Tasadduk

İslâm Dîni, paylaşım esaslı, infâk temelli ve tasadduk etmeye teşvik edici bir sistemdir. Hedef İslâm kardeşliğini sağlam ve diri tutmaktır. Kardeşlik bağlarını sağlamlaştırmaktır.
Kapitalist sistem ise Ribâ/faiz esaslı olduğundan insanlar için her zaman felaket olmuştur.
Kur’ân ve sünnette sürekli olarak yardımlaşma, tasadduk etme ve infâk konusu gündeme getirirler. Müslümanlar Allâh rızası için yardım etmeye, yardımsever olmaya teşvik edilir. Bu teşviklerin bir yönü de Müslüman’ın, mal ve mülkünün esiri olmaktan kurtarılması, cimrilik hastalığına yakalanmamasıdır.
Hadîs’te buyurulur ki: ‘Tasadduk edin/sadaka verin. Kişinin eline parayı alıp sadaka olarak vermek üzere çıktığı ve fakat kendisine bağışta bulunulan kimsenin: ‘bunu dün getirmiş olsaydın kabul ederdim, fakat şu anda buna ihtiyacım yok’diye cevap vereceği ve böylece sadakasını kabul edecek bir kimseyi bulamadan, sadakası elinde olduğu halde geri döneceği zaman yakındır.’ (Buhârî, Fiten 24) Bir başka hadîs’te: ‘Hiç şüphe yok, insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o zaman kişi, altından sadaka ile (çarşı/pazr) dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek bir kişi bulamaz. O zaman tek bir erkeğe kırk tane kadının tabi olduğunu ve kadınların çokluğu ve erkeklerin azlığı sebebi ile ona sığındıklarını görürsün.’ (Buhârî, Zekât 9)
Hadîs-i Şerîf’lerde özellikle âhir zaman alametleri hakkında bir uyarı yapılmaktadır. Bunlardan birinin de insanların çok zengin olacağıdır. Hz. Peygamber (sav) fırsat elde iken sadaka vermeye teşvik etmektedir. Zira sadaka verecek kimse bulunamayınca, böyle bir ecir ve sevabın kazanılamayacağı ortadadır. İnsan için en değerli para, altın olduğu için, hadîs-i şerîf’de altına dikkat çekilmiştir. Belki savaşların en büyük etkisi olarak erkek nüfusun azalıp, kadınların çok olması ve bu kadınların geçimliklerini/nafakalarını temin için çalışmak zorunda kalacaklarını haber vermektedir.
Bir kısım ulemaya göre, kıyametin yaklaştığını anlayan mal hırsını bırakıp tasadduk yarışına gireceklerdir. Ancak, bunu anlayan ihtiyaç sahibi de olsa, alan el olmaktan sakınacaktır.
İnsanın yaratılışında cömertlik de, cimrilik de vardır. Hz. Peygamber (sav) buyururlar ki: ‘Allâh (cc) arz-ı/ yeryüzünü yarattığı zaman, yeryüzü sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacının sağa sola) yalpalar yapmaya başladı. Bunun üzerine onu dağlarla sabitleştirdi ve böylece arz/yeryüzü istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar. Dediler ki:
Ey Rabbimiz! Dağlardan daha şiddetli bir mahlûk yarattın mı? (Allâh’ü Zülcelâl) Evet, buyurdu. Demiri yarattım. Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı? dediler. Hak Teâlâ (cc): Evet, buyurdu. Ateşi yarattım. Ateşten daha şiddetli bir şey yarattın mı? diye sordular. Yüce Allâh (cc): Evet, buyurdular. Suyu yarattım. Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı? dediler. Allâh’ü Teâlâ (cc) buyurdu ki: Evet, rüzgarı yarattım. Rüzgardan daha şiddetli bir şey yarattın mı? diye tekrar sordular. Allâh’ü Teâlâ (cc) buyurdular ki: Evet, insanoğlunu yarattım dedi ve davamla: ‘Eğer o sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse, daha şiddetlidir’ (Tirmizî, Tefsir Muavvizeteyn 2)
Görüldüğü üzere, Müslüman’ın sadaka vermesi, hadîste zikredilen şeylerden daha üstündür. Zira bunda, nefisle mücadele ve şeytanı kahretmek gibi üstün değerler vardır. Bu üstünlük, her zaman Allâh rızası için veren tarafındadır. Hadîs-i şerîf’de: ‘Üstteki el/veren el, alttaki elden/alan elden hayırlıdır’ buyurulmaktadır. Üstteki el, infak eden, alttaki el ise dilenen kimse demektir.
Sadaka ile müslüman kendisini cehennemden koruyabilir. Nitekim Hz. Peygamber (sav): ‘Sizden kim, bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse bunu yapsın’ buyuruyor. (Buhârî, Zekât 10)
Bir gün Hz. Peygamber’e (sav) soruldu: Ey Allâh’ın Resûlü! Hangi sadaka daha makbuldür? Buyurdular ki: ‘Fakirin cömertliğidir. Sen, bakımı ile mükellef olduklarından başla.’ (Ebû Dâvud, Zekât 40)
Bu hadîs-i şerîf, kişinin âilesine harcadığı şeylerin de sadaka, hatta daha üstün bir sadaka olduğunu bildirmektedir. Yine fakirin cömertliğinin de zengininin cömertliğinden daha üstün olduğu ifade ediliyor ki, böyle bir cömertlik her babayiğidin kârı değildir.
Ebû Hureyre’nin (ra) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf’de Resûlullâh (sav) buyururlar ki: ‘Mal sadaka ile eksilmez. Allâh (cc) affetmesi sebebi ile, kulun izzetini/şerefini artırır. Allâh için mütevâzî/alçakgönüllü olan bir kimseyi, Allâh yüceltir.’ (Müslim, Birr 69)
Allâh için verenlerle beraber, Allâh için alanlar olmak da, Allâh’ın (cc) muradı olduğuna göre, Allâh’ın (cc) rızasını kazanmak için kendini adayanlara ne mutlu.
Yüce Allâh (cc) cümlemizi, rızasını kazanmak için yaşayan ve yaşatan bahtiyarlardan eylesin.


Yazarın Diğer Yazıları