DOLAR
42,15
EURO
48,56
STERLİN
55,24
GRAM
5.602,47
ÇEYREK
9.208,05
YARIM ALTIN
18.323,07
CUMHURİYET ALTINI
36.586,10

Modern Çağın Tuzakları

 

İnsanlık tarih boyunca nice çağlar yaşadı. Şimdi biz "modern çağ” denilen bir dönemdeyiz. Teknoloji, iletişim, bilim ve ekonomi öylesine hızla gelişiyor ki, insan aklı bu gidişe hayret ediyor. Modern çağ, göz kamaştırıcı imkânlarıyla aslında insanı en büyük tuzakların içine çekiyor. Bugün nesillerimizi, ailelerimizi, imanımızı ve kimliğimizi kuşatan görünmez ağlar var. Bu ağları fark etmeden yaşamak, aslında bir kelepçeyi bilezik sanmak gibidir.

Modern Çağın Slogan Tuzakları

Benim bedenim, benim kararım denilerek fıtratla oynanıyor.

Benim hayatım, istediğim gibi yaşarım, denilerek Allah'ın koyduğu sınırlar yok sayılıyor.

Benim param, istediğim gibi harcarım, denilerek faiz, israf ve haram meşrulaştırılıyor.

Benim kimliğim, istediğim gibi seçerim, denilerek cinsiyet fıtratı bozuluyor.

Benim tercihim, kimse karışamaz, denilerek günahlar özgürlük kılıfıyla süsleniyor.

Benim kariyerim, önümde aile engel olamaz, denilerek aile yuvaları dağıtılıyor.

Benim zevkim, bana ait, denilerek uyuşturucu, alkol ve eğlence putlaştırılıyor.

Benim sevgim kutsaldır, denilerek gayrimeşru ilişkiler normalleştiriliyor.

Benim bedenim moda için var, denilerek edep ve tesettür rafa kaldırılıyor.

Benim mutluluğum önemli, başkası umurumda değil, denilerek bencillik yüceltiliyor.

Benim aklım var, haşa dine ihtiyacım yok, denilerek vahiyden kopuş yaşanıyor.

Benim kariyerim, başarımdan ibaret, denilerek kulluk unutuluyor.

Benim sevgim engel tanımaz, denilerek haram ilişkiler yüceltiliyor.

Benim özgürlüğüm sınırsızdır, denilerek Allah'ın emirleri yok sayılıyor.

Rabbimiz buyuruyor. Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyât, 51/56)

Gerçek özgürlük, Allah'a kul olmakla başlar. Modern çağın özgürlük anlayışı ise nefse köleliktir. Teknoloji aslında Allah cc Hu'nun bize bahşettiği büyük bir nimet iken, bugün tuzağa dönüştü. Telefonlar, sosyal medya, internet oyunları gençleri uyuşturuyor. Zihinler ekranla doluyor, kalpler zikri unutuyor. Saatlerce ekran karşısında vakit öldüren bir nesil doğdu. İşte bu yüzden Teknoloji, Allah için kullanıldığında nimettir, esir olunduğunda ise felakettir.

Telefonlarımız, tabletlerimiz, bilgisayarlarımız. Onlar aslında bizim ellerimizin yeni prangaları oldu. Bugün nice genç, saatlerce ekran başında ömrünü tüketiyor. Saatlerce oyun, saatlerce sosyal medya, saatlerce boş bir kaydırma. Ama ne kalpte huzur kalıyor, ne zihinde berraklık.

Tüketim hırsı, insanı kanaatten uzaklaştırdı. Yetinmeyi unuttuk, daha fazlasını isterken kalbimizi kaybettik. Markalar, reklamlar, vitrinler sürekli şunu fısıldıyor, Daha fazlasını iste, daha yenisini al, daha parlak olanı seç! Modern çağın merkezi AVM'ler dolup taşıyor. Tüketim alabildiğine ihtiyacımız olmayan şeyleri alma yarışına dönüştü ve bunun adı alışveriş oldu. İnsanlar tüketiyorum, öyleyse varım, anlayışıyla yaşıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor. Ademoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, üçüncüsünü ister. Onun gözünü ancak toprak doldurur. (Buhârî, Rikak 10).Tüketim çılgınlığı insanı kanaatten uzaklaştırdı, hırsın kölesi yaptı.

Sanat ve Eğlence çığırından çıktı, Allah cc hu'nun razı olmadığı bir çılgınlığa dönüştü. Sanat, sadece estetik bir faaliyet değil, aynı zamanda ilahi güzelliği, kudreti ve hikmeti yansıtan bir vasıtadır. Allah'ın "el-Cemîl” yani "güzel” isminin bir tecellisidir. Eğlence, insanın ruhunu dinlendirecek bir nefes olmalıydı. Ama modern çağda, müzik, kalbi Allah'a değil nefsin arzularına çağırıyor. Sinema, ve Dizi filmler hayâyı değil, çıplaklığı pazarlıyor. Eğlence, insanı Rabbinden uzaklaştıran bir uyuşturucuya dönüştü. Sanatın özü, "güzele götürmektir.” Bugün sanat, güzeli değil çirkini parlatıyor. Halbuki sanat ve eğlence, kulluğu güzelleştirmek için olmalıydı.

Modern çağda bilim, insanı Allah'a götüren bir delil olmaktan çıktı. Allah'ı yok sayan bir ideolojiye dönüştürüldü. Bilimsel denilerek imanı zayıflatmaya çalışıyorlar. Ama unutuluyor ki her kanun, her sistem, her atom Allah'ın kudretini gösteriyor.

Modern çağın en tehlikeli tuzağı, aileyi yıkmak oldu. Kadın ve erkeği birbirine düşman gibi göstermeye başladılar. Nikâhı zorlaştırdılar, boşanmayı kolaylaştırdılar. Çocukları anneden, babadan kopardılar. Aile bağlarını çözdüler. Halbuki aile, İslam'ın koruduğu en temel kale idi. Kale çöktüğünde, nesil çöker. Nesil çöktüğünde, ümmet çöker.

Din ile Dünyayı Ayırma Tuzakları, Batı'dan bize ithal edilen en büyük felakettir. Din işi ayrı, dünya işi ayrı. Bu anlayışla din camiye, vicdana, cuma hutbesine sıkıştırıldı. İş, ticaret, siyaset, medya dinden koparıldı. Sonuç. İkili kimlikli bir nesil. Cuma hutbesinde mümin, pazarda fırsatçı. Sanayide tamirhaneler insanların paralarını tamir yapma yerine bozma, orijinal yedek parça yerine, çakma, çıkmayı orijinal parça gibi gösterme, defalarca sanayi maratonuna insanları mecbur etme ve insanımızı aldatma seansına dönüştü. Ramazan'da oruçlu, ekranda bir başka hal. Evde muhafazakâr, dışarıda seküler. Oysa İslam bir bütündür. Din ve dünya ayrılmaz.

Peki çare nedir? Kalbi zikre bağlamak, Aklı ilme, Evi Kur'an'a açmak, Gözü hayâya, nesli imanla büyütmek, Nesilleri takvaya bağlamak şarttır. Teknolojiyi esir olmak için değil, hizmet etmek için kullanmak, Aileyi İslam'ın rahmetiyle güçlendirmek, Sanatı edep ve hayâyla yeniden ihya etmek.

Asıl şiar şudur. Yaşadığımız her an, her mekân ve her iş Allah'ın rızasına göre olmalıdır. İşte bu şiarı hayatımıza nakş edersek, modern çağın hiçbir tuzağı bizi esir alamaz. Modern çağ, bize altın tabak içinde zehir sunuyor. Ama biz biliyoruz ki, gerçek huzur, Allah'ın zikrindedir. Gerçek özgürlük, Allah'a kulluktadır. Gerçek zenginlik, kanaattedir. Gerçek sanat,. Allah, yarattığı her şeyi güzel yaratandır. (Secde 7) ayetinde ise "ahsen-ül halıkîn” ifadesi "en güzel yaratmayı” ifade etmektedir. Bu ayet ışığında, Allah'ın en güzel sanatını yansıtmaktadır

Unutmayalım: Çağın tuzakları çoktur, ama Allah'ın ipine sarılanı hiçbir tuzak esir alamaz. Çağ dediğimiz şey, sadece teknoloji, ekonomi, bilim değil, aynı zamanda zihnimizi, kalbimizi ve nesillerimizi kuşatan Kur'an-Sünnet ve ahlak-adap odaklı bir hayat tarzı demektir. Modern çağın bütün tuzaklarına karşı en büyük zırh, Allah'ın rızasını merkeze almaktır. Çünkü kalpler Allah'ın zikriyle dolarsa, çağın hiçbir fitnesi o kalpleri esir alamaz.


Yazarın Diğer Yazıları