve sadece düştüğü yeri değil tüm ülkeyi yakıyor, bizlerde kardeşliğimizi bozamayacaklar gibi birtakım beylik söylemlerle kendimizi teselli ediyoruz. 
Kardeşliğimizi bozamayacaklar, hangi kardeşlik, kimlerin kardeşliğinden bahsediyoruz, kardeşlik mi kaldı ki, bir PKK, bir IŞİT belası aldı başını gidiyor ve yine ateş düştü ve düştüğü yeri öylesine yaktı öylesine yaktı ki bir iki değil tam 16 baba yiğidimizi şehit verdik. Ve 16 aileye değil, tüm ülkeye ateş düştü ki gerçekten yanıp tutuşuyoruz, dileriz ülkemiz bir daha böylesi bir acıyla karşılaşmaz rahat ve huzur ülkesi Türkiye güzel günlerine geri döner.
Bir taraftan şehitlerimizin acısı ve üzüntüsüyle mutsuz ülkemiz diğer taraftan bir genel seçime doğru gidiyor diyecektim ki parmaklarımın tuşlara basamadığını hissettim zira henüz 16 şehidimizin acısı ile yanarken ve toprağa verilmeden, açık olan televizyonumdan Iğdır’da düzenlenen bir saldırıda 11 polisimizin şehit, 4 polisimizin de yaralı olduğu haberi veriliyordu. Artık tuşlara dokunmam için beklemem gerekiyordu. 
Ne yazık ki bilgisayarımın başına oturur, oturmaz sinir katsayısı bir kat daha arttı çünkü HDP genel başkanı yani eş başkanı televizyonda bir taraftan gençlerimizin ölümüne mani olmalıyız derken AKP ye dolayısıyla herkese meydan okuyordu. Yazıklar olsun, nasıl günlerden geçiyoruz, ne söyler, neler yazarız doğrusu şaşkınlık içindeyim, inanılır gibi değil, bir taraftan on altı şehidimizi memleketlerine uğurlarken diğer taraftan 11 polisimizin şahadetini duyuyoruz.
Bir seçime gidiyoruz demiştim, 7 Haziran sonrası bir hükümet oluşmaması nedeniyle meydana gelen boşluk sonrası yeniden bir seçime karar verildi ve 1 Kasımda yine sandık başına gidiyoruz çok kritik günlerden geçerken gidilecek genel seçim için ne değişir. Listeler değişir mi, bu şiddet ortamında sandıkların güvenliği sağlanabilir mi gibi çeşitli tartışmalar gündemi işgal ediyor. Sandık güvenliği sağlanabilir mi, evet, şartlar ne olursa olsun devlet büyük ve güçlüdür, sandığın güvenliğini mutlak sağlayacaktır. 
Yeni yapılacak seçimin sonuçları değişir mi bunun için bir tahmin yürütmek çok hayali olur, insanlar sandık başındaki ruh haline göre hareket ederler, ne öncesi, nede sonrası için fikir ve düşüncelerin siyasette çok geçerli olmadığını bilenlerdenim. Listelere gelince evet bana göre tabi özellikle Konya AKP listesinden bahsediyorum herhangi bir kasıt ve kişiler üzerinde fikir olarak söylemiyorum liste tamamen değişmeli yeni, benimsenen yüzler listede yer almalı, hatır, gönül, deneyimli, falan, filanlar dikkate alınmamalı diye düşünüyorum.
Önümüzde seçimlere vakit var, siz değerli okuyucularımla konuyla ilgili daha çok şeyleri paylaşacak görüşlerimizi karşılaştıracağız, şimdilik kaydıyla sağlıklı ve hoşça kalın.

Yazarın Diğer Yazıları