Selamlaşmak

Selâm: Kısaca esenlik, barış ve mutluluk manalarına gelir. Müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman, karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, esenlik ve mutluluk dileklerini sunmalarıdır. Kendilerinden bir zarar gelmeyeceğinin ifadesidir. Allâh’ın (cc) güzel isimlerinden biridir.
Selâm: Müslümanlar arasında evrensel bir iletişimdir. Şeâir-i İslâmiyeden olduğu için önemine binâen birçok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf-e konu olmuştur.
Selâm: Dünyada mü’minlere duâ, âhiret yurdunda da esenliğe çağrıdır. Size, başkasından zarar gelmesin. Cennet yurdu ve kurtuluş yolu sizin olsun demektir. Bu durum Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle anlatılır: ‘Allâh, onunla rızası peşinde olanları selâmet (kurtuluş) yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlıklara çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir’(Mâide,16). Bir başka âyette: ‘Allâh esenlik yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola iletir’(Yunus,25)
Müslümanların birbirleriyle karşılaştıkları zaman ‘Selâmün aleyküm’ selâm size (sağlık ve esenlik üzerinize olsun) demesi, diğerinin de; ‘Ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullahi ve berekâtüh’ Allâh’ın selâmı, rahmet ve bereketleri sizin de üzerinize olsun diye karşılık vererek birbirlerine esenlik ve mutluluk dilemeleri; sadece Müslümanlara mahsus bir güzel ahlâk uygulamasıdır. Bu sebeple Müslüman olmayanlara selâm verilmez.
Selâm: Bir Müslüman’ın günlük hayatında hem madde, hem de mânâ âlemi ile irtibâtını ifade eder. Müslüman günde kılmış olduğu beş vakit namazında yirmi bir defa Allâh’ı, Peygamberimiz ve diğer peygamberleri ve bütün sâlih kulları selâmlamaktadır. Yine, beş vakit namazın sonunda, sağa ve sola; ‘Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh’ yani ‘Allâh’ın rahmeti ve mutluluğu üzerinize olsun’ duâsıyla mü’min rûhî yüceliğe ermektedir. Bu yücelik de mü’mini cennete götürür ve oradaki sözleri de yine ‘Selâm’ olur. Buna işareten Yüce Rabbimiz şöyle buyurur. ‘Bunların oradaki duâları, ‘Seni eksikliklerden uzak tutarız Allâh’ım!’, aralarındaki esenlik dilekleri, ‘selâm’; duâlarının sonu ise, Hamd âlemlerin Rabbi Allâh’a mahsustur’ sözleridir. (Yunus,10)
Hz. Aişe (r.a) validemizden bir rivâyete göre, Hz. Perygamber (sav) namazın sonunda: ‘Allâhümme ente’s-selâm, ve minke’s-selâm. Tebârekte yâ ze’l celâli ve’l-ikrâm’ diyecek kadar otururdu.(Müslim, Mesâcid;136) Bunun manası: Allâh’ım sen selâmsın.(Her çeşit ayıp, kusur ve belâlardan uzaksın. İnsanların ulaşabilecekleri) kurtuluş ancak sendendir. Ey celâl ve sonsuz ikrâm sahibi Rabbimiz! Senin şânın pek yücedir’ demektir.
Müslümanların kendi aralarında selâmlaşmaları Allâh’ın emridir. Nitekim Nisâ Sûresi 86. Âyetinde şöyle buyurulur: ‘Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allâh herşeyin hesabını gereği gibi yapandır.’ Âlimlerimiz bu âyete dayanarak, selâma karşılık vermenin farz olduğuna hükmetmişlerdir.
Selâm: Mü’min olmanın alâmetidir. Âyet-i Kerîme’de: ‘Ey imân edenler! Allâh yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, ‘Sen mü’min değilsin’ demeyin’ (Nisâ,59) buyurulmaktadır.  
Selâm: Mü’minlerin birbirlerine hayır ve esenlik duâsıdır.’Evlere girdiğiniz zaman birbirinize,  Allâh katından mübârek ve hoş bir esenlik dileği olarak selâm verin. İşte Allâh, düşünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar’. (Nûr.61) Hadîs-i şerîf’de: Hz. Enes (r.a) den: Allâh Resûlü (sav) bana buyurdular ki: ‘Ey yavrucuğum! Âilene girdiğin zaman selâm ver ki, hem kendi üzerine, hem de âilene bereket olsun’.(Tirmizi , İsti-zân; 10)
Selâm: Mü’minin en hayırlı amellerindendir. Abdullâh İbn-i Amr İbn’îl- Âs (r.a) dan: Resûlullâh (sav)’a ‘İslâm’ın hangi ameli daha hayırlı?’ diye sorulmuştu. Buyurdular ki: ‘Yemek yedirmen, tanıdığın, tanımadığın herkese selâm vermendir’.(Ebû Dâvud, Edeb:142) Bu Hadîs-i Şerîf; karşılaştığımız kimseden selâm beklemeden önce selâm vermeye teşvik etmektedir. Diğer bir hadîs’de: ‘Şüphesiz Allâh katında insanların en iyisi önce selâm verendir’. buyurulmaktadır. Bu durum, kişiye mütevâzi olmayı kazandırır. Mütevâzi olmak da Müslümanın Allâh katındaki değerini artırır. Kişi ne kadar alçak gönüllü olursa, Allâh da o derece kişiyi yüceltir.
Selâm: Mü’mini sevgiye, sevgi de onu cennete götürür. Cennete girmenin şartı imân, imânın şartı da, mü’minlerin karşılıklı olarak birbirlerini sevmesinden geçmektedir. Sevgiyi artıran en güzel sebep, onları arayıp sormak suretiyle; sözlü, fiilî kalbî selâmlaşmadır. Hadîs-i Şerîfde: ‘Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de îmân (kâmil manada) etmiş olamazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi size haber vereyim mi?’ ‘Aranızda selâmı yayınız’. (Müslim, îmân;93). İhtimaldir ki Abdullah bin Ömer (r.a) sırf bu hadîs-i şerîf’in tesiriyle olsa gerek, çarşıya çıkınca herkese selâm verir ve sadece selâm vermek için çarşıya çıkardı. Bir gün kendisine: ‘Alışverişten anlamazsın, malların fiyatlarını bile sormazsın. Çarşıya çıkıp da ne yapacaksın?’ diye soran birine: ‘Kardeşim! Biz, karşılaştığımız kimselere selâm vermek, onlarla göz göze gelmek için çarşıya çıkıyoruz. Başka bir maksadımız yok’ diye cevap vermiştir. (Muvattâ, Selâm;6)
 Hz.Peygamber (sav) in selâm ile ilgili tavsiyeleri özetle şöyledir: ‘Küçükler büyüklere, binitli olanlar yayalara, yürüyenler oturanlara. arkadan gelenler yetiştiğinde öndekilere, iki grup karşılaştıkları zaman az olanlar çok olanlara selâm verirler’. (Buharî, İsti’zân; 4-7)
İslâm âdâbına göre bir kişi veya gruptan ayrılan kişinin, ayrılırken de selâm vermesi gerekmektedir. Gruplar arası selâmlaşmada ise bir kişinin selâm vermesi, karşıdan da bir kişinin selâmı alması yeterlidir. Eğer gruptan kimse selâmı almazsa, o gruptakilerin hepsi günahkar olur. (ebû Dâvud, Edeb 141) Ayrıca el, kol işaretiyle yahut eğilerek selâm vermek veya almak da caiz değildir. Yine aynı şekilde; hoşça kal, bay bay, kendine iyi bak vb. gibi ‘Selâm’ sözünün geçmediği kelimelerle selâmlaşmak da yoktur.      
Yüce Dînimizin temel kaynağı Kur’ân ve Sünnetten anlaşıldığına göre selâmlaşmak, Müslümanlar arasında kardeşlik, barış ve huzurun temelini teşkil etmektedir. Müslümanların kalplerinin birbirine ısınması bakımından son derece önemlidir. Kardeşlik ve dostluk bağlarının kuvvetli olması için, tanıdık tanımadık herkesle her meşru zeminde selâmlaşmak gerekmektedir. Zîrâ: Varlık âlemi selâmla selâmet bulmakta, bu sayede mü’minler saâdet yurduna doğru yol almaktadır. Çünkü işin başı da, sonu da selâmdır.
ESSELÂMÜ ALEYKÜM VE RAHMETULLÂHİ VE BEREKÂTÜHÜ EBEDEN DÂİMEN


Yazarın Diğer Yazıları