Batı Bu!

Türkiye’yi durmadan yoruyor, yokuşa sürmek istiyorlar! Müttefik diye hep Haçlılara sarılmışız! Öyle bir sarılış ki, kendi değerlerimizi unutmuş, tamamen- kraldan çok kralcı hesabı- haçlı kafasıyla mankurtlaşmışız! 
Böyle bir açmaz ve çıkmaza girildiğini değerli tarihçi dostum, kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Caner Aranacı Aydınlar Ocağı Salı sohbetlerinde; “100. Yılında Galiçya Cephesi” ni anlattı.
 “Galiçya Cephesinde 18 bin kayıp verdik. Galiçya’nın sonucunda Bağdat’ı, Erzurum’u, Trabzon’u ve Şam’ı kaybettik. Almanlar, bütün faturayı da Osmanlı Devleti’ne kesti” dedi.
Günümüzde Polonya ve Ukrayna Cumhuriyetleri sınırları içinde kalan bölgeye Galiçya denmektedir. Osmanlı ordusunun I. Cihan Harbi’nde çarpıştığı üç cepheden biridir ve sınırımızın, alakamızın, toprak bağımız bulunmamaktadır. 
“Galiçya’da 33 bin kişiden oluşan bir kolordu, Romanya’ya 39 bin askerden oluşan bir kolordu, Makedonya’ya da 29 bin nüfustan oluşan bir kolordu gönderdi Osmanlı. Yani tam bir ordu gönderdi. Galiçya’ya 15. Kolordu’yu gönderdiğimizde Van ve Erzurum Rus’un eline geçmişti. Trabzon düştü ve bir yıl sonra Siirt düştü”. 
Galiçya’ya gönderilen Kolordu Almanların, Romanya’daki Kolordu ise Bulgarların emrindeydi. 101 bin askerimiz yabancıların emrinde savaşırken 1917’nin Martında Bağdat elimizden çıktı, ardından Kerkük ve Musul elimizden çıkarken Mondros Mütarekesi imzalandı.
“Vatan topraklarının elimizden birer birer çıktığı bir dönemde biz, yurtdışına bu milletin en fedakâr, en cevval, en seçme, dil bilen ve 32 yaşından büyük olmayan gençlerini gönderdik. 1916’dan itibaren Osmanlı Ordularının Başkomutanı, Osmanlı Devlet Başkanı Enver Paşa değildi. Anlaşma gereği Müttefik Ordularının Başkomutanı 2. Wilhelm’di. 
Başkomutan Alman İmparatorudur. Emir komuta ondadır. Onun için Alman İmparatoru istediği zaman Enver Paşa’nın olmaz diyebilme şansı yoktu. Galiçya’daki savaş bittiğinde Enver Paşa’nın, diğer cephelerde şiddetle askere ihtiyacımız olmasına rağmen Galiçya cephesinden asker ister. Fakat Almanlar vermez” 
Almanlar, Türk askerlerinin bütün harcamalarını da Osmanlı Devleti’ne fatura etti. Sakarya muharebelerinde Türk ordusunun kaybı 5.700, bütün İstiklâl Harbi boyunca kaybettiğimiz asker miktarı ise 12 bin.
 Galiçya’da 12 bin şehit verdik. Bu rakama yaralı ve esir düşenleri de eklersek 18 bindir. Gönderilen asker sayısı ise 33 bin idi. Galiçya’da kayıp çok korkunçtur, yüksektir. Galiçya’nın sonucu Bağdat’ın kaybıdır. Erzurum’un kaybıdır. Trabzon’un kaybıdır. Şam’ın kaybıdır. Bize de işte aslansınız, çok iyi savaştınız, Türklerin yiğitliğini, fedakârlığını hiç unutmayacağız diye bolca övgüler yağdırmışlar.
Millet olarak yaşayacaksanız savaş sanayinizi geliştireceksiniz. Millet olarak yaşayacaksanız dışa bağımlılığı mutlaka bitireceksiniz.”
 
Batı Batı Dedikleri!
Batı batı diyerek batmadık mı? 
Batının çirkinliğini alarak, ahlakı satmadık mı? 
Fenni, ilmi, tekniği bir kenara koyduk, 
Modernlik diyerek gençliği sokağa atmadık mı? 
 

Yazarın Diğer Yazıları