Aile dünyevi değil uhrevi bir müessesedir

Mevsim münasebeti ve Ramazan ayı nedeniyle düğünler , nikahlar sıklıkla icra ediliyor. Kurulan her bir yuva ebedi bir birlikteliğin tohumlarının toprağa atılması anlamına geliyor , gelmeli.

Aile müessesinin anlam ve önemi her anne ve baba tarafından çocuklarına küçük yaşlardan itibaren işlenmelidir. Ailenin cennetin dünyada ki şubesi olduğu ve ahiretle beraber devam edeceği , kadının hurilerden daha güzel erkeğin gılmanlardan daha yakışıklı ve en mükemmel surette yaratılacağı çocuklarımıza öğretilmelidir.

Mutluluğun tek formülünün anne+baba+çocuk (3 çocuk) şekliyle olduğu imtihan dünyası olan dünyada kişinin en önemli üssü , siper  ve karargahının ‘aile’ olduğu bilinci aşılanmalıdır.

Ailenin temel taşlarının ; (8 S ) sohbet birliği (iletişim) , sofra birliği , seccade birliği (inanç) , seyahat birliği , sevgi birliği , sayfa birliği (okumak) , samimiyet ve sistem birliği  olduğu unutulmamalıdır. Bu sekiz ‘S’ i bir arada tutan en önemli faktörün ise sabır  nimeti olduğu zihinlere kazınmalıdır.

Her değerli şey gibi cennetin yeryüzü şubesi aile ye sahip olmanın da fedakarlık ve emek istediği bu fedakarlık ve emekten kaçanların sosyal hayatta özellikle ilerleyen yaşlarda çok ağır bedeller ödedikleri çocuklarımıza ifade edilmelidir.

Her konuda rehber ve örneğimiz olan Peygamber(a.s) ın aile hayatının bütün yönleriyle çocuklarımıza aktarılması çok önemlidir. Sadece mutlu ve zevkli geçen yönlerinin değil  , hanımlarıyla yaşadıkları tüm olayların pedagojik bir üslupla aktarılması zaruridir. Eş , damat , kayınpeder , baba , oğul , bacanak gibi aileyi ilgilendiren tüm rollerden bakılarak ve odaklanarak Peygamberin hayatı anlatılmalıdır.

‘Hayatın ancak ahiret hayatı açısından bakıldığında bir anlam ettiği’ gerçeğiyle ailenin içerisinde Kuran ve sünnete aykırı olmayan her hareketin insana ibadet sevabı kazandırdığı bilinci küçüklerimize aşılanmalıdır. Bu anlamdan dolayı aile dünyevi değil uhrevi bir müessesedir. Yaşanırken verdiği zevk cennetten bir esintidir , meşru dairede her söz ve hareket ahirete yönelik bir sermayedir. Peygamberimiz ’kim eşinin ağzına bir lokma koyarsa ona bir sadaka sevabı yazılır’ der.

Böyle bir dinin mensupları nikahla bağlandıkları eşlerinin ebedi bir refikayı hayat (hayat arkadaşı) olduğunu unutmayarak el ele , gönül gönüle dünyada numunesini oluşturdukları misali cennetin hakikisine ahirette birlikte girme hedef azim ve kararlığıyla hayatlarını yaşamalıdırlar. Bu azim ve kararlılıkta olan eşler cennetin kokusunu , güzelliğini , huzurunu , bereketini evlerinde duyacaktır. İnşaallah …


Yazarın Diğer Yazıları