Yuva , yurt (çocuk evi, sevgi evi) ve huzurevlerinde 'din eğitimi' (2)

Yaşlılara yönelik  dini danışmanlık ve rehberlik konusunun alanında uzman , özel eğitim almış personel tarafından yapılmalıdır.
Bu eğitimin sürekli yenilenen protokollere bağlı olarak değil , yasal alt yapısı sağlam bir şekilde meşruiyet alanına kavuşturulması zaruri ve önemlidir.
Doğudan batıya doğru dini ve geleneksel değerlerimizin durumunun huzurevleri doluluk oranına yansıdığını tespitine katılıyorum.Doğu illerimizde huzurevine ihtiyaç batı illerine göre çok az miktarda olduğunu söyleyebilirim.
Huzurevinde kalan yaşlılardan çocuğu olmayan ve yalnız yaşayanlarda %27 sinde  depresyon  görülürken , çocuğu olanlarda bu oranın %51 olarak belirlenmesi çok önemli ve üzerinde durulması gereken bir tespit.Aynı tespit yuva ve yurtta kalan çocuklar içinde geçerli.Anne babası hayatta olan çocukların psikolojik problemleri , anne babası ya da anne veya babası ölmüş çocuklardan çok daha fazla. Protokol gereği kurumlarımıza gelen din görevlilerinden istediğimiz verimi alamadık, alamıyoruz. Bunun en önemli sebebi kurumlara gelecek görevlilere mutlaka en azından yeterli Hizmeti içi eğitimden geçirilmeli.
Maddi olarak tüm ihtiyaçlar karşılanıyor ama ondan daha önemli olan manevi boşluğun doldurulması.Bu konuda resmi sivil tüm gönüllü ve iyi niyetli çabalara açığız ve ihtiyacımız var.
Devletin din eğitimine yakın tarih itibariyle yaklaşımlardan aile içerisinde yaşayan yaşlılardan huzurevindeki yaşlılar daha fazla etkilenmiştir. Peygamberin ashabı suffe başta olmak üzere yetim , yaşlı , özürlü ve kimsesizlere yönelik uygulamaları ve aynı konuyla ilgili Kuran-ı Kerim’in tavsiyeleri dikkatle incelenmeli ve çağdaş bir dille yaşlılarımıza aktarılmalıdır.
Özellikle dünyada kayıp ve eksikliklerin ahrette Yüce yaratıcı tarafından fazlasıyla telafi edileceğinin vurgulandığı bir ahrete iman anlayışının yaşlılarımıza verilmesinin çok önemli bir hakikattir.
Din eğitimi veren İlahiyat Fakültesi ve DKAB bölümlerinde mutlaka dezavantajlı gruplara yönelik özel eğitim programları ana bilim dalı olarak hem lisan,yüksek lisans ve doktora düzeyinde oluşturulmalıdır.Bu programlar oluşturuluncaya kadar HEM leri ile işbirliği halinde kurslarla ihtiyaç giderilmelidir.
Manevi sosyal hizmet , manevi bakım gibi konularında özel eğitimlerle takviye edilmiş ilahiyatçılara ihtiyaç aşikardır.
Kuran-ı Kerim’in ‘kema rabbayani sagira’ ve benzeri ayetleri ve Peygamberimizin ‘ihtiyarlar cennete giremez,çünkü genç olarak girecekler’ (biraz sabır bu ihtiyarlık hali geçicidir ve ebedi bir gençlik siz bekliyor) gibi yaşlılara yönelik rehabilitasyon uygulamalarının güncel bir dille yaşlılara aktarılması.Yaşlılara yönelik bu yaklaşımları derli toplu bir şekilde ortaya koyan ‘Yaşlıya Dini Danışmanlık ve Rehberlik’ başlıklı rehber kitapçıklarının hazırlanması.
Kaliteli bir hayatın , kaliteli bir yaşlılığı getireceğini , aslında yaşlanmanın çocukluktan itibaren başladığını , Kuran-ı Kerim’in ‘erzelil ömür’ diye ifade ettiği yaşlılığa hazırlığın hayatın başlangıcından itibaren olması gerektiğinin eğitimlerle işlenmesin vurgulanması gereklidir.
Evlerimizin eskiden ‘pederşahi-büyük,yaşlı eksenli’ iken günümüzde ‘veledşahi-çocuk eksenli’ dizayn edildiği bir gerçektir.Oysa evlerimizde çocuk odasının yanında her şeyiyle yaşlılara hitap eden ‘yaşlı odası’ oluşturulması huzurevine ihtiyacı azaltacaktır.
Çocuklara verilen gündüzlü Çocuk kreş ve gündüz bakımevleri gibi Yaşlı Gündüz Bakımevlerinin açılması bu günkü sanayi toplumunun  bir zorunluluğudur.
‘Biraz sonra kıyamet kopacak olsa bile elinizdeki ağacı dikin’ hadisinin en ziyade ihtiyarlık dönemini ilgilendirdiği yani ölüm her an gelecek olsa bile insan hayatı dolu dolu yaşaması gerektiği dinin emri olduğu bilincinin ihtiyarlara aktarılması lüzumludur.
Teselli-tevekkül-tahammül-teşekkür şekliyle bir eğitim sıralaması yapılmalıdır.
%51 hayal-%49 hatıra=genç , %49 hayal-%51 hatıra=yaşlı formülünden hareketle yaşı ne olursa olsun insan hayalleri olduğu ve onları gerçekleştirmeye çalıştığı kadar gençtir.
Ömrün bir maraton koşusu olduğu ve yaşlılığın maratonun son metreleri olarak tanımlanması ve yarışın sonunda yarışmacıların ayrı bir gayrete geldikleri gibi insanlarında yaşlılığı aktif anlamda değerlendirilmesinin öneminin vurgulanması.
‘İnsanız.Ya yaşlanacağız , ya da …’ bilincinin çocuk ve gençlere verilerek yaşlılara saygının bir davranış kalıbı olarak erken yaşlarda kazandırılmasının gerekliliği eğitimin her alanında verilmelidir.


Yazarın Diğer Yazıları