Orucun Nev’ileri

İnsanın yaratılış gayesi Allâh’a ibâdet etmektir. İbâdet şekillerinden birisi de elbette ki oruçtur. Orucun da, farz, vacip, sünnet ve mekruh gibi nev’îleri vardır.
Farz olan oruç: Bilindiği gibi ramazan ayında tutulan oruçtur. Kazaya kalmış olan ramazan orucunun kazası da, varsa keffareti de farazdır.
Vacip olan oruç: Bunlar adak oruçlarıdır. Üzerine vacip olmadığı halde kişinin, şu işim olursa bir ay oruç tutacağım demesiyle o kişiye bir ay oruç tutması vacip olur. Veyahut da hiçbir sebep yokken de, adanan oruçları tutmak vaciptir. Mesela her aydan beş gün oruç tutacağım demesi gibi. Ancak bu adakların ramazan günleri ile, ramazan bayramının 1. günü ve kurban bayramının dört gününün dışında olması gerekir.
Sünnet olan oruçlar: Bunlar sadece Allâh’ın rızasını kazanmak için tutulan oruçlar olup, asıl nev’îleri de bu bölüm teşkil eder. Hadîs-i Şerîflerle bildirilmiş olan bu bölümle ilgili genel rivayetleri aktaracağız. Bu bölümde doğru bilinen bazı yanlışlar da ortaya çıkmış olacaktır.
1- Şevval Orucu: ‘Kim ramazan orucunu tutar, ardından da şevval’den altı gün tutarsa, sanki o yılı oruçlu geçirmiş gibi olur’. (Müslim, Sıyâm 204)
Hadîs-i Şerîf’in metninde geçen ‘DEHR’ kelimesi; zaman manasına gelmekte ise de burada ‘sene’nin kastedildiği açıktır. Enâm Sûresi 160. Âyetinde Yüce Allâh (cc), ‘Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır..’ buyuruyor. Buna göre ramazan ayını 10 ile çarptığımızda 300 eder. Şevval’den 6 günü de 10 ile çarptığımızda 60 gün eder. Toplam 360 gün etmektedir. Bir yıl 365 gün olduğuna göre, Resûlullâh (sav) de ‘Sanki o seneyi oruçla geçirmiş gibi olur’sözü ile, ümmetini şevval orucu tutmaya teşvik etmiştir.
2 - Şaban Orucu: ‘Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı adet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun’. (Buhârî, Savm 5)
‘Ramazandan (bir-iki gün) önce oruç tutmayınız. Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız. Şevval hilâlini gördüğünüzde oruca son veriniz. Hilâli görmenize bulut manî olacak olursa, günü (şabanı) otuza tamamlayın’. (Tirmizi, Savm 5)  ‘Şabanın ikinci yarısında oruç tutmayınız’. (Tirmizi, Savm 37)
Hadîslerde görüldüğü üzere Hz. Peygamber (sav), ramazan-ı şerîf’i karşılamak maksadıyle, şaban ayının son yarısından itibaren ve ramazan’a bir-iki gün kala oruç tutmayı yasaklamaktadır. Bundan maksat, farz oruç ile nafileyi karıştırmamaktır. Ancak,önceden başlamış olduğu bir kaza, keffaret veya adak orucu gibi, bu günlere denk gelirse bunda bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır.
Hz.Âişe’den (ra): Resûlullah (sav), hiçbir ayda, şaban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şaban ayını tamamını oruçlu geçirirdi.(Buhârî, Savm 52)
3 - Muharrem ve Aşûra orucu: ‘Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allâh’ın ayı Muharrem?de tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır?. (Müslim, Sıyâm 202) Hadîs-i Şerîf’de zikredilen ‘Allâhın Ayı’tabirinden maksat, muharrem ayının faziletini bildirmektir. Yoksa herşey zaten Allâh’ındır.
Hz. Âişe’den (ra): Ramazan (farz olmaz)dan önce Aşûra orucu tutuluyordu. Ramazan orucu farz oldutan sonra, onu dileyen tuttu, dileyen tutmadı. (Buhârî, Savm 69)
Hz. İbn-u Abbas’dan: Resûlullah (sav) Medîne’ye gelince, yahûdîleri aşûra orucu tutarken gördü. Onlara: ‘Bu da ne(niçin oruç tutuyorsunuz)’? diye sordu. ‘(Onlar da) Bu, sâlih (hayırlı) bir gündür. Allâh(cc), o günde isrâil oğullarını düşmanlarından kurtardı. (şükür olarak) Hz. Mûsâ o gün oruç tuttu’ dediler. Resûlullâh (sav) de: ‘ben Mûsâ’ya sizden daha lâyığım’ buyurup o gün oruç tuttu ve Müslümanlara da tutmalarını emretti.  Buhârî, Savm 69
Muharrem ayı ve aşûra orucu ile ilgili rivâyetler, şaban orucu hakkındaki rivayetlerle çelişkili gibi görünmektedir. Oysa durum açıktır. Şaban orucu Hz. Peygamberin (sav) önceden tuttuğu bir oruçtur. Aşûra orucuna ise sonradan vâkıf olmuştur.
4 - Zilhicce orucu: İbn-u Abbâs’dan: Resûlullâh (sav) buyurdular ki: ‘Başka günlerin hiç birinde, (zilhicce’nin ilk on gününü kastederek), şu günlerde işlenecek amel-i sâlih’den, Allâh katında daha sevimli hiçbir amel yoktur.’ Allâh yolunda yapılacak cihâd da mı üstün değildir Yâ Resulellâh? Dediler. Buyurdular ki: ‘(Evet) Allâh yolunda yapılacak cihâd da. Ancak malını ve canını tehlikeye atark cihada çıkan, şehîd olup dönmeyenin cihâdı başka (o bundan üstündür), buyurdu.
Bilindiği üzere zilhiccenin ilk on günü, Kâbe’yi ziyâret günleridir. Bu günlerde namaz, oruç, hac ve sadaka gibi temel ibâdetler bir araya gelmektedir. Bu sebeple, o günlerde yapılacak farzlar, diğer günlerde yapılan farzlardan daha faziletlidir. Nâfileler de aynı şekilde, diğer günledeki nâfilelerden üstündür.
5-Pazartesi/Perşembe orucu: Ebû Hureyre’den (ra): Resûlullâh (sav) buyurdular ki: ‘Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allâh’a arzedilir. Ben, oruçlu iken arzedilmesini severim’. (Tirmizî, Savm 44)
Kulların amelleri, günlük olarak sabah/akşam Allâh’a yükseltilir. Haftalık olarak pazartesi/perşembe günleri Allâh’a arzolunur, yıllık olarak da şaban ayında sunulur. Burada herbiri farklı zamanlarda yapılan işlemlerden haber verilmektedir. Amellerinin, oruçlu olarak Allâh’a arzedilmesini isteyen müminler, pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmalıdırlar.
6 - Eyyâm-ı Bîz (aydınlık günler) orucu: Her ayın 12,13,14. Veya 13,14,15. günlerde tutullan oruçlardır ki; bu günler ayın en parlak günleridir. İbn-u Abbâs’dan (ra): Resûlullâh (sav) hazarda ve seferde eyyâm-ı bîzi (her ayın ortasındaki  üç günü) oruçsuz geçirmezdi. (Nesâî,Sıyâm 70)
Ebû Zer’den (ra) rivâyete göre, Resûlullâh (sav) buyurdular ki: ‘(Ey Ebû Zer!) Ayda üçgün oruç tutacağın zaman, on üç, on dört, on beşinci günleri tut’.(Tirmizî, Savm 54)
Abdullâh b. Amr b. Âs’dan (ra): Resûlullâh (sav) şöyle buyurdu: ‘Her ay üç gün oruç tutmak, bütün seneyi oruçla geçirmek demektir’.(Buhârî, Savm 59)
Her ay üç gün oruç tutmak, Peygamberimiz (sav)in, çok oruç tutmak isteyenlere yaptığı tavsiyelerdendir. Bu hususta bir hayli rivâyet mevcuttur. Görüldüğü üzere, her farz ibâdetin yanında kendi cinsinden ola nâfile ibadetlerle de müminler için yollar gösterilmiştir. Gâye, hep Allâh’a yakın olmak, rızasını kazanmaktır. Yüce Allâh (cc) râzı olduğu kullarının arasına cümlemizi, sevdiklerimizle beraber dahil eylesin.


Yazarın Diğer Yazıları